Tüm seçim anketlerinde kaybedeceği açık açık görülen iktidarın telaşsız sakın yapısı açıkçası beni ürkütüyor. Üstelik kaybettiklerinde sadece bir seçim kaybetmiş olmayacakları gerçeğiyle düşünüldüğünde seçimlerin muhalefet açısından çantada keklik görülmesi en büyük hataları olur. AKP MHP bloğu seçim kararı alınmasa da seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılabileceğini duyurdu. Anayasa Mahkemesi’nden Yüksek Seçim Kurulu’na ve tüm güvenlik aygıtına egemen olan iktidarla seçim yarışına girilecek. Dezenformasyon yasasından, yeni seçim kanununa, İmamoğlu’nun adaylığının önünün kesilmesine kadar iktidarın bir plan dahilinde ilerlediği çok net bir biçimde görülüyor. Tüm seçim anketlerinde kaybedeceği açık açık görülen iktidarın telaşsız sakın yapısı açıkçası beni ürkütüyor. Üstelik kaybettiklerinde sadece bir seçim kaybetmiş olmayacakları gerçeğiyle düşünüldüğünde seçimlerin muhalefet açısından çantada keklik görülmesi en büyük hataları olur. 15 Temmuz sonrası süreklileşen OHAL rejimi ya da daha açık ifadeyle faşizmin açık icrası tüm şiddetiyle varlığını devam ettiriyor. Cezaevleri nüfusuyla ve açılan terör soruşturmalarıyla dünyada birinci olmaya devam ediyoruz. Her gün yapılan "terör" göz altıları gazetelerde haber niteliği taşımayacak kadar sıradanlaştırılmış ve kanıksanmış durumda. Aynı şekilde sokakta yürütülen hak mücadelelerine yönelik polis şiddeti olağanlaşmış sıradan bir nitelik kazanmıştır. Toplumun üzerindeki tüm bu baskı, korku ve şiddete rağmen yeterli rızayı üretemediği görülüyor. Yeterli rızayı üretemediği hâlde bunca rahatlık kendi plan ve programlarına güvendiklerinin bir göstergesi. AKP’nin yerel seçimlerde yaşadığı yenilgiden dersler çıkardığını ve aynı duruma düşmemek için kendince tüm önlemleri alacağını düşünüyorum. 7 Haziran seçimleri sonrası yaşanılanlarla iktidarın yeniden nasıl üretildiği hafızalarımızda tazeliğini koruyor. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na yönelik SADAT vasıtasıyla yapılan açık tehdit önümüzdeki seçim sürecinin nasıl geçeceğinin ipuçlarını veriyor. Özellikle Suriye'ye götürülerek orada sıcak savaş ortamında eğitim alarak ülkeye dönen paramiliter unsurlar, IŞİD artıklarının ülkeyi üst tutmuş olması kullanılabilir unsurların varlığını açıkça ortaya koyuyor.
Ancak seçim gününe ve sadece sandığa odaklanmış bir muhalefet tarzının, provokasyonların ve seçim manipülasyonlarının üstesinden gelebileceğini düşünmüyorum. Halkı mobilize ederek kendi adayı ve programı etrafında örgütleyebildiği oranda muhalefetin kazanma olasılığı gerçeğe dönüşebilir.
Özellikle HDP'ye yönelik saldırıların failleri olarak yakalananlar yine aynı yapılarla bağlantılı oldukları görüldü. Seçim sürecine girilirken kırılgan fay hatlarına oynanması sürpriz olmaz. Kürtlere ve Alevilere yönelik provakatif saldırılar rejimin kendi konsolidasyonu açısından uygun ortamı yaratabilir. Siyasal cinayetlerin gerçekleşebileceğini, kendisine yönelik tehditlerin artığını bizzat Kılıçdaroğlu'nun kendisi ifade etti. Ankara'nın göbeğinde öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı’nın faillerinin nasıl korunduğu ve nerelerde saklandıkları ve yargıya nasıl müdahale edildiğini gördük. SADAT'ın reklamından, katillerle fotoğrafları çıkanlara kadar her şeyi açık açık ve gizleme gereği görmeden yapıyorlar. Muhalefetin tüm bu yaşananları sıradanlaştırmadan üzerine kararlılıkla gitmesi belli oyunları bozabilir. Ancak seçim gününe ve sadece sandığa odaklanmış bir muhalefet tarzının, provokasyonların ve seçim manipülasyonlarının üstesinden gelebileceğini düşünmüyorum. Halkı mobilize ederek kendi adayı ve programı etrafında örgütleyebildiği oranda muhalefetin kazanma olasılığı gerçeğe dönüşebilir. Ülkenin önümüzdeki kırk elli yıllık geleceğini belirleyecek tarihi bir kavşakta tarihi bir seçime, açık faşizm şartlarında giriyoruz. AKP faşizminin bu denli pervasızca hareket edebilmesinde muhalefetin büyük payı bulunuyor. 15 Temmuz süreci ve sonrası tasfiye edilen devlet aygıtını görüp doğru müdahaleler yapamamaları ülkeyi bu noktaya getirdi. Bugün hâlâ AKP rejiminin dilini ve kırmızı çizgilerini aşamamaları, karşısına aday oldukları rejimi yeniden üretmeye devam ediyor. Seçim güvenliğinin Soylu'ya, seçimlerin YSK'ya, medyanın Fahrettin Altun'e emanet olduğu koşullarda alabildiğine eşitsiz şartlarda bir seçime giriyoruz. Meclisin üçüncü büyük partisi HDP'nin kapatılma tehdidi altında bırakıldığı bir seçim. Kaybedenlerin çok şey kaybedeceği ve kaybedecek hiçbir şeyi olmayanların seçimi. Tüm olumsuzluklara rağmen, umudu örgütleyen, faşizme boyun eğmeyen direnenler kazanacak. YETER SÖZ MİLLETİN!