Gazete Duvar'dan Can Bursalı'nın sorularını yanıtlayan Yüksel, pek çok konuda açıklamalarda bulundu.
"Üç eşli milletvekili" olarak gündeme gelmesinin ardından konuya ilişkin net bir açıklama yapmayan Yüksel, bu konu hakkında sorulan soruya "Hayatımın bir döneminde üç tane eşim oldu" şeklinde yanıt verdi. Yüksel, şöyle devam etti:
"Allah rahmet eylesin ilk eşim vefat etti. Daha sonra iki eş ile kaldım. Ama benim niyetim dörde kadar gitmekti. Allah müsaade etmiş. Kanunları kim yapıyor, insanlar yapıyor. Ama ben Allah’a hesap vereceğim. Öldüğüm zaman beni Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri yargılamayacak, hesabı onlara vermeyeceğim. Ben Allah’a hesap vereceğim. Allah’ın müsaadesine göre hayatımı tanzim ederim. Daha sonra iki eşim oldu. Bunlardan benim çocuklarım oldu. Elhamdülillah üç eşten sekiz tane yavrum var. Hepsi birbirinden kıymetli. Ayrıca şunu ifade edeyim, Allah bana üç eş nasip etti. Hepsi birbirinden kıymetli hepsi birbirinden değerli idi."
Yüksel, "Şu anda iki eşiniz mi var?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Onlardan birisi ile de bazı birikimler sebebi ile ayrıldım. Şimdi öbürü ile de olan evliliğimiz pamuk ipliğine bağlı. Ondan da ayrılabilirim. Allah nikâhlanmayı nasıl meşru kılmış ise ayrılmaya da müsaade etmiş. Öyle diyelim. Yani bu ayrıca bu özel bir şeydir, herkese açmak mecburiyetinde değilim."
Kadınları tek evliliğe mecbur etme "oyunu" olduğunu savunan Yüksel, "Kadın hürriyeti denen şey, temelinde erkeklerin oyunu" diye konuştu.
Yüksel, evlilikle ilgili de "Evlenmek sadece cinsel zevk için değildir. Aynı zamanda çocukların anası babası belli meşru bir şekilde çoğalmasını sağlamak içindir. Adam da kadın da evlenmedi. Birincisi cinsel ihtiyacını nasıl giderecek? İkincisi; piyasayı piçler ile mi dolduralım?" ifadelerini kullandı.
"TEK EŞLİLİK VE KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ ERKEKLERİN OYUNUDUR"Yüksel, Bursalı'nın "Nasıl yani, biraz açar mısınız? Tek eşlilik erkeklerin kadınlara bir oyunu mu?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Tabii ki. Tek eşlilik ve kadın özgürlüğü erkeklerin bir oyunudur. Müslümanların hayatına bakarak ‘Yahu kadını kocasına mahkûm ediyor, dört duvar arasına hapsediyor, kadın çalışabilmeli, kocasına hizmetçilikten kurtulmalı’ diyorlar. Peki, kocasına hizmet etmeyi yadırgayan, doğru görmeyen kişiler kadına özgürlük vererek kadına çalışma hayatı açıyorlar değil mi? Kadın ya hostes oluyor ya bir lokantada garson oluyor ya bir pavyonda efendim vücudunu sergileyerek parasını kazanıyor veyahut bir fabrikada, işyerinde çalışıyor. Peki, bunlar kocasının dışındaki insanlara hizmet etmiyor mu? Sevdiği hayat arkadaşına bir çay yapmak, yemek yapmak yadırganırken gidip pavyonda gözünden şehvet akan insanlara hizmet ediyor. Bir restoranda çalışan bir kadın müşteriye surat asmak veya tavır koymak hakkına sahip mi? Yaparsa kapı dışarı değil mi?"
Bursalı'nın soruları ve Yüksel'in yanıtlarından öne çıkanlar şöyle:
Ben sizin söylediklerinize karşı kendi fikrimi beyan etmiyorum. Ancak bahsettiğiniz yaşam biçiminde illa ki kadınla erkeğin evlenmesi ve erkeğin kadına bakması gerekiyor. Belki hayat evlilik imkanı vermemiş olabilir. Ayrıca evlenmek zorunda da değil. Bu durumda nasıl hayata tutunacak kadın?Peki evlenmek mecburiyetinde değil dediniz. Peki, erkek ve kadın evlenmediği takdirde cinsel ihtiyacını nasıl giderecek? Gayrı meşru giderecek değil mi?
Elhamdülillah ben Müslümanım. Benim dinim var, kitabım var, önderim peygamberim var, onun uygulaması var. Ben bunları esas alırım. Neden esas alırım? O Allahtan gelmiş bir dindir. Beni de yaratan Allah'tır. Benim yapımı en iyi bilen Allah'tır. Hem fiziki yapımı hem de psikolojik yapımı ruh halimi en iyi bilen odur. Benim için neyin faydalı neyin zararlı olduğunu ben değil o bilir. İnsanlar değil o bilir. Peygamberimiz ‘Evleniniz, çoğalınız’ diyor. Evlenmek sadece cinsel zevk için değildir. Aynı zamanda çocukların anası babası belli meşru bir şekilde çoğalmasını sağlamak içindir. Adam da kadın da evlenmedi. Birincisi cinsel ihtiyacını nasıl giderecek? İkincisi; piyasayı piçler ile mi dolduralım? Batı bizi cephede yenemeyince aile yapımızı bozmak için çabaladı. Biz, ekonomik zaruretler içerisinde kıvranırken her istediklerini yapar hale getirdiler. Onun için buna isyan ediyoruz. Ve buna dur diyeceğiz. Bütün gücümüzle dur diyeceğiz. Zannediyorlar ki köpeksiz köy buldular değneksiz geziyorlar. Yok, öyle yok. Bu işlerin bir hâkimi var, Allah var. Bu bir imtihandır. Elbette zorluklarımız olacaktır. Zayiatsız savaş kazanılmaz. Şehitler vereceğiz. Zayiat olacak ama neticede kazanacağız Allahın izni ile.
İktidar olduğunuzda Şer-i hukuk uygulamayı mı vaat ediyorsunuz?Ben yapabilsem onu canla başla yapmak isterim.
Üç eş konusunda yaptığınız açıklamada şu ifadeleri kullanıyorsunuz. “Öncelikle bilinmelidir ki hususi hayatımda bilhassa aile hayatımı ilgilendiren ayrıntılar özel hayatın mahremiyeti kapsamındadır. Yine bilinmelidir ki 1971’de evlendiğim eşim 2005’te vefat etmiştir. 2006’da evlendiğim eşimle de 2018 yılında boşanmış durumdayım.” Yaptığınız açıklamada üç eşim vardı ya da üç eşim yoktu ifadeleri yer almıyor. Açıklamanızdan ilk eşiniz 2005’te vefat ettikten sonra ikinci kez evlendiğiniz gibi bir anlam çıkıyor. Ben soru sorduğumda “Üç eşim vardı, birlikte yaşadım” dediniz. Kamuoyuna neden bu şekilde bir açıklama yapmayı tercih ettiniz?Ben orada yalan söylemedim. Ama doğruyu da söylemedim. Bana saldıranların saldırısına cevap olacak bir şey söyledim.
Bunu neden tercih ettiğinizi anlamadım. Açıklamanızı neden o şekilde yaptınız?Bunu bir hafta düşünmem lazım doğrusunu söyleyebilmek için. Ben hayatımda üç şeyi prensip edindim. Birincisi Hakk’ın hatrı alidir. Hiçbir hatıra feda edilmez. İkincisi, en iyi hile hilesizliktir. Hile kazanmak için yapılır. Hâlbuki mutlaka hile, yapanın ayağına dolaşır. Üçüncüsü ise 1 yalan 40 doğurur. 40 yalan 40 mahcubiyet getirir. Hiçbir yalan gizli kalmaz. Sen yalanın belli olmasın diye bir yalan daha söylersin. O yalan belli olmasın diye bir yalan daha söylersin. İşin tuhafı hepsi de meydana çıkar. Onun için ben yalan söylemek istemem. Beni de o noktada sıkıştırma.