Pazar Politik

Tam yol ileri

Abone Ol
CHP’nin yerel yönetimlerde bütüncül ve ülkenin geleceğini tasarlayacak somut projeleri, genel seçim yenilgisinden sonra karamsar seçmene soluk aldırabilirdi.  Hala geç kalınmış değil.

Geçtiğimiz cuma günü kampanyasını başlatan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul için seçim sloganı; “Tam Yol İleri”.  Önceki seçimde ilk tur aldığı oyların, haksız ve akıl almaz bir gerekçe ile iptal edilmesi üzerine, ikinci turda AKP’ye büyük fark atarak kazanması çok önemliydi.

İlk turun iptali sonrasında ceketini çıkararak, gömleğinin kollarını sıvaması bir meydan okumaydı. İstanbul seçmeni AKP’nin, iradesini yok saymasına tepkisini sekiz yüz bini aşan oy farkı ile açıkça gösterdi.

İktidarın; yerel yönetimleri muhalefet partilerinin yönetmesini bir türlü içine sindiremediğini gösteren engellemelerine karşın, İmamoğlu yönetimindeki büyükşehir belediyesinin başarılı yönetildiği ortada. Farklı görüşleri temsil eden siyasal partilerin desteklerini alan İmamoğlu, önümüzdeki seçimin de favorisi görünüyor.

Ancak partisi için ülke genelinde aynı öngörüde bulunmak güç. Örneğin ülkenin turizm bölgelerinin dörtte üçünde iktidar olan CHP’nin, -İstanbul’u şimdilik bir kenara bırakırsak-, turizm konusunda somut ve geleceğe dönük tasarımlarına ilişkin elde veri yok.

Geçtiğimiz dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığının önerisiyle, Turizmi Geliştirme Ajansı kurulmasına ilişkin yasa Mecliste kabul edildi.  Konaklama tesisleri ve diğer turizm işletmelerinden, ciro üzerinden tahsil edilen, yaklaşık 170 milyon dolar  vergi benzeri gelirlerden, belediyelere tek kuruş verilmedi. Muhalefetin bu yasayı eleştirmesi beklenirdi. Ama ses çıkmadı.

CHP’nin bu konulardaki genel tutumuna ilişkin benzer yorumu ;yerel yönetimler için de yapmak mümkün. Ankara yerine Belediyelerin seçilmiş yerel yöneticilerin programlarını hayata geçirecek kaynaklara erişmelerini engelleyen, mevzuat değişiklikleri gündeme gelebilirdi.

Eğitim, güvenlik ve temel sağlık hizmetlerinin, kısa ve orta vadeli bir plan çerçevesinde yerel yönetimlere devredilmesi, Ankara’nın genel politikaya uygun denetim işlevlerini üstlenmesini sağlayacak yeni modeller ile pek ala farklı bir gündem yaratılabilirdi.

Eğitim konusunda bilimsellikte uzak, ezberciliğe dayalı laiklik karşıtı programların dayatıldığı bir dönemde, kamuoyu ile paylaşılacak bu tür öneriler, seçmen kitlesine güven en azından moral verirdi.

CHP’nin yerel yönetimlerde bütüncül ve ülkenin geleceğini tasarlayacak somut projeleri, genel seçim yenilgisinden sonra karamsar seçmene soluk aldırabilirdi.  Hala geç kalınmış değil.

Aksi halde İmamoğlu’nun “Tam Yol İleri” sloganı yerine, “iki adım ileri, bir adım geri” pratiğinde ısrar etmek, CHP’ye iktidarı getirmeye  yetmeyecektir.