Pazar Politik

Sol mu sağ mı daha aşırıya kaydı? Elon Musk’a cevap

Abone Ol
Twitter’i satın alan Musk’ın sorduğu soruya Nezih Onur Kuru cevap yazdı. Kuru, “Elon Musk tweetinde sağın 2008’den beri aynı pozisyonda konumlanırken, solun merkezden uzaklaştığını iddia etse de gerçek bu değil” diyor. Elon Musk söylem ve eylemleriyle gündemden düşmüyor. Twitter’ı etkin kullanan ve yaptığı çıkışlarla siyasi tartışmalara neden olan Elon Musk, son olarak Twitter’ı 44 milyar dolar karşılığında satın aldığını duyurdu. Forbes’un verilerine göre serveti 264,6 milyar dolar olan, dünyanın en zengin insanı Elon Musk’ın bu hamlesi gündeme damga vurdu. Bir siyaset bilimci olarak, Elon Musk’ın Amerikan liberter sağını temsil eden siyasi kimliğinden ötürü hem ABD hem de dünya siyasetinde önemli bir gösterge kişilik olarak takip edilmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum. ABD liberter sağının “liberter” sıfatı özgürlükçülüğü çağrıştırsa da liberter sağ piyasa serbestisi haricinde sosyal ve kültürel eşitlik, ilericilik ve özgürlük konularında gerici aktörlerle işbirliği içinde. Trump gibi popülist, yabancı karşıtı ve maço siyasetçileri desteklemekten çekinmeyen ABD liberter sağı, eşitsizlik, yoksulluk gibi sorunları hafife alan tutumunu ısrarlı bir şekilde sürdürmeye devam ediyor. Nitekim Elon Musk sola yönelik alaycı-eleştirel yaklaşımını yeni paylaşımlarıyla sürdürmeye devam etti. Solun aşırı sola kaydığını iddia ederek aşırı solu aşırı sağ ile eşitledi. Böylece aşırı sağın ırkçı ve anti-demokratik eylemlerini arka plana itti. Dezenformasyon meselesini göz ardı ederek her fikrin eşit yayılım hakkını hem aşırı sağ hem de aşırı sol için savundu. Bunu da “Soldaki ve sağdaki en uç %10'luk kesim eşit derecede mutsuzsa, bir sosyal medya platformunun politikaları iyidir.” diyerek ifade etti. Son tweetiyle de aşırı sağı yok sayarak solun 2008’den beri aşırı sola kaydığını, merkezde duran kişilerin soldan bakanlar tarafından artık sağcı olarak yaftalandığını ima etti.[1] Elon Musk bu tweetinde sağın 2008’den beri aynı pozisyonda konumlanırken, solun merkezden uzaklaştığını iddia etse de gerçek bu değil. The Economist’in ABD muhabiri ve veri gazetecisi G. Elliott Morris de ideolojik ölçümler konusunda birçok ampirik veri paylaşarak merkezden uzaklaşan ideolojik cephenin sağ taraf olduğunu ortaya koydu.[2] HANGİ TARAF MERKEZDEN DAHA ÇOK UZAKLAŞTI? Pew Araştırma’nın 1971’den bu yana ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi’ndeki seçilmiş siyasetçilerin beyan ve eylemlerini sol-sağ skalası üzerinde analiz ederek ortaya koyduğu çalışma, Cumhuriyetçilerin Demokratlardan merkezden daha çok uzaklaştığını ortaya koyuyor. ABD Senatosu’nda Cumhuriyetçilerin sağa kayma mesafesi, Demokratların sola kayma mesafesinin 4.7 katı. Temsilciler Meclisi’nde ise 3.6 katı.[3] V-Dem (Varieties of Democracy) demokrasi endeksi de Demokratların söylem ve eylemlerinin 1970’lerden beri üst düzey demokrat seviyesinde kalmaya devam ederken, Cumhuriyetçilerin özellikle 2000 sonrası giderek otoriterleştiğini ve 2016’da Trump’ın seçilmesiyle birlikte artık demokrat çizgide sayılamayacak yerlere geldiğini gösteriyor. [4]
Gezi eylemlerine kadar ekonomik refah ve dini özgürlükler üzerinden söylem geliştiren iktidar, Gezi, 17-25 Aralık ve 7 Haziran-1 Kasım süreçlerinde güvenlikçi anlayışın daha kolay başarı getirdiğini öğrendi ve giderek sağa kaydı.
CUMHURİYETÇİ PARTİ, AVRUPA’DAKİ OTORİTER-MİLLİYETÇİ PARTİLER GİBİ Harvard Üniversitesi’nde araştırmalarını sürdüren Prof. Pippa Norris’in paylaştığı üzere, Global Party Survey (Küresel Parti Araştırması) dünya genelinde tüm partilerin söylem ve politikalarını inceleyerek, partilerin pozisyonlarını iki eksen üzerinde değerlendiriyor (liberal demokratik değerlerini aşındırma, yatay eksen ve etnik azınlık haklarına karşıtlık, dikey eksen). ABD’de Demokrat Parti demokratik ilke ve azınlık haklarına sadık partiler kümesinde yer alırken, Cumhuriyetçi Parti otoriter-milliyetçi kutupta, MHP, AK Parti, PiS, Fidesz gibi partilerle beraber konumlanıyor.[5] ABD-TÜRKİYE BENZERLİĞİ Türkiye’de de benzer bir durum söz konusu. Ali Çarkoğlu, Ersin Kalaycıoğlu gibi duayen isimler hem partilerin ideolojik pozisyonları hem de seçmenlerin ideolojik skaladaki yeri üzerine yaptığı çalışmalarda Türkiye’nin sağa kaydığını gösteriyorlar. Bundan da önemlisi, AK Parti’nin merkez sağdan uzaklaşıp giderek MHP’ye benzer şekilde ultra-milliyetçi, otoriter, sol ve seküler karşıtı aşırı sağ pozisyona yerleşmesi. Bu süreç parti pozisyonu ve lider söylem-eylemleri üzerinden gerçekleşirken, AK Parti kendi seçmenini de merkez sağdan aşırı sağa taşıdı. Gezi eylemlerine kadar ekonomik refah ve dini özgürlükler üzerinden söylem geliştiren iktidar, Gezi, 17-25 Aralık ve 7 Haziran-1 Kasım süreçlerinde güvenlikçi anlayışın daha kolay başarı getirdiğini öğrendi ve giderek sağa kaydı. Seçmenin %54’ünün oyunu alabilen Cumhur İttifakı’nın başını çeken ve ülkeyi 20 yıldır yöneten AK Parti ve Erdoğan’daki bu dönüşüm Türkiye’nin yaşadığı hızlı otoriterleşmenin en büyük açıklayıcı etmeni. --- [1] https://www.dokuz8haber.net/twitteri-twitterdan-yonetmek-elon-musk [2] https://twitter.com/gelliottmorris/status/1519759685435506689?s=20&t=4WnGu8vpovvi4erK447TPg [3] https://t.co/Dgza08Lcj6 [4] https://t.co/gkrKblEUxT [5] (9) Pippa Norris Twitter'da: "How authoritarian is the GOP compared with other major parties in OECD societies? Very. The GOP position towards ethnic minority rights & liberal democracy is close to Polish PiS and Turkish AKP, although a few others like Greece's XA are more extreme. https://t.co/5zTVhN2ulF https://t.co/VqDdiqwdO3" / Twitter