ALTAN SANCAR 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve rakibi AK Parti adayı Murat Kurum arasındaki farkı tek cümleyle özetledi: "Ekrem İmamoğlu halkçı bir belediye başkanı, Murat Kurum rantçı belediye başkanı adayıdır."

Türkiye, 31 Mart’ta belediye başkanlarını belirlemek amacıyla sandık başına gidiyor. Ancak yarış deyim yerindeyse bir genel seçim havasında geçiyor. Her kentte kıyasıya seçim kampanyaları devam ederken, herkesin gözünü çevirdiği kent İstanbul.

Uzunca bir süre boyunca iktidar partisi tarafından yönetilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2019 seçimlerinde ittifak çatısı altındaki partilerin de desteğiyle CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun zaferiyle muhalefetin yönetimine geçti.

Beş yıl önceki seçimlerden bu yana siyaseten çok şey değişse de İmamoğlu yeniden CHP’nin adayı ve seçimlerdeki en güçlü aday. CHP’nin iktidarın 'kale' olarak gördüğü kenti bir kez daha kazanma iddiasındaki kampanyasının dümenindeki isimlerden biri de CHP İl Başkanı Özgür Çelik.

Çelik, hem seçmendeki sandık güvenliği endişesi hem de İstanbul’daki hedeflerine dair birçok konu başlığında PolitikYol’un sorularını yanıtladı.

Çelik, İstanbul genelinde 33 bin 227 sandığı 100 bin kişilik bir ‘ordu’yla koruyacaklarını söyledi. Önceki seçimlerde kazanılan ilçelerde yeniden kazanmakla birlikte yeni ilçe belediyelerini de ‘CHP belediyeciliği’yle tanıştıracaklarını söyleyen Çelik, aday belirleme sürecindeki tartışma ve eleştirilere ilişkin şunları dedi: “Değişim süreçleri bazen sancılı olabiliyor. CHP, bu tartışmaları geride bırakmayı bilir, seçimlere hazırlanmayı bilir. Bu anlamıyla parti olarak şu anda bu tartışmaları geride bırakmış ve tamamen 31 Mart seçimlerine odaklanmış durumdayız." İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve rakibi Murat Kurum arasındaki farkı da tek cümle ile özetleyen Çelik, “Ekrem İmamoğlu halkçı bir belediye başkanı, Murat Kurum rantçı belediye başkanı adayıdır” dedi.

'40 yaşın altında 10 belediye başkanımız var'

PolitikYol’un sorduğu sorular ve Çelik’in verdiği yanıtlar şöyle:

İlk olarak seçim dönemiyle başlayalım... Özellikle aday belirleme sürecinin tartışmalara sahne olduğunu gördük. Hatta bu tartışmaların seçimleri olumsuz etkileyeceği de değerlendirildi. Siz bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Değişim süreçleri hep sancılı olur. Partimizin aday belirleme sürecinde belediyesi bizde olan 14 ilçede bazı belediye başkanları değişti. Öncelikle bu yönüyle şimdiye kadar görev almış belediye başkanlarımıza yapmış oldukları hizmetlerden dolayı sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. Belediyesi bizde olup da belediye başkan adayı değişen ilçelerde yeni dönemde yeni bir enerjiyle seçilecek belediye başkanlarımız bulundukları ilçede İstanbullulara hizmet verecekler.

Belediyesi bizde olan ilçelerde aday belirleme sürecinde tartışmalar yaşandı. Sizin de sorunuzda ifade ettiğiniz gibi bazı tartışmalar olduğu gibi aday belirleme sürecinde olumlu tartışmalar da oldu. Örneğin 2019 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nin 14 belediyesi içerisinde bir kadın belediye başkan adayımız bile yoktu. Bu seçimlerde Maltepe’de, Bakırköy’de, Üsküdar ve Bahçelievler’de kadın belediye başkan adaylarıyla seçime gidiyoruz ve inanıyorum ki bu dört ilçeyi de kazanacağız. Bu hem partimizde hem de kamuoyunda çok olumlu karşılanan bir durum oldu. Rakibimiz olan partide bu sayının ikide kaldığını hatırlatmak isterim ki biri zaten mevcut belediye başkanıydı.

Kamuoyunun beklentileri açısından olumlu karşılanan başka bir noktada da ilk defa partimizde 39 ilçe içerisinde 40 yaşın altında 10 belediye başkanımızın olması. Yine 39 ilçede 40’lı yaşlarda ortalama 15 belediye başkan adayımız var. Bu aynı zamanda bir değişimi de ifade ediyor. 31 Mart seçimlerinde hem genç belediye başkan adaylarıyla hem kadın belediye başkan adaylarıyla İstanbulluların huzuruna çıkmış oluyoruz.

Sözlerimin başında ifade ettiğim gibi değişim süreçleri bazen sancılı olabiliyor. Ancak CHP, bu tartışmaları geride bırakmayı bilir, seçimlere hazırlanmayı bilir. Bu anlamıyla parti olarak şu anda bu tartışmaları geride bırakmış ve tamamen 31 Mart seçimlerine odaklanmış durumdayız.

Peki, aday belirleme sürecinde eksikliklerin ya da aksaklıkların olduğunu düşünüyor musunuz?

Tabi ki her sürecin daha iyisini ve mükemmelini yapmak mümkün ancak şunu belirtmek isterim: Çok titiz ve hassas aday belirleme sürecini gerçekleştirdik. İstanbul’da 39 ilçemizde profil analizleri, saha çalışmaları, odak grup görüşmeleri ve anketler yaptırdık. Belediyesi bizde olan 14 ilçede belediye başkanlarının başarılarını, mevcut oy oranlarını ölçtük ve buna göre adaylarımızı belirledik.

'Kongrede veya kurultayda bizim yanımızda durup durmadıklarına bakmadık'

Aday belirleme konusunda parti içinden gelen eleştirilere ne diyorsunuz?

Parti içerisinde aday belirleme sürecinin bir miktar kongre ve kurultay süreci üzerinden yapıldığına dair eleştiriler geldi. Bu eleştirileri doğru bulmadığımı söylemek isterim. Şu açıdan doğru bulmuyorum: İstanbul’un 39 ilçesinde aday belirlerken İstanbul Kongresi’nde veya kurultayda bizim yanımızda durup durmadıklarına bakmadık. Az önce ifade ettiğim gibi tamamen anketlere, profil analizlerine, saha araştırmalarına bakarak karar aldık.

Bunun en önemli kanıtı şudur: Ben altı yıl Bahçelievler’de ilçe başkanlığı yaptım. Bahçelievler Belediye Başkan adayı belirlenirken elbette son karar merci Parti Meclisimiz ve Merkez Yürütme Kurulu’muzdur. Ancak ilçemiz olduğu için bizim görüşümüz de dikkate alındı. Bahçelievler’de aday gösterdiğimiz sayın Emine Gülizar Emecan, İstanbul Kongresi’nde beni değil, rakibimi desteklemiştir. Kurultay’da da değişim tarafını değil, önceki genel başkanımızı desteklemiştir. Ancak biz yaptığımız profil analizlerinde, saha araştırmalarında Bahçelievler’de bir inşaat mühendisi ve daha önce milletvekilliği yapmış güçlü bir profil ve bir kadın aday ihtiyacı ortaya çıktığını gördüğümüz için sayın Emine Gülizar Emecan’ın adaylaşması konusunda görüşlerimizi genel merkeze bildirdik.

Yine aynı şekilde Silivri’de çok sayıda aday adayımız vardı. Ama öne çıkan üç aday adayından bir tanesi İstanbul Kongresi’nde beni desteklemişti. Bugün aday olan Bora Balcıoğlu arkadaşımızın eşi benim yarıştığım sayın Cemal Canpolat’ın listesindeydi. Ancak anketler, saha araştırmaları Bora Balcıoğlu'yla Silivri’yi kazanacağımızı gösterdiği için o arkadaşımızla yola çıkmış olduk.

