Ülkemizde barınma sorunu giderek kronikleşmekte, uygun olanaklı kredi kanallarının olmaması nedeni ile de orta ve dar gelirlilerin konut edinmesi giderek imkansız hale gelmektedir. Geçtiğimiz hafta TÜİK konuta ilişkin çeşitli verileri açıkladı. Ülkenin önemli kesimini oluşturan orta-alt gelir grubunun konut sahibi olmasının yolu kuşkusuz kredi kullanmaktan geçmektedir. Eğer vade ve faiz koşulları uygun ise ve ödeme gücüne göre bir vadeye dayalı taksit tutarı çıkarsa ancak bu durumda konut sahibi olunabilmekte. Grafikte 2013’den itibaren yıllık konut satış rakamları görünmektedir.

ü

İhtiyaç sahiplerinin giderek arttığı dikkate alındığında (evlenen, yetişkin olup ayrı ev açan, yeni işe girme nedeni ile özellikle büyükşehire yerleşmek durumunda kalan, göçmenler vb. nedeniyle) grafiğin seyrinin pek de beklendiği şekilde olmadığı, hatta 2021 sonrası duraklama ve 2023’de de gerileme gerçekleştiği dikkati çekmektedir.

Şimdi bu satışların ne kadarının kredili olduğuna bakalım:

Yandaki grafikte çok net olarak görüldüğü üzere, 2020 yılındaki özellikle kamu bankaları tarafından verilen düşük faizli ve uzun vadeli kredi dönemi hariç konutta kredi ile kaynak sağlamanın yolu neredeyse ihtiyaç sahipleri açısından kapanmış.

Şimdi de satışların ilk el ve ikinci el dağılımına bakalım. Yandaki grafikte satışlar içinde ilk el ve ikinci el konutlarındaki dağılımlar yer almakta.

Grafiğe göre ortaya çıkan gerçek, 2018 sonrası satışlar içinde yeni konut oranının dramatik şekilde düştüğüdür.

Sonuç, ülkemizde barınma sorunu giderek kronikleşmekte, uygun olanaklı kredi kanallarının olmaması nedeni ile de orta ve dar gelirlilerin konut edinmesi giderek imkansız hale gelmektedir.

ü