TEMA Vakfı, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından enkaz atıklarının, toprak ve su üzerinde yarattığı kirliliği tespit etmek üzere yıkımın en çok yaşandığı illerden biri olan Hatay’da çalışma başlattı.
Çalışma kapsamında 2023 yılının haziran, eylül ve aralık aylarında Hatay’a yapılan ziyaretlerde toprak ve su örnekleri alınarak asbest, ağır metal ve bakteriyolojik analizler yapıldı.
Halk sağlığı açısından endişeliyiz
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, bölgede değişik noktalara dökülmüş enkaz atıkları ile yakınlarındaki tarla ve bahçelerdeki topraktan aldıkları yedi örneğin beş tanesinde asbest tespit ettiklerini söyledi:
"Ayrıca Samandağ deniz kenarında bulunan Mileyha Kuş Cenneti Sulak Alanı’ndan ve Antakya Serinyol’da bulunan kuyu suyundan alınan üç örneğin ikisinde de asbeste rastlandı. Güneysöğüt, Samandağ ve Serinyol’dan aldığımız üç adet su örneğinde ise bakteriyolojik üreme tespit edildi. Bu sonuçlar Hatay’da kullanılmakta olan suya, kanalizasyon suyunun karışmış olma ihtimalini gösteriyor. Bu durum zehirlenmelere ve salgın hastalıklara yol açabilir. Yine Defne ve Samandağ Mileyha Kuş Cenneti yakınlarından aldığımız su örneklerinde bazı ağır metal miktarlarının İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hk. Yönetmelik’le belirlenen sınır değerlerin oldukça üzerinde olduğu tespit edildi. Bu nedenle halk sağlığı açısından endişeliyiz."Tarımsal verim yüzde 30 oranında düşebilir
Tarımsal verimlik üzerindeki tehlikeye de dikkat çeken Ataç, şunları kaydetti:
"Enkaz atıklarının tarım arazilerinin yakınlarına dökülmesi ve içerisindeki sayısız çeşitlilikteki kirleticilerin toprağa karışmasının yanı sıra havadaki asbestin ve tozların bitkilerin üstünde birikmesi ve fotosentez yapmasını engellemesi toprağı ve tarımsal verimi olumsuz etkileyecektir. Asbest ve tozların yanında, enkaz atıklarının içerisindeki çeşitli kimyasallar da toprak canlılarını, toprağın kalitesini ve verimini olumsuz yönde etkileme tehlikesi taşıyor. Bu nedenle bilim insanları tarımsal verimin yaklaşık yüzde 30 oranında düşmesini bekliyor."Ataç, ayrıca bu kimyasalların besin zinciriyle içme suyuna ve sofralara kadar ulaşma ihtimalinin bulunduğunun da altını çizdi.
Amik Ovası, zeytinlikler ve Mileyha Kuş Cenneti korunmalı
Hatay’daki kirliliğin yalnızca insan sağlığını tehdit etmekle kalmadığına da vurgu yapan Ataç, şöyle devam etti:
"Oldukça verimli topraklara sahip olan ve yaklaşık 105 bin hektara yayılan Amik Ovası, düzensiz atık bertarafı nedeniyle ortaya çıkan toprak ve su kirliliğinden etkilenmiş durumda. Hatay'ın zengin bitki örtüsü ve çeşitli yaban hayatına ev sahipliği yapan vadileriyle dere yataklarının yanı sıra sistemlerinin beslediği alanlardaki zeytinlikler de kirlilikten etkilenen alanlar arasında. Türkiye’de bulunan 500 farklı kuş türünden 283’üne, 231 bitki türüne, 24 kelebek, 3 kurbağa ve 12 sürüngen ile 6 memeli türüne ev sahipliği yapan Mileyha Kuş Cenneti’nin yakınındaki bir bölge enkaz döküm alanı haline getirilmiş durumda. Yılın her döneminde yüzlerce kuş buraya dinlenmek, beslenmek ve yazın üremek için geliyor. 2021 yılında resmi bir statü de kazanan bu alanın göz göre göre yok olmaması için acilen önlem alınmalı."Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini anımsatan Ataç, depremlerin ikincil felaketlere yol açmaması için afet sonrası yönetimin de çok önemli olduğunu, bu nedenle il afet atık planlarının acilen hazırlanması gerektiğini vurguladı.
ü