İstanbul’un başka ilçelerinden de örnekler verebilirim. İstanbul Kongresi’nde ve kurultayda birlikte hareket etmediğimiz ancak şu an 39 ilçesi içinde aday olan çok sayıda arkadaşımız var. Dolayısıyla bu eleştirileri doğru bulmadığımı söylemek isterim.

'Hiçbir sandıkta eksiğimiz yok'

Seçim süreçlerinin en temel endişelerinden birisi de sandık güvenliği konusu. Özellikle tüm her yurttaşın sonuçlarını kendi kentleri gibi merak ettiği ve süreci takip ettiği İstanbul’da sandık güvenliği konusunda ne durumdasınız?

İstanbul’da 20 Şubat tarihi itibariyle 33 bin 227 sandıkta asil sandık görevlilerimizi 39 ilçede ilçe seçim kuruluna teslim ettik. 33 bin 227 sandıkta asil ve yedek sandık görevlilerimiz tek tek aranarak görev alıp almayacakları soruldu. Görevi kabul edenler, partimizin bilişim sistemine işlendi. Görevi kabul etmeyenlerin yerine ise yeni görevlilerimiz eklendi. Hiçbir sandıkta eksiğimiz yok. Geçen hafta itibariyle sandık güvenliği eğitimlerimizi başlattık. Ben de bunların bir bölümüne katılarak, eğitimleri izledim. Şu ana kadar sandık güvenliği eğitimlerimizin yüzde 20’si tamamlanmış oldu. Her gün 39 ilçemizde sandık güvenliği eğitimlerimiz devam ediyor. Yine okul ve kat sorumlularımızın eğitim süreçleri devam ediyor. Avukat örgütlenmesiyle ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hukuk Komisyonumuz iki toplantı yaparak okullarda görev alacak avukatlarımızı belirlediler.

Toplumdaki bu endişe her seçim sürecinde temel endişelerin de başında geliyor. Keza 2019 seçiminin 'sandıklara sıkı sıkıya sahip çıkılarak da kazanıldığı' değerlendirmeleri de yapıldı. Aynı endişe seçimlere sayılı günler kala yeniden gündemde. Sandığa atılan oylar, kimlere emanet olacak? 

Buradan İstanbullulara şunu ifade etmek isterim: Kesinlikle sandık güvenliği konusunda bir endişeye kapılmasınlar. Nasıl 2019’da sandıklara güçlü bir şekilde sahip çıktıysak, 2023’te İstanbul’da nasıl sahip çıktıysak, 2024 yılında da bütün hazırlıklarımızı tamamladık. 33 bin 227 sandığı, 100 bin kişiyle koruyacağız. İstanbullular sandığa giderek gönül rahatlığıyla oylarını kullanabilirler. İstanbul’da sandıklar bize, Cumhuriyet Halk Partisi örgütlerine emanet.

'Seçimlere taban ittifakıyla gidiyoruz'

Bu seçimler bir önceki seçimlerden de farklı… Önceki seçimleri anımsarsak ittifaksız bir seçim süreci oldu. Sahada çalışırken eski ittifak ortağı, şimdinin rakibi olan partilerin tabanıyla karşılaşınca ne duyuyorsunuz?

2019’da ve 2023’te seçimlere ittifaklarla gitmiştik. Ama 2024’te siyasi partiler açısından bir ittifakımız yok. Bizim sıklıkla yaptığımız bir tanımlama var, o da şu: Seçimlere İstanbul İttifakı, taban ittifakıyla gidiyoruz. Büyükşehir Belediye Başkan adayımız sayın Ekrem İmamoğlu sadece ittifak içinde olan partilerden oy almıyor, aynı zamanda diğer partilerden de ve yine mevcut iktidar partisi ve onun ortağı olan siyasi partinin tabanından da oy alıyor. Biz İstanbul sokaklarında hem daha önce ittifak içinde olduğumuz partilerin seçmenlerinin hem de mevcut Cumhur İttifakı seçmenlerinin adayımız sayın Ekrem İmamoğlu’na karşı bir teveccühünün olduğunu görüyoruz. Büyükşehir Belediye Başkan adayımız sayın Ekrem İmamoğlu’nun 2019’dan bu yana adil, yeşil, yaratıcı ve eşitlikçi hizmetlerinin İstanbul’da yaşayan 16 milyon yurttaşımız tarafından takdir edildiğini ve büyük bir ilgiyle takip edildiğini görüyoruz.

Geçmişte ittifak içinde olduğumuz partilerin seçmenleriyle sahada karşılaştığımızda bizlere 2024 seçimlerinde 31 Mart’ta Büyükşehir Belediye Başkan adayı sayın Ekrem İmamoğlu’nun yanında olduklarını, başkanımızdan memnun olduklarını, hem hizmetlerin devam edebilmesi için hem de İstanbul’un yeni projelerle güçlendirilmesi, doğasının korunması için kendisine yine destek vereceklerini ifade ediyorlar.

'İmamoğlu her gün iki ilçe ziyaret ediyor'

Nasıl bir kampanya süreci örgütlediniz? Miting mi, pazar gezisi mi? Halka ulaşma yolunuz nedir? Birincisi bizim İstanbul il başkanlığı olarak bir çalışma takvimimiz var. En önemli başlığımız sandık güvenliği. Az önce ifade etmiştim. İkincisi seçime katılımı teşvik etmek ve üçüncüsü de saha çalışmaları yapmak. CHP İstanbul İl Başkanlığı olarak çok çeşitli başlıklarda çalışma grupları oluşturduk. Aday belirleme sürecinden sonra çalışma gruplarımız her biri kendi alanında kendi çalışmalarını yapmaya başladı. Bir yerel seçim olduğu, adayların seçim kampanyası üzerinden şekillenir. Büyükşehir belediye başkan adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun 'Tam Yol İleri' kampanyası başladı ve devam ediyor.

Sayın İmamoğlu her gün iki ilçe ziyaret ediyor. Gittiği ilçelerde çok çeşitli saha çalışmaları yürütüyor. Bazı ilçelerde kanaat önderleriyle buluşuyor. Bazı ilçelerde pazar ziyaretleri, bazı ilçelerde esnaf ziyaretleri gerçekleştiriyor. Gittiği her ilçenin önemli meydanında büyük halk buluşmaları gerçekleştiriyor. Bu buluşmalarda 2019’dan bu yana gerçekleştirdiği hizmetleri ve 2024 seçimlerini kazanması halinde yapacaklarını anlatıyor.

Bunun yanı sıra 39 ilçemizde adaylarımız, o ilçenin özgün koşullarına göre kendi kampanyalarını yürütüyor. Onlar da yine seçim çalışmaları kapsamında pazar ve esnaf ziyaretlerinin yanında hane ziyaretleri gerçekleştiriyor.

Sürpriz yapacağız dediğiniz ilçeler var mı?

Şöyle söyleyelim, kazandığımızda sürpriz olmayacak ilçeler var. 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde önde çıktığımız bütün ilçeleri kazanacağız. Bunun dışında 2023 seçimlerinde geride olduğumuz ilçelerde de kazanacağımız yerler olacak. İlçe isimlerini sayarsam eksik bırakacağım yerler olabilir. O yüzden izninizle isim vermeyelim. Ancak şunu söyleyeyim İstanbul’un 39 ilçesinde çok güçlü bir iddia ortaya koyuyoruz. İstanbul’da 25 ile 30 arasında belediye başkanlığı kazanmayı hedefliyoruz.

Ekrem İmamoğlu ve Murat Kurum… Adayınız ve rakip adayınızı karşılaştırınca farklar neler?

Tek bir cümleyle ifade etmek gerekirse Ekrem İmamoğlu halkçı bir belediye başkanıdır. Murat Kurum rantçı belediye başkanı adayıdır. Birkaç örnek verecek olursak sayın Ekrem İmamoğlu göreve geldiği 2019’dan bu yana yaptığı uygulamalar tamamen halkçı uygulamalarıdır. Örneğin Murat Kurum’un da mensubu olduğu parti, İstanbul’u 25 yıl boyunca yönetti. Kendi ifadeleriyle söyleyelim İstanbul’a ihanet edildi. İstanbul’un yeşil alanları, dere yatakları imara açıldı. İstanbul betona teslim edildi.

Büyükşehir belediye başkanımız Sayın İmamoğlu döneminde İstanbul’a imara açılan tek bir dere yatağı, yeşil alan yoktur. Hatta İstanbul’da 2019’dan bu yana 9 milyon metrekare yeşil alan İstanbul halkının kullanımına açıldı. İstanbul’un yeşil alanları imara açılmak yerine kent ormanlarına ve yaşam vadilerine dönüştürüldü.

Başka örnekler vermek gerekirse, İstanbul’da 2019’dan sonra halkçı belediyecilik anlayışı çerçevesinde birçok proje hayata geçirildi. 2019’dan yoktu, belediye bünyesinde çocuk kreşleri açıldı, bir tane öğrenci yurdu yoktu, şimdi öğrenci yurtları var. Çocuklara halk süt dağıtılıyor. 0-4 yaş arası çocuğu olan anneler ücretsiz ulaşım hakkına sahip. İstanbul’da sosyal yardımların sayısı 6 katına çıkartıldı.  Sayın İmamoğlu kent yoksulluğuna karşı çok güçlü bir mücadele veriyor, bu kapsamda ekonomik kriz nedeniyle maddi zorluk yaşayan yurttaşlara 40 TL’ye yemek hizmeti sağlayan Kent Lokantaları açıyor. İstanbul şu anda aynı anda 10 metro inşaatının devam ettiği şehirdir. Öğrencilere burs veriliyor. İşte bunların adı halkçı belediyeciliktir.

Biliyorsunuz 2019’dan önce sadece bir iki kişiye burs verilip yurt dışına gönderiliyordu. Bu ise İstanbul’un kaynaklarını bir gruba kullandırma anlayışıdır. Bunun adı rantçı belediyeciliktir. İstanbul’un dere yataklarını, askeri arazilerini, yeşil alanlarını imara açmak rantçı belediyeciliktir.

Halkçı belediyecilikle rantçı belediyecilik arasındaki başka bir fark da şudur: Rantçı belediyecilik altyapı yatırımlarına önem vermez çünkü derler ki altyapı nankördür, halk altyapıya yaptığın yatırımı görmez ve bu oya dönüşmez. Halkçı belediyecilikte ise altyapıya önem verilir. Hatırlayalım, 2019’dan önce İstanbul’un altyapı yatırımları çok sorunluydu. Her yağmurda sele teslim oluyordu. Ayamama Deresi’nde insanlarımızı yitirdik. İstanbul’da denizle kara buluşuyordu. Ancak Sayın Başkanımız İmamoğlu, pandemiyi de fırsata çevirerek sorunlu alanlarda altyapıya yatırım yaparak, buralardaki su taşkınlarının önüne geçti. İşte bu rantçı belediyecilikle halkçı belediyecilik arasındaki en büyük farklardan biridir.

Seçimlere giderken, toplumun bir kulağı da kamuoyu araştırma şirketlerinin yaptığı anketlerde oluyor. Biliyoruz ki partiler de genel merkez ve il örgütleri düzeyinde anketler yaptırıyor. Sizin elinizde yaptırdığınız anket sonuçlarınız var mı?

Bize gelen ve kamuoyuna yansıyan anketlerde de Sayın İmamoğlu’nun önde olduğunu görüyoruz. Ancak şunu ifade etmek isterim anket sonuçları ne olursa olsun, anketler neyi gösterirse göstersin İstanbul’da kadınların, gençlerin, çocukların, yaşlıların ve emeklilerin kalbinde taht kurmuş bir belediye başkanımız var. En güzel anket insanların kalbinde ve yüreğinde olan bu duygulardır.

Son olarak geçen haftanın belki de en önemli tartışmalarından birisi oldu: Partinizden aday olan Burcu Köksal’ın açıklamalarına ilişkin neler söylemek istersiniz? 

Yerel yönetimler halkın doğrudan doğruya temas ettiği devlet kurumlarıdır. Hangi partiden, inançtan ya da kimlikten olursa olun vatandaşlarımızın eşit hizmet aldığı, kapılarının herkese açık olduğu hizmet yerleridir.

Biz “...millete efendilik yoktur; hizmet etme vardır..." bakış açısını kendimize rehber edinmiş halk sevgisiyle kuşanmış Cumhuriyet Halk Partili neferleriz. Kimsenin siyasi amaçları için, ucuz hesaplar yaparak toplumu kamplara ayırmasına izin vermeyiz. Bunu yapan dost ya da rakip kim olursa olsun karşısında dururuz.

İstanbul bunu başardı. İstanbul'da Ekrem başkanla, partizanlığı, ayrımı, belli bir zümreye hizmeti, hizmetten yoksun bırakmakla tehdit etme alışkanlığını sonlandırdık.

İstanbul’da CHP’li adayların kazandığı tüm belediyelerin kapısı 16 milyon İstanbulluya açık olacak. Eşit hizmet, adil yaşam ve liyakat bizim parolamız olacak.

İlçe örgütlerinin çalışmadığına ilişkin kimi eleştiriler geliyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

39 ilçemizde etkin bir çalışmayı ilçe başkanlıklarımız ve örgütümüzle yürütüyoruz. Bütün ilçelerimizde tabii öncelikli hedefimiz sandık güvenliği. İlçe başkanlıklarımız asil ve yedek sandık görevlilerimizi tamamladılar. Okul kat bilişim sorumlularımız belirlendi. Bilişim sorumlularımız belirlendi. Şu anda 39 ilçemizde sandık güvenliğiyle ilgili eğitim süreçlerimiz devam ediyor. İlçe örgütleri olarak kampanya süreçleri genellikle belediye başkan adayları etrafında şekillenir. Örgütlerimiz, belediye başkan adaylarımızın kampanyasına çok yoğun bir destek veriyor.

Ayrıca bütün ilçelerimizde lojistik komisyonları oluşturuldu. Adayların çeşitli broşürlerinin ve materyallerinin bir biçimiyle organize edilmesi için lojistik komisyonları oluşturuluyor. Her ilçemizde bir iletişim komisyonumuz oluşturuldu. İletişim komisyonu Büyükşehir Belediye Başkanımızın ve ilçe adaylarımızın sosyal medya mesajlarını yoğun bir biçimde kamuoyuyla paylaşıyorlar. İlçelerimizde hemşeri gruplarıyla ilgili çeşitli masalar kuruldu. Bir ilçede en fazla yaşayan ilk on hemşeri grubuyla ilgili lokal ziyaretler yapılıyor. Yine ilçelerimizde seçim ofisleri, ilçe başkanlıklarımız tarafından oluşturuldu.

Açık havada dış mekanda çeşitli bayraklamalar, pankartlamalar yapılıyor. Çeşitli çalışma grupları oluşturuldu. Meslek odaları çalışma grubu oluşturuldu, meslek odaları ziyaret ediliyor. Sendikalar ziyaret ediliyor. İnanç kurumları, eğitim kurumları için çalışma grupları oluşturuldu. Sağlık kurumları çalışma grupları oluşturuldu. İş dünyasıyla ilişkiler için çalışma grupları oluşturuldu. Ve örgütün belli temsilcileri tarafından ziyaretler yapılıyor. Yine gençlik kollarımız, 39 ilçemizde ilk defa oy kullanacak seçmenlere, büyükşehir belediye başkanımızın mektuplarını iletiyorlar. Kadın kollarımız 39 ilçemizde hane ziyaretleri gerçekleştirerek hem Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun hem de ilçe adaylarımızın seçim çalışmalarının broşürlerini ve vaat kitapçıklarını ulaştırıyorlar. Kısacası İstanbul'un 39 ilçesinde çok yoğun bir çalışma temposu içerisindeyiz.