Türkiye’de etkisini sürdüren ekonomik kriz, sağlık hizmetlerini de etkiledi. Kentteki sağlık sorunlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Veysi Ülgen, yurt dışına göç eden genç hekimlerin sayısında artış yaşandığına dikkat çekti. Doktorların yurt dışına gitmelerinin tek sebebinin ekonomik problemler de olmadığını söyleyen Ülgen, “Hekimlik mesleğini uygulamıyorlar. Bir hekim, özgür koşullarda, özgür şartlarda, hiçbir baskı olmadan mesleğini yerine getirmelidir” dedi.

Tabip Odası başkanı olduktan sonra, haftada 4-5 doktora, yurt dışında görev yapacaklarını bildiren 'Hekimlik iyi hal' belgesi verdiğini belirten Ülgen, şunları kaydetti:

*Yurt dışında bu belgeyi istiyorlar. Bu belge tabip odası tarafından veriliyor. Üzülüyorum. Bu kadar hekimin, özellikle genç hekimin mesleğini yurt dışında yapmalarına üzülüyorum. Bunu kabul etmiyoruz. Bu hekimler neden gidiyor? Tabii ki 1-2 hekim gidebilir ama burada sayı çok fazla. Bu kadar fazla sayının olması, hekimlerin bir gelecek kaygısının olduğunu düşünüyorum. Hekimlerin bir gelecek kaygısı var. Sağlıkta şiddet halen çözülemedi. Geçen hafta Diyarbakır’da meslektaşımız kadın doktor şiddete uğradı. Bize ulaşmayan şiddet olayları da oluyor. Hekime şiddet var ve bu şiddet olayı çözülemedi.

'Sadece ekonomi değil'

*Hekimler mesleklerini yapamıyorlar. Yurt dışına gitmelerinin sebebi sadece ekonomik değil. Hekimlik mesleğini uygulamıyorlar. Bir hekim, özgür koşullarda, özgür şartlarda, hiçbir baskı olmadan mesleğini yerine getirmelidir. Hasta ile arasına para ilişkisi olmamalıdır. Sağlık, bu kadar ticarileşmemelidir. Yaşanan sorunlarından dolayı hekimler mutsuz oluyor. Bundan dolayı yüzünü başka ülkelere dönüyor.  Tabii ki başka faktörler de var. Hekimlerin iş güvencesi sorunu var. Özellikle üniversite hastanelerinde asistanlar cerrahi branşları tercih etmiyor. Çünkü cerrahi branşlarda hem çok fazla baskı var hem de oradaki öğrenciler hocaların işini yapıyor.

‘Bu bir kuru sloganla da olmaz’

*Genç hekimlerin eğitimden koparılıp, çok çalıştırıldıklarını ifade eden Ülgen, hekimler üzerinden emek sömürüsünün yaşandığını kaydetti. Hekimlerin kendilerini yeterli bir şekilde geliştiremediğine vurgu yapan Ülgen şunları kaydetti:

Dünyadaki ve tıptaki gelişmeleri takip edemiyor. Geçtiğimiz günlerde henüz 6 aylık cerrahi hekim, ihtisası bıraktı. Bu durumdan dolayı çok üzüldüm. Bırakmaması için ikna etmeye çalıştık ama ikna edemedik. Hekimlik yapamadığını, ağır bir hiyerarşi altında olduğunu, bu hiyerarşi bilim ve tıbbı geliştiren bir hiyerarşi değil olmadığını söyledi. Bu anlamda bir sıkıntı var. Hekimlerin kamuda aldıkları ücretler yeterli olmadığı için fazla para kazanma girişiminde bulunuyorlar. Özel hastanelerde çalışıyorlar, 2-3 ek iş yapan hekimler var. Üniversitede mesai dışı ödemelere başvuruyorlar. Sonuçta hekimler aldıkları ücretten memnun değiller. Bundan dolayı böylesi sorunlar yaşanıyor. Bu durum birçok ihlalin yaşanmasına neden oluyor. Tabip odası olarak biz ilgilenmemiz gerekiyor. Hekimlerin gitmesini doğru bulmuyoruz. Ama bu bir kuru sloganla da olmaz. Biz gitmeyin diyoruz ama hekimlerin mesleki koşullarının da düzeltilmesini talep ediyoruz.” 

‘Klimalar çalışmadığı için ameliyatlar yapılamıyor’

Tabip Odası Başkanı Ülgen, Diyarbakır’daki hastanelerde sağlığa erişilemediğini belirterek, hastanelerin yaz mevsimine hazırlık yapmadığını bildirdi. Ülgen, sağlık alanında kentte yaşanan sorunları şu sözlerle açıkladı:

“Sağlığa erişim her gün daha çok zorlaşıyor. Sağlık alanında çok sorunlar yaşanıyor. Yaz dönemine sağlık kuruluşlarının yaza mevsimine hazırlanmadığını gördük. Hekimler izne ayrılıyor, yerlerine kimseyi bulamıyorlar. Bölgede zaten hekim sıkıntısı var. Bu durum, yaz aylarında hastanelerde kuyrukların artmasına neden oldu. Hastanelerde randevu alınamıyor çünkü hekim sayısı yetersiz. Hastanelerin yaza hazırlamamalarından dolayı klimaların çalışmadığını öğrendik. Bu sebepten ötürü ameliyatların yapılmadığına dair bize bilgiler geldi. Diyarbakır’da havalar çok sıcak. Buna yönelik de bir önlem yok. Bu sorunlar yaşanırken, Dicle Üniversitesi Hastaneleri’nde yemek zehirlenmesi yaşandı. Yemek hizmeti veren şirketin sicil bozuk. Daha önceden de birçok zehirlenme vakası yaşandı. Yaz aylarında gıda zehirlenme riski çok daha fazla etkili oluyor. Sağlık çalışanları kendi imkanlarıyla yemekte yaptıkları tetkiklerde salmonella bakterisini tespit ettiler. Bu bakteri aynı zamanda tifoya neden oluyor. Şu an Dicle Üniversitesi Hastaneleri’nde kimse yemekhanelere gitmiyor. Ama oradaki şirketin umurunda değil. Çünkü parasını alıyor. Biz, hastanelerde yemeklerin taşeronlar tarafından verilmesine karşıyız. Hastaneler kendi imkanlarıyla yemek hizmeti verebilir.  Çocuk hastanesinin bulunduğu binanın depreme dayanıklı mı değil mi, diye bir muamma var. Çok eski bir hastane. Bu hastanede şu an çocuk poliklinikleri var. Bu binayla ilgili tartışmalar var. Belki de bu bina depreme uygun değil. Biz durumun netleşmesini istiyoruz. Sonuçta burası bir hastane. Bunu kentteki sivil toplum kuruluşlarıyla paylaştık ama yeterli bir duyarlılık oluşmadığını gördük. İllaki binanı yıkılması mı lazım. Bunlar da önemli sorunlar arasında yer alıyor.”

‘Kamu hastanelerindenbıçak parası’

Diyarbakır’daki kamu hastanelerinde ameliyat nedeniyle hastadan ‘bıçak parası’ alındığına yönelik duyumların olduğunu aktaran Ülgen, bu durumu yaşayanların tabip odasına başvurması çağrısında bulun:

Tabip odası olarak, ilgili kuruluşları göreve davet ediyoruz. Sağlık altyapısının değişmesi gerek. hastaneler bu haliyle hizmet veremiyor. İnsanlar özel hastanelere gidiyor ancak oradaki sağlık hizmeti de pahalı. Aslında özel hastaneler de yetersiz. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, kamu hastanesi olduğu halde, özel hastane gibi çalışıyor. Çeşitli duyumlar alıyoruz, özellikle cerrahi branşlarda çok fazla ameliyat yapılıyor. Bıçak parası alındığı yönde duyumlar var. Bize bir müracaat yok henüz. Biz diyoruz, bununla ilgili tabip odasına başvurun. Buradan bir çağrı yapıyorum, kamu hastanelerinde ameliyatlarda eğer bıçak parası veya ekstra paralar alınıyorsa bize müracaat edin.” 

Kaynak: anka