Yeşiller Partisi niye engelleniyor ve Muhalefet ne yapmalı?
Hükümet, Küresel ısınma ve iklim değişikliği sorunun seçimlerde merkezi bir gündem maddesi olmasını ve Yeşiller Partisi gibi bir siyasi aktör tarafından konuşulmasını istemiyor.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Resmi Gazete'nin 14 Ocak günkü mükerrer sayısında yayımlanan kararıyla, 298 sayılı "Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun" ile 2820 sayılı "Siyasi Partiler Kanunu"nun ilgili maddelerine göre, 1 Ocak'tan en az 6 ay öncesi itibarıyla illerin en az yarısında teşkilat kurdukları ve büyük kongrelerini yaptıkları saptanan 24 siyasi partinin seçimlere katılma yeterliliği bulunduğunu açıkladı.
Bu haber, bir taraftan bize yaklaşan seçimlere 24 siyasi partinin isimleriyle katılacağı bilgisini verirken, diğer taraftan da, daha önemli olarak, 21 Eylül 2020’den beri takip ettiğim ve anlaşılmaz-kabul edilemez-yanıt bulamadığımız bir sürece de son noktayı koyuyordu.
Yeşiller Partisi’nin yaklaşan seçimlere katılmasının engellenmesi tescillenmiş oluyordu.
21 Eylül 2020 günü, kurulma hazırlıklarını tamamlamış Yeşiller Partisi resmi kimlik kazanması sürecinin son noktası olarak İçişleri Bakanlığı’na başvuruda bulunur.
Bu, genelde bir gün ya da çok kısa süren bir formalite niteliğindedir.
Siyasete girme noktasına gelmiş siyasi partiler İçişleri Bakanlığı’na başvururlar, ve genelde o gün o izni alıp siyasi yaşamlarına başlarlar.
O günden öncede, sonrada, bu şekilde, ülkemizde, siyasi partilerin bakanlık izinlerini alarak siyasi yaşama resmen katıldıklarını gördük.
Ama bu durum Yeşiller Partisi için geçerli olmadı. Yaklaşık iki yıl süren ve hukuk mücadelesini de içeren bir süreç yaşanmaya başladı.
Son noktayı da YSK bu kararıyla koymuş oldu.
Bundan sonra İçişleri Bakanlığı izin verse de Yeşiller Partisi yaklaşan seçimlere katılamayacak.
Peki niye?
Niye Yeşiller Partisi engellendi?
Bu soruyu, siyasi ve akademik olark, ciddi bir sorun, bilmece niteliği kazanmış, hala yanıt bekleyen ilginç ve önemli bir gelişme olarak görmemiz gerekiyor.
İlginç ve önemli, çünkü:
Birincisi, küresel ve karşılaştırmalı siyaset içinde, örneğin Almanya’da iktidar ortağı olmuş, diğer ülkelerde ve son dönemde yapılan seçimlerde etkili ve başarılı olmuş Yeşiller Partileri gerçeğinin yaşandığı bir zamanda, Türkiye’de, Yeşiller Partisi’nin seçimlere katılması engelleniyor.
Almanya’da iktidarda, Türkiye’de seçimlere katılması engelelen bir Yeşiller Partisi gerçekliğiyle karşı kaşıyayız;
İkincisi, Türkiye’nin, küresel ısınma ve iklim değişikliği sorunuyla ilgili Paris Anlaşması’nı imzaladığı ve bundan gelen yükümlülüklere uyacağını devlet politikası olarak kabul ettiği bir zamanda, bu sorunu merkezine oturtmuş Yeşiller Partisi’nin kurulmasının engellediğini görüyoruz.
Üçüncüsü ve dahası, bu süreçle bağlantılı olarak bir bakanlığının isminin değiştirildiği ve “İklim Bakanlığı” eklendiği bir zamanda bu engelleme oluyor. İklim Bakanlığı olan bir ülkede Yeşiller Partisi engelleniyor.
Dördüncüsü, özellike 2018’den bugüne dünyada ve Türkiye’de, küresel ısınma ve iklim değişikliği sorunlarının merkezi bir gündem maddesi olduğu ve bu bağlamda “Yeşil Dalga” döneminin başladığı bir zamanda Yeşiller Partisi engelleniyor.
Sel, yangın, kuraklık, v.b felaketlerin yaşandığı, Kanal İstanbul veya Kaz Dağları’na doğaya ve yaşamsallığa büyük zarar veren neoliberal piyasa ekonomisi projelerinin uygulandığı bir zamanda, Yeşil Dalga’ya katılımın önemli aktörlerinden olacak Yeşiller Partisi engelleniyor.
Hükümet, Yeşil Dalga ve bu başlık altında konuşulan soru(n)ların, kendisi ve var olan muhalefet partileri tarafından, ikincil ya da üçüncül sorunlar olarak konuşulmasını tercih ediyor.
Beşincisi, küreselleşen dünya genelinde ve Türkiye özelinde yapılan tüm toplumsal eğilim araştırmaları, küresel ısınma ve iklim değişikliği sorunun özellikle genç kesimler içinde giderek önem kazandığını gösteriyor. Gençlerin sadece insan haklarına değil, fakat tüm canlıları ve doğayı içeren “yaşamsallığa” ve “yaşamdaşlık hakları”na ciddi önem verdiklerinin anlaşıldığı bir zamanda Yeşiller Partisi engelleniyor.
Altıncısı, son yıllarda yapılan seçim sonuçlarının gösterdiği gibi, seçimlere katılan ya da ilk defa katılacak “genç seçmen”in tercihini belirlemede yaşamdaşlığın ön sıralara çıktığı bir zamanda Yeşiller Partisi engelleniyor.
Tüm bu noktalar bize şunu gösteriyor:
HÜKÜMET NİYE ENGELLİYOR?
Yeşiller Partisi’nin bir siyasi parti olarak siyasette ve seçimlerde başarılı ya da başarısız olacağını bilmeden ve görmeden, böyle bir partinin siyasette olmasından çekiniyor;
Yeşiller Partisi’nin katılacağı bir şeçimi riskli görüyor;
Yeşil Dalga ve bu başlık altında konuşulan soru(n)ların, kendisi ve var olan muhalefet partileri tarafından, ikincil ya da üçüncül sorunlar olarak konuşulmasını tercih ediyor.
Hükümet, Genç seçmenin seçimlerde tercihinin Yeşiller Partisi’ne yönelebileceğini ve bunun başta kendisinin oylarını düşüreceğini düşünüyor.
Küresel ısınma ve iklim değişikliği sorunun seçimlerde merkezi bir gündem maddesi olmasını ve Yeşiller Partisi gibi bir siyasi aktör tarafından konuşulmasını istemiyor.
Genç seçmenin seçimlerde tercihinin Yeşiller Partisi’ne yönelebileceğini ve bunun başta kendisinin oylarını düşüreceğini düşünüyor.
MUHALEFET NE YAPMALI?
Bu nedenle de, Hükümetin engellemesine karşı, muhalefet partilerine, özellikle de Millet ya da Büyük Millet İttifakı’nın:
YSK’nin seçimlere katılacak partiler listesinde niye Yeşiller Partisi’nin olmadığı sorununu ciddiye alması, yasal ve prosedürel görünen ama özünde siyasi olan engellemeye karşı Yeşiller Partisi’nin siyasi alana girmesine izin vermesini, böylece bu engellemeyi fiili olarak çözmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yeşiller Partisi’nin belli sayıda adayı seçimlere ittifak içinde katılabilir ve seçim sonrası dönemde bu partinin siyasi aktörü konumunda Meclis’de yer alabilirler.
Küreselleşen dünyanın ve 2023’de Cumhuriyet yüzüncü yılına ve modernitenin ikinci yüzyılına girecek Türkiye’nin geleceğinin demokrasi-ekonomi-iklim-güvenlik dörtgeninde şekilleneceği gerçeği ışığında, Hükümetin engellerine karşı Yeşiller Partisi’nin seçimlere katılmasını fiili olarak sağlamak muhalefet için sadece siyasi açıdan değil, ahlak ve demokrasi açısından doğruyu yapmak olacaktır.
Yorumlar
Popüler Haberler
Erdoğan'ın asgari ücret paylaşımına yorum yapan kişiye soruşturma
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
Devlet Memurları Kanunu Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi
Asgari ücretten sonra merakla bekleniyordu: Yılın son faiz kararı açıklandı
Bakan Işıkhan asgari ücreti açıkladı
İstanbul'da deprem meydana geldi