Manşet

Türkiye'de 68 rektörün hiç uluslararası yayını yok

Abone Ol
Saray’ın atadığı rektörler akademiyi çökertiyor. 68 rektörün uluslararası yayını bulunmuyor. 71 rektörün araştırmalarından(!) “sıfır” atıf var. Prof. Engin Karadağ, “Edirne’yi çıktıktan sonra kimse tanımıyor bu rektörleri” dedi. Prof. Tahsin Yeşildere de “Siyasi vesayet var, dini vesayet de yerleşiyor. Bilim özgür değil” diye konuştu. Uluslararası makaleleri derleyen “Scopus & Web Of Science Veri Tabanı Atıflar” istatiğine göre Türkiye’deki 68 üniversite rektörünün uluslararası akademik yayını bulunmuyor. İstatistikleri değerlendiren Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı’nın (UniAr) kurucularından Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Karadağ, “Bu rektörlerin hayatı boyunca sıfır yayını var. Yayınlarını Türkiye’de yapmışlar. Burada atıflara dikkat etmek lazım; 71 rektörümüz hayatları boyunca yaptıkları hayatlarındaki araştırmalardan sıfır atıf alıyorlar. Yani Edirne’yi çıktıktan sonra kimse tanımıyor bunları. Bu rakamlar genel anlamda Türkiye’deki akademinin çöküşüyle ilgili bir durumdur” dedi. Cumhuriyet'ten Zehra Özdilek'in haberine göre, sadece rektörleri suçlamanın yanlış olduğunu belirten Karadağ, akademinin genel durumunun aynı halde olduğunu söyledi. Karadağ, “Burada atıflara dikkat etmek lazım 71 rektörümüz hayatlarındaki yaptıkları araştırmalardan sıfır atıf alıyorlar. Verdiğimiz rakamlar bu rektörlerin akademik hayatları boyunca uluslararası çalışmaları. Yani sadece rektör olduktan sonraki çalışmaları değil. Yıkılıyoruz yani. Sadece rektörleri suçlamak da yanlış. Akademinin genel hali bu. Üniversite sıralamalarında da ilk 500’ün içinden çıktık. Sonuçta üniversitelerdeki akademik yayın performansı düşünce, bu yöneticelere de yansıyor. Akademik performansı düşmüş kişilerin içinden rektör seçiliyor. En önemli vurgu burada şu: Üniversitelerin rektörlerinin akademik performanslarıyla üniversiteleri arasında muazzam bir korelasyon var. Örneğin bir üniversite ilk 500’e giriyorsa o üniversitenin akademik performansı daha yüksek. Üzüm üzüme bakarak kararıyor. Buradaki asıl üzüm üniversite rektörü değil, rektör üniversiteyi dönüştürüyor. Pozitif dönüştürenlerde var tabii” ifadelerini kullandı. ‘SİYASİ VESAYET VAR’ Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere ise üniversitelerde rektörlük seçiminin kaldırılıp tamamiyle Cumhurbaşkanı tarafından atanmasının siyasi vesayetin üniversiteler üzerinde uygulanan bir yöntem olduğunu belirtti. Kendi zihniyetlerinde olan rektörleri atadıklarını dile getiren Yeşildere atamalarda liyakate bakılmadığını söyledi. Yeşildere, “Dünya bilim sıralamasında Türkiye giderek geriliyor. Üniversitelerde siyasi vesayet var, dini vesayetinde yavaş yavaş yerleştiğini görüyoruz. Dolayısıyla bilimin özgürce yapılması söz konusu değil. Ayrıca gerçek bilim insanlarıda KHK’lerle işlerinden uzaklaştırıldılar” dedi. ‘ÖĞRENCİ DOSTU DEĞİLLER’ Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı’nın (UniAr) 123 devlet ve 65 vakıf olmak üzere 188 üniversitede öğrenim gören 35 binin üzerinde öğrenciden veri toplayarak hazırladığı “Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması” üniversitelerin durumunu ortaya koydu. Araştırmada, “Ne yazık ki Türkiye’de işi sadece reklam ve PR çalışmalarıyla öğrenci çekmeye odaklanan, öğrenciye odaklanmak yerine patronlarının gözünü boyayan çok sayıda vakıf üniversitesi bulunmaktadır” ifadelerine yer verildi. Araştırmada, Türkiye’deki üniversitelerin en temel üç sorununun ötekileştirme, kurumsal eşbiçimlilik ve lider odaklılık olduğu belirtildi. Araştırmada, “Üniversitelerin işleyişleri öğrenci odaklı değildir. Üniversite yönetimleri öğrenci dostu değildir” bulgularına yer verildi.