Thames Nehri kıyısından: “Kış geliyor”
İngiltere'nin %63’ü çift doz aşılanmış durumda. Ancak varyant virüsler yayılmaya devam ediyor. İnsanlar yeni bir kapanmadan endişeli. Hükümet gelir vergisindeki sosyal sağlık payını %1.25 arttırıyor. Düşük vergi taraftarı Muhafazakar Parti hükümeti için oldukça riskli bir hamle.
Bu bir nevi okurla tanışma yazısı aslında. Birçoğunuz beni dış politika yazarı/yorumcu olarak tanıyor. İtiraf edeyim, ilk kez yazarın sesini ön plana alan birinci tekilde yazıyor olmayı biraz garipsiyorum. Ama bu benim için aynı zamanda oldukça heyecan verici.
Geçtiğimiz iki yılda gündelik alışkanlıklarımızı altüst eden pandemi, hayata dair önem sıralamamızı da gözden geçirmeye zorladı. Ucunda ölüm korkusu olunca, insan -en azından benim için öyle oldu- imkanlar dahilinde zamanını daha verimli kullanmaya, hayatta yapmak istediklerini ertelememeye çalışıyor. Tam da böyle bir zamanda, Politik Yol Yayın Koordinatörü Murat Aksoy, “Dünyadan” başlığı altında çeşitli ülkelerden yazılar derleme fikrini paylaşınca, teklifine hemen olumlu yanıt verdim.
Toplumda okuma alışkanlığı giderek düşerken, bunun hayli cesur bir karar olduğunun farkındayım. Bu yüzden, yazıların mümkün olduğunca kısa (yazılarımı makaslamaktan bezmiş eski editörlerimin kulakları çınlasın :) ), yormayan ve hayata dair çeşitli konular üzerine olmasında karar kıldık. Bundan böyle düzenli olarak siz okuyuculara güncel gelişmelerin İngiltere’de nasıl yankı bulduğunu, buradaki hayatı, siyasetin insana değen yönlerini elden geldiğince aktarmaya çalışacağım. Zaman ilerledikçe, yazı içeriğinin sizden gelecek yorumlar ışığında şekilleneceğini ve ortak bir dil kuracağımızı umuyorum.
Doğrusu, yazılara geçen hafta başlamış olmam gerekiyordu ancak takvim kaydı. Sürekli değişen seyahat kısıtlamaları sebebiyle, tatil için geldiğimiz Türkiye’den İngiltere’ye dönüş planlarımızı defalarca revize etmek zorunda kaldık. Malum, yaz boyunca basına yansıyan haberlerin şişirdiği beklentilere rağmen İngiltere Türkiye’yi kırmızı listede tutmakta ısrar etti. Birçok insan, Türkiye’den dönüşte otel karantinasına harcayacağı parayla sarı listede yer alan bir ülkede, en azından özgürce 10 gün geçirmeyi yeğledi. Ancak davulun sesi uzaktan hoş gelir misali, bu zoraki tatil çoğumuz için çileye dönüştü. Yola çıkanların bir kısmı vardıkları ülkenin kırmızı listeye alındığı haberiyle sil baştan 10 gün doldurmak üzere, acilen sarı liste bir ülkeye geçti.
İNGİLTERE VATANDAŞLARINI YURTDIŞI SEYAHATLERDEN CAYDIRIYOR MU?
Bizim hikayemiz köpekle seyahat ettiğimiz için biraz daha meşakkatli oldu. İngiltere’ye köpekle seyahatin detayları için ayrı bir yazı yazmayı düşünüyorum. Ama çok kısaca, İngiltere uçakla evcil hayvan kabul etmediğinden önümüzde fazla bir seçenek yoktu. Ya Fransa üzerinden (tünelden karayolu ile) ya da Hollanda’dan feribotla geçmemiz gerekiyordu. Planlarımızı Paris’e göre şekillendirdikten kısa bir süre sonra İngiltere, sarı listede tutmasına rağmen Fransa’dan gelenleri ev karantinasına alacağını duyurdu. Mecburen Hollanda seçeneğini zorladık. Uçak, otel rezervasyonları tamamlandıktan sonra 10 günlük süreye varış gününün dahil olmadığını öğrendik ve tüm planlar yeni baştan yapıldı. 10 gün-12 saatlik yolculuktan sonra gece yarısı eve vararak, ucu ucuna okulların açılışını yakaladık. Vardığımızın ertesi sabahı “ikinci gün testi” için alabildiğimiz en erken saatte-ki çocuğu derse yetiştirelim-burnumuza/boğazımıza bu kez “hoşgeldin!” çubuğu yedik.
Ama sevdiklerimizle hasret gidermiş ve sağ salim geri dönmüştük ya, yeterdi. Seyahat boyunca ayarlanan testler, doldurulan formlar ve ödenen rakamlardan çıkardığım sonuç İngiltere’nin net bir şekilde vatandaşlarını yurtdışı seyahatinden caydırmaya çalıştığı. Ne var ki, seyahat kısıtlamalarının ülkeden ülkeye biraz keyfi değişkenlik göstermesi, kırmızı liste ülkeden gelenlerin İngiltere’de ikamet etseler dahi otel karantinasına mahkum oluşu ve misal bazı ülkelerde (örn.Hollanda) PcR testlerini hükümet karşılarken, İngiltere’de özel laboratuvarların tutturabildiği fiyatı alması gibi uygulamalar, Covid’in bazı kesimlerce kâr kapısı haline getirildiğini düşündürüyor. Bununla birlikte, Türkiye, turizm sezonu açılmadan gerekli tedbirleri almış, vaka sayılarını düşürmüş ve turist aldığı ülkeler konusunda daha seçici davranmış olsaydı belki kırmızı listede tutulmayacaktı.
İngiltere’de son durum nasıl diye sorarsanız… Pandemiyle mücadeleye kötü başlayan Boris Johnson hükümeti ilerleyen dönemde durumu nispeten toparladı diyebiliriz. Nüfusun %63’ü çift doz aşılanmış durumda. Aşıya erişim 16 yaşına kadar indi. Ancak varyant virüsler yayılmaya devam ediyor. An itibariyle vaka sayısı toplam 38bin civarında. Her ne kadar hastaneye yatanların oranı geçmiş dönemlere kıyasla düşük de olsa, insanlar yeni bir kapanma olmasından endişe etmekte.
Hal böyleyken, hükümet zaten parlak olmayan, pandemiyle beli iyice bükülen Ulusal Sağlık Sistemi’ne (NHS) kaynak aktarmak amacıyla, gelir vergilerindeki sosyal güvenlik payını %1.25 oranında artırma yoluna gidiyor. Düşük vergi taraftarı Muhafazakar Parti hükümeti için oldukça riskli bir hamle. Özellikle, geleneksel olarak İşçi Partisi’ne oy veren ancak Brexit politikası nedeniyle son seçimlerde Muhafazakar Parti’ye kayan “Kırmızı Duvar” seçmeninde (Galler, İngiltere’nin kuzey ve iç bölgeleri) kıpırdanmalara yol açması bekleniyor. Çünkü emeklileri vergiden muaf tutan uygulamanın maliyetini, ekseriyetle düşük gelirli, genç çalışan kesimler üstlenecek. Kaynakların nasıl kullanılacağına ilişkin belirsizlikler de kamuoyunda güvensizlik yaratıyor.
Son tahlilde, İngiltere, bir taraftan pandemi bir taraftan Brexit’in olumsuz etkilerini giderek daha hissetmeye başlıyor. Eğitimin kesintisiz devam edip etmeyeceği, seyahat kısıtlamaları… Belirsizliklerle dolu bir kışa hazırlanmaya çalışıyoruz.
Yorumlar
Popüler Haberler
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
Mahkeme tespit etti: Boğaziçi Üniversitesi, mülakatta usulsüzlük yapmış!
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Ahmak davası: AYM’nin İmamoğlu kararı 9 ay sonra Resmi Gazete'de
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı