CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, TÜİK’in açıkladığı “Eğitim Harcamaları İstatistikleri” hakkında “Türkiye’de eğitim alanına yapılan harcamalar oransal olarak düşüyor, eğitimin mali yükü ailelerin sırtına yükleniyor. Eğitime yapılan kamu harcamaları giderek azalırken, eğitimin maddi ve manevi yükü ise ailelerin sırtına yüklenmiştir" açıklamasını yaptı. 

Türkiye İstatistik Kurumu, 2022 yılına ilişkin "Eğitim Harcamaları istatistikleri"ni açıkladı. CHP Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, istatistikleri değerlendirdi. Özçağdaş’ın açıklaması şöyle:

“TÜİK, ‘2022 Eğitim Harcamaları İstatistiklerini’ paylaştı. Eğitim harcamaları 2022 yılında, 2021 yılına göre yüzde 69,3 artarak 587 milyar 438 milyon TL oldu. 2022 yılında bir önceki yıla göre eğitim harcamalarının en fazla arttığı eğitim düzeyleri; yüzde 113,8 ile okul öncesi ve yüzde 74,1 ile yükseköğretim olmuştur. Ancak eğitim harcamalarındaki rakamsal artış oransal düşüşü gölgeler niteliktedir.

İstatistiklere göre, eğitim harcamasının gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payı (GSYH) 2018 yılında yüzde 5,8, 2019 yılında yüzde 6, 2020 yılında ise yüzde 5,36, 2021 yılında yüzde 4,8 iken 2022 yılında yüzde 3,9’a düşmüştür. Devlet eğitim harcamasının gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payı ise 2018 yılında yüzde 4,3, 2019 yılında yüzde 4,4, 2020 yılında yüzde 4, 2021 yılında yüzde 3,4, 2022 yılında ise yüzde 3,1 olarak gerçekleşmiştir. Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde eğitim alanına yapılan harcamalardaki oransal düşüş oldukça çarpıcıdır.

Öğrenci başına yapılan eğitim harcaması 2021 yılında 15 bin 622 TL iken, 2022 yılında 25 bin 143 TL olarak gerçekleşmiştir. Eğitim düzeylerine göre değerlendirildiğinde, 2022 yılında öğrenci başına harcamanın en yüksek olduğu eğitim düzeyi 50 bin 236 TL ile yükseköğretim olmuştur.

Öğrenci başına toplam eğitim harcaması bir önceki yıla göre yüzde 60,9 artmıştır. Öğrenci başına eğitim harcamalarının 2022 yılında 2021 yılına göre en fazla artış gösterdiği eğitim düzeyi yüzde 74,4 ile okul öncesi olmuştur. Bunu yüzde 67,7 ile yükseköğretim takip etmiştir. Türk lirası bazında gerçekleşen bu artışlara rağmen, geçtiğimiz yıllar içerisinde dolar bazında yapılan öğrenci başına eğitim harcamalarında dikkat çekici bir düşüş yaşanmıştır.

Ortaokul düzeyinde, 2014 yılında öğrenci başına bin 892 dolar harcama yapılırken 2022 yılında öğrenci başına sadece bin 203 dolar harcama yapılmıştır. Aynı şekilde, Ortaöğretim düzeyinde de dolar bazında harcamalarda düşüş yaşanmıştır. 2014 yılında öğrenci başına 2 bin 396 dolar harcama yapılırken 2022 yılında öğrenci başına sadece bin 275 dolar harcama yapılmıştır.

Tam anlamıyla ulusal bir kriz haline düşen yükseköğretimde ise 2014 yılında öğrenci başına 5 bin 169 dolar harcama yapılırken 2022 yılında öğrenci başına sadece 3 bin 27 dolar harcama yapılmıştır. 2011 yılında 103 devlet, 62 vakıf olmak üzere toplam 165 üniversitede bulunmaktaydı. 2022 yılına geldiğimizde 129 devlet, 74 vakıf, 4 vakıf MYO olmak üzere 207 üniversitede 4 milyon örgün eğitim öğrencisi bulunmaktadır. Görüldüğü gibi 2011 yılından buyana üniversite sayısı yüzde 25,45 artmıştır. Üniversite sayısı artarken eğitim harcamalarının GSYH içerisindeki payı azalmıştır. Eğitim harcamasının gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payı (GSYH) 2014 yılında yüzde 6,5, 2018 yılında yüzde 5,8, 2019 yılında yüzde 6, 2020 yılında ise yüzde 5,36, 2021 yılında yüzde 4,8 iken 2022 yılında yüzde 3,9’a düşmüştür. Devlet eğitim harcamasının gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payı ise 2018 yılında yüzde 4,3, 2019 yılında yüzde 4,4, 2020 yılında yüzde 4, 2021 yılında yüzde 3,4, 2022 yılında ise yüzde 3,1 olarak gerçekleşmiştir.

TÜİK yayınladığı verilerle ilgili yöntem değişiklikleri gerçekleştirmiştir. Bu değişiklikler, eğitim harcamalarının dağılımı konusunda çeşitli belirsizlikler yaratmaktadır. Yapılan değişiklikler sonucunda, geçtiğimiz yıllarda yüzde 20-21’lerde olan hanehalkı eğitim harcamaları, 2022 yılı itibari ile yüzde 10’a kadar geriletilmiştir.

Eğitim harcamalarında geçtiğimiz yıllarda genel anlamda ciddi bir düşüş yaşandığı TÜİK verileri ile de kanıtlanmıştır. Eğitime yapılan kamu harcamaları giderek azalırken, eğitimin maddi ve manevi yükü ise ailelerin sırtına yüklenmiştir.

2021 yılında 77 milyar olan ailelerin eğitim harcaması, 2022 yılında 91 milyara kadar yükselmiştir. Ailelerin eğitim harcamalarında yıllar içerisinde gayrisafi yurtiçi hasılaya ters orantılı gerçekleşen artış, eğitim alanındaki dramatik tabloyu göstermektedir.

TÜİK’in araştırmalarına göre yoksullar gıda harcamalarının büyük bölümünü ekmek, tahıl ve sebzeye ayırırken, zenginlerin gıda harcamalarının büyük bölümünü et balık ve deniz ürünlerine ayırdıkları görülmektedir. Dolayısıyla zenginlerin çocukları et, balık, deniz ürünleri ile beslenirken, yoksulların çocukları ekmek, tahıl ve sebze ile beslenir olmuştur.

Gelir dağılımındaki adaletsizlik, ailelerin yaptığı harcama kalemlerinin hepsine yansımış durumdadır. Yoksulun çocuğu dengeli beslenme ve iyi eğitim imkanlarına ulaşmada sorunlar yaşamaktadır. Zenginlerin nitelikli eğitim imkanına çok kolay ulaştığı görülmektedir. Öğrenciler, iyi eğitim almış bir imtiyazlı azınlık ve iyi eğitim imkanından yararlanamamış mağdur çoğunluk olarak ikiye ayrılmış durumdadır.

Tüm bu veriler, ülkemizdeki gelir dağılımına paralel olarak zengin ve yoksul arasında eğitime ayrılan bütçe açısından oluşan derin uçurumu ortaya koymaktadır.”