Manşet

Siyasiler müebbet mahkumu gibi, bırakmayı bilmiyorlar

Abone Ol
Türkiye’de siyasetçi ile simbiyoz ilişki kurmuş kadrolar siyasetçinin posasını çıkarmaya yemin etmiş gibiler. Zirvede tadında bırakmak bir ütopya. Son ana kadar siyasetçi istismar edilecek. Bu hastalık solda ve sağda ortak. Eskiden “Allah hastaneye düşürmesin” derdik. Şimdi hastane korkusunu aşmış olsak da yoğun bakım ve entübe sözlerini duyunca ruhumuz sıkılıyor. Bu deneyimi birinci elden yaşamış bir evlat olarak, Oğuzhan Asiltürk'ün entübasyondan kısa bir süre sonra bu dünyayı terk etmesi bende farklı duygulara yol açtı. Tabii rahmetli anneme nazaran 20 küsur yıl daha yaşlı olan Oğuzhan beyin, sağlık sorunları daha da ağır olmalıydı. İnançlı bir insan olarak her şeyin Allah'tan olduğuna olan inancımla annemin ölümüne sabrettim. Aynı sabrı Asiltürk ailesinin de gösterdiğine kuşku duymuyorum. Bununla beraber Asiltürk'ün ölümü 1970’lerden günümüze siyaset sahnesinde var olan aktörlerden birinin kaybı olarak da önem taşıyor. Merkel'in 65'te, Clinton'un 53'te emekli olduğu bir dünya siyaset modelinde Türkiye'de siyaset müebbet bir muhabbet şekline bürünmüş durumda. Burada siyasetçinin mesuliyeti ve hırsı tabii ki önem arz ediyor. Fakat bunun arka planında ben o siyasetçi ile varlığını sürdüren bir grup ve güruhun da olduğunu düşünüyorum. İster en tepede her seçimi kazanan bir başrol, isterse yardımcı rol alan bir yan oyuncu olsun siyaset sahnesinde hep bunları sarmalayan ve bunlardan beslenen bir kitle var. Bu kitle için bağ kurdukları aktörün sahadan çekilmesi yok oluş demek. Zaten aksi bir durum olsa neredeyse 90’ına gelmiş bir insanı taze bir nefes gibi lansmana sürmek akla gelmez. Türkiye’de siyasetten beslenen ve siyasetçi ile simbiyoz ilişki kurmuş kadrolar siyasetçinin posasını çıkarmaya yemin etmiş gibiler. Zirvede tadında bırakmak bir ütopya. İlla ki iş sonuna kadar zorlanacak ve en son ana kadar siyasetçi istismar edilecek. İsim vermeye gerek var mı diğer örnekler için bilmiyorum. Ama bu hastalık solda ve sağda ortak. Tabii ülkeyi genelde sağ cenah yönettiği için oradan gelen örnekler daha gerçekçi bir görünüm alıyor. Rahmetli Asiltürk Türkiye siyasetinde neredeyse bir insan ömrü kadar rol aldı. Ömrünün son demini ise Erdoğan'ın varlığını idame ettirmesi için harcadı. Tek bir oyun bile dengeyi değiştireceği kanaati özellikle 1. İstanbul yerel seçiminden akılda kalmıştı. Özellikle o seçimde Saadet oylarını çeldirse iktidar belki de İstanbul'u yitirmeyecekti. Bıçak sırtı ilk seçimden akıllara kazınan bu gerçek muhtemel ki Asiltürk'ü motive eden en önemli bilgiydi. Aynı suda iki defa yıkanmak mümkün olmasa da Türkiye'de siyasal İslam’a gönül vermiş bir nefer olan Asiltürk ve bu ideolojinin artık iyice yıpranmış bir versiyonunu kullanan Erdoğan için, ortak bir paydadan söz etmek mümkün oldu. İkisi de ortak geçmişi ve hayali paylaşmıştı bir zamanlar. Şimdiyse bu hayalin öyle ya da böyle yakalandığını düşünmekteydiler. Onları birleştiren bu fikirle, aslında neo liberalizmin en katı uygulamalarının dinle soslanmış versiyonundan ibaret olan AKP yönetimine, hayat öpücüğü vermeye gayret ettiler. Tıpkı MHP lideri Bahçeli’nin İyi Parti'nin kendilerinden neden koptuğunu algılamak istemeyişindeki gibi, Asiltürk'ün de algı düzeyinde sıkıntı olduğu aşikardı. Sorunun AKP’nin politikalarında olduğunu ve sadece yüzeydeki milliyetçi ya da İslami tonların fayda veremeyeceğini bir türlü anlamadılar. Siyasetin sadece kazanmak olmadığını ve AKP’nin kazanmak için her yolu mübah gören, Makyavel siyaseti uyguladığını göz ardı etmeyen, herkes safını çoktan belirlemişti. Yukarıda tanımladığımız siyaset ikliminde siyasetçiyi kullanarak var olan dar kadrolar; ister Asiltürk, ister Bahçeli ya da Erdoğan olsun, yıpranmış, yeterince çalışmış, artık emekli olmayı fazlasıyla hak eden isimler üzerinden yaşam alanı buluyor. Bu dar kadroların yaşam alanı geniş kitlelerin hayatlarını zