MEHMET BARAN KILIÇ

PolitikYol, ay sonunda erken genel seçime giden Fransa'da; süreci, seçim sistemini, anketleri ve şu ana kadarki önemli gelişmeleri okurları için derledi.

2022'de yeniden cumhurbaşkanı seçilen Emmanuel Macron, beş gün önce düzenlenen Avrupa Parlamentosu seçimleri sonrasında meclisi feshedip erken seçim kararı aldı.

Bunun nedeniyse hem 2017 hem 2022 seçimlerinde Macron'un en büyük rakibi olan aşırı sağcı Marine Le Pen'in üyesi olduğu Ulusal Birlik Partisi'nin yüzde 32 oyla birinci olması.

Macron'un partisi Rönesans'sa oyların sadece yüzde 15'ini alabildi.

Seçimin ilk turu 30 Haziran, ikinci turu 7 Temmuz'da düzenlenecek.

Seçim ve yönetim sistemi: Fransızlar neyi oyluyor?

Fransa yarı başkanlıkla yönetiliyor. Bir cumhurbaşkanı ve iki meclis (ulusal meclis ve senato) bulunuyor. Cumhurbaşkanında ulusal meclisi feshedip erken seçime gitme yetkisi bulunuyor. Bu seçimler ayrı ayrı düzenleniyor.

Nisan 2022'de düzenlenen son cumhurbaşkanlığı seçimini Macron kazandı. Macron hala cumhurbaşkanlığına devam ediyor. Ancak bu seçimde cumhurbaşkanı seçilmeyecek.

Son genel seçimlerse Haziran 2022'de düzenlenmişti.

577 koltuk bulunan mecliste Macron'un partisi Rönesans'ın liderlik ettiği Ensemble ittifakı 249 koltuk kazanmıştı. Aşırı sağcı Ulusal Birlik 88, merkez sağcı Cumhuriyetçiler 62, dört farklı sol partiyse toplam 151 vekil elde etmişti.

Macron'sa beş gün önce 577 koltuk bulunan meclisi feshetti.

Seçim sistemi nasıl işliyor?

Meclisteki her bir koltuk için bir seçim bölgesi var. Yani Fransa 577 seçim bölgesine ayrılıyor. Her bir seçim bölgesinden bir vekil meclise seçiliyor.

Seçilebilmek için de adayın ilk turda aynı anda hem salt çoğunluğu hem de oyların en az yüzde 25'ini kazanması gerekiyor. Kimse bu şartı sağlamazsa yüzde 12,5 ve üstünde oy oranına sahip adaylar ikinci tura kalıyor.

Yüzde 12,5 ve üstünde oy olan tek aday varsa sadece en yüksek oyu alan iki aday ikinci tura kalıyor. İkinci turdaysa en çok oyu alan seçiliyor.

Çok sayıda seçim bölgesinde oylamalar genelde ikinci tura kalıyor.

Meclis'in önemi

Fransa'da Macron'un yani cumhurbaşkanının geniş yetkileri olsa da meclisin de önemli bir yeri bulunuyor.

Başbakanı ve bakanları cumhurbaşkanı atıyor ancak hükümet cumhurbaşkanına değil meclise karşı sorumlu. Başka bir deyişle, meclisin cumhurbaşkanının atadığı hükümeti düşürme yetkisi var. Bunun için de salt çoğunluğa ihtiyaç duyuluyor.

Eğer meclis, hükümeti düşürürse cumhurbaşkanı yeni bir hükümet atıyor. Meclis, isterse yeni isimleri de düşürebilir. Böyle bir döngüye girilmemesi için atanacak isimlerin hem cumhurbaşkanı hem meclis tarafından (tabii daha çok meclisin) kabul görmesi gerekiyor.

Böyle bir durumda başbakanlık, cumhurbaşkanının üyesi olmadığı bir partiye de geçebilir. Bu da 'kohabitasyon' (cohabitation / birlikte yaşama) oluyor.

Yönetimde iki başlılık: Kohabitasyon

Kohabitasyonda yani yönetimde ikili bir durum ortaya çıktığında cumhurbaşkanı daha çok dışişlerine, başbakan içişlerine bakıyor ama şu an olduğu gibi iki isim de aynı partiden olunca cumhurbaşkanının içişlerine çok daha fazla etkisi oluyor.

İki isim aynı partiden olmayınca cumhurbaşkanı içişlerine pek nüfuz edemiyor.

Meclisin kanun çıkarma ve gündem belirleme gibi başka önemli yetkileri de bulunuyor ama meclisin en büyük yetkisi hükümeti düşürebilmek.

Çoğunluk giderse hükümet düşmek zorunda değil

Elbette cumhurbaşkanının üyesi olduğu parti mecliste çoğunluğu kaybettiğinde hükümet hemen düşmüyor veya illa kohabitasyon olacak diye bir şart bulunmuyor.

Son düzenlenen genel seçimlerde Macron'un partisi mecliste çoğunluğu sağlayamadı ancak hükümet düşmedi veya kohabitasyon olmadı çünkü meclis kompozisyonu buna uygun değildi.

Şu anki meclis dağılımında hükümetin düşürülmesi için aşırı sağcıların, merkez sağcıların, solcuların ve aşırı solcuların birlikte hareket etmesi gerekiyor. Bu da pek mümkün değil.

Bu birliktelik gerçekleşse bile Macron'un meclis çoğunluğu sağlamak yani hükümeti korumak için sadece bir partiyle (örneğin merkez sağcı Cumhuriyetçiler) anlaşması, o partiye bir-iki bakanlık vermesi yeterli.

Kimler yarışıyor?

Erken seçim kararı henüz yeni, bu nedenle ittifaklar ve seçim stratejileri hala netleşme aşamasında.

Ama şu an belli olan parti ve ittifaklar şöyle:

  • Renaissance: Macron'un partisi. Son seçimde Ensemble adlı ittifaka liderlik etmişti. Merkez sağda yer alıyor.
  • Ulusal Birlik: Aşırı sağcı Marine Le Pen'in partisi.
  • Cumhuriyetçiler: Merkez sağda yer alıyor. Son seçimlere 'Merkez ve Sağ Birlikteliği' ittifakıyla katıldı.
  • Sol ittifak: Ekolojistler, Boyun Eğmeyen Fransa, Sosyalist Parti ve Fransa Komünist Partisi dahil yedi aşırı sol ve merkez sol partiden oluşuyor.

Şu anki anketler

Erken seçim kararından sonra düzenlenen iki ana anket bulunuyor.

Elabe'nin anketine göre Ulusal Birlik yüzde 31 oy alıyor. Ulusal Birlik'i yüzde 28'le sol ittifak, yüzde 18'le Renaissance ve yüzde 6,5'le Cumhuriyetçiler takip ediyor.

https://twitter.com/EuropeElects/status/1800939778352775323

Ifop-Fiducial'ın anketindeyse Ulusal Birlik yüzde 35'le ilk sırada. Ulusal Birlik'i yüzde 25'le sol ittifak, yüzde 18'le Renaissance, yüzde 9'la Cumhuriyetçiler takip ediyor. Elbette 'Fransa genelindeki oy oranları' önemli bir ölçüt olsa da seçim sisteminden dolayı doğrudan vekil sayıları hakkında fikir vermiyor.

Örneğin son genel seçimlerde Renaissance ve sol ittifak hemen hemen aynı oy oranını elde etse de Renaissance, sol ittifakın kazandığından yaklaşık 100 koltuk daha fazla elde etmişti.

Erken seçim kararından sonraki üç önemli gelişme

Erken seçim ilanından sonraki süreçte üç önemli gelişme oldu.

İlki, sol partilerin seçime birlikte gireceğini açıklaması.

Seçim sisteminden dolayı sol partiler seçime ayrı ayrı girerse daha az, birlikte girerse daha fazla milletvekili çıkarıyor. Anketlere göre sol ittifak oy oranı açısından ikinci sırada.

Bu partiler seçime ayrı ayrı girdiğinde ikinciliği kaybediyor. Ifop-Fiducial'ın anketine göre sol partiler seçime ayrı ayrı girdiğinde Ulusal Birlik yine birinci olurken Renaissance ikinci oluyor. Sol partilerse geriye düşüyor.

https://twitter.com/EuropeElects/status/1800611578003214479

ü

İkinci önemli gelişme ise sağ siyasette.

Merkez sağcı Cumhuriyetçilerin genel başkanı Eric Ciotti, aşırı sağ Ulusal Birlik'le ittifak yapılacağını açıklamış, bunun üzerine Cumhuriyetçi vekil ve üyeler tepki göstermişti. 13 Haziran'da Ciotti bu sebeple partiden ihraç edildi. Fransa siyasetinde bugüne kadar tabiri caizse "Aşırı sağ kazanmasın da kim kazanırsa kazansın" mottosuyla hareket edildi. Macron ve Le Pen'in ikinci tura kaldığı 2017 ve 2022 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aşırı sağdaki partiler hariç tüm partiler ya Macron'u destekledi ya da Macron'a açık destek vermese de "Aşırı sağın önüne geçin" mesajını verdi.

2002 cumhurbaşkanlığı seçiminde de benzer bir senaryo yaşanmıştı. Muhafazakar Jacques Chirac ve Marine Le Pen'in babası aşırı sağcı Jean-Marie Le Pen ikinci tura kalmıştı. Chirac, diğer partilerin desteğiyle yüzde 82 oyla seçilmişti.

Marine Le Pen, Ulusal Birlik'in genel başkanlığını 2011-2022 yılları arasında yürüttü. 2022'de düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanmak için genel başkanlığı bırakan Le Pen, partinin meclis grubuna liderlik ediyor. Partinin genel başkanıysa 28 yaşındaki Jordan Bardella.

Bardella göç ve iklim krizinin yeni jenerasyonun en büyük sorunu olduğunu belirtirken Macron iktidarının göç ve iklim politikalarına karşı çıkıyor.

Söz konusu krizlerin çözülememesi, enflasyon ve hayat pahalılığın artması da seçmenleri ana akım partilerden uzaklaştırıp uç partilere yakınlaştırıyor.

Son önemli gelişmeyse Macron'un ne olursa olsun istifa etmeyeceğini bildirmesi oldu. Macron'un istifa etmediği ve aşırı sağın meclise liderlik ettiği, sol ittifakın Renaissance'ı geride bıraktığı Fransız siyaseti ilginç gelişmelere gebe olabilir.

Editör: Mehmet Baran Kılıç