RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyeleri İlhan Taşcı ve İsmet Demirdöğen’in hazırladığı rapor, iktidara yakın televizyon kanallarının muhalefet partilerine hiç yer vermediğini ortaya koydu. Rapora göre, hükümete yakın 5 TV kanalı, CHP, İYİ Parti, HDP ve Saadet Partisi’nin seçim çalışmalarına bir saniye bile yer vermedi.  CHP’nin cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin önceki gün NTV yayınında, “Erdoğan’ın 16 mitingini baştan sona vermiştiniz. 600 vekille birlikte tek tek fotoğraf çektirmesini bile vermişsiniz. Benim 77 mitingimden birinin tamamını vermemişsiniz” ifadelerini kullanması, gözleri TRT’nin seçim yayınları ile birlikte özel televizyon kanallarının ne kadar adil ve eşit tavır takındıklarına çevirdi. Cumhuriyet'ten Sinan Tartanoğlu'nun haberine göre, RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyeleri İlhan Taşcı ve İsmet Demirdöğen’in hazırladığı rapor, Mayıs ayının başından 3 Haziran tarihine özel televizyon kuruluşlarının da TRT’den farklı bir yayıncılık yapmadıklarını ortaya koydu. Hükümete yakın özel televizyonların yayınları ise adaletsizlikte sınır aştı. Demirdöğen ve Taşcı’nın hazırladığı raporun detayları şöyle: NTV’de AKP’ye 61, İnce’ye 23 saat: İnce’nin eleştirdiği NTV’de AKP’ye 61 saat, MHP’ye yaklaşık 3 saat yer ayrıldı. İnce ve CHP’nin çalışmaları ise NTV’de ancak 23 saat 56 dakika yer buldu. İYİ Parti’nin 2 saat 36 dakika yayınlandığı NTV’de, Saadet Partisi’nin çalışmaları toplam 1 saat yayınlandı. Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı BBP’nin bile 22 dakika 45 saniye yer bulabildiği NTV , kendi cumhurbaşkanı adaylarını çıkaran HDP ve Vatan Partisi’ne hiç yer ayırmadı.
TRT’den Erdoğan’a 28, İnce’ye 2 saat
- TRT’de istikrar: Muhalefet partileri ve cumhurbaşkanı adaylarının seçim yayınlarının adaletsizliği konusunda sık sık eleştirdiği TRT Haber, bu tarihler arasında; AKP çalışmalarına 61 saat yer ayırdı, buna 1 saatlik MHP yayınını da ekledi. Ancak CHP çalışmaları TRT Haber’de ancak 9.5 saat yer alabildi. İYİ Parti’nin seçim çalışmalarına 31 dakikasını ayıran TRT Haber; Saadet Partisi ve Vatan Partisi’ne 10’ar dakika yer verdi. Seçimlere iki hafta kaldı ancak TRT Haber, HDP’yi hala 1 saniye bile görmedi. - 5 yandaşta muhalefet yok: Hükümete yakın 24 TV, Akit TV, TGRT Haber, tvnet ve Ülke TV; kendi cumhurbaşkanı adaylarını çıkaran, her gün en az iki seçim çalımasında halka seslenen CHP , İYİ Parti, HDP ve Saadet Partisi’ne hiç yer vermedi. AKP’nin çalışmaları ‘tvnet’te 35 saat, TGRT Haber’de 32 saat, Akit TV’de 25 saat, 24 TV’de 38 saat, Ülke TV’de 34 saat boyunca yayınlandı. MHP’nin çalışmaları ise ‘tvnet’te 1 saat 15 dakika, TGRT Haber’de 1 saat 27 dakika, Akit TV’de 36 dakika, 24 TV’de 57 dakika, Ülke TV’de ise 1 saat 7 dakika yayımlandı. - CNN Türk de muhalefet körü: AKP’nin seçim çalışmaları CNN Türk’te 58 saat yayınlandı. 2 saatin de MHP’ye verildiği CNN Türk ekranlarında Cumhur İttifakı’na toplamda 60 saatten fazla zaman verildi. CHP’nin 28 saat 9 dakika yayınlandığı CNN Türk , hükümete yakın TV kanalları gibi İYİ Parti, HDP, Saadet Partisi ve Vatan Partisi’ne ‘adalet’ tanımadı. - Habertürk de HDP’yi görmedi: Habertürk aynı tarihler arasında Cumhur İttifakı’na 70 saate yakın yer verdi. CHP 27 saat boyunca Habertürk ekranlarında yayınlanırken, İYİ Parti kendisine 2 saat 49 dakika yer buldu. Saadet Partisi, Vatan Partisi, BBP, Demokrat Parti ve HÜDAPAR’a ortalama 1’er saat yer veren Habertürk de “HDP körü” yayıncılar listesinde yer aldı. İlhan Taşçı: KHK’yi bahane metmek doğru olmaz RTÜK ’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşcı, “Tarafsız, doğru ve dengeli yayıncılık; ister kamu yayıncısı ister özel yayıncıların en temel görevlerinin başında geliyor. Her ne kadar ‘kış lastiği KHK’si’ ile tarafsızlık ilkelerinin ihlal edilmesi yaptırımsız bırakılmış gibi değerlendirilse de yayıncıların bunu fırsat bilerek yayın yapması kabul edilemez. Bu tablolara baktığımızda, artık Türkiye’de seçim yayınları konusu ciddi bir adalet- adaletsizlik sorunu haline gelmiştir. Tarafsız ve dengeli yayıncılık öncelikle yayın kuruluşlarının kendi varlıklarının sebebidir. Buna en başta sahip çıkması gereken ne yasalardır, ne de iktidarın yönlendirmeleridir, buna sahip çıkması gereken yayın kuruluşlarıdır” dedi. İki temel konuda itirazları olduklarını dile getiren Taşcı, “Birincisi, halen yürürlükte olan yasalarda da tanımlanmış olan yayıncılık ilkelerine uyulmaması, ikincisi de bir hukuk devletinde buna göz yumulması. Kimi yayıncılar yasal boşluğu kendilerine tanınmış bir fırsat olarak değerlendiriyorlar. Oysa bu bir fırsat değildir, fırsat olarak değerlendirilemez ve düşünülemez. Tüm parti ve adaylara yayınlarda dengeli, fırsat eşitliğine uygun yayıncılık lütuf değil, yayıncılığın olmazsa olmazıdır” diye konuştu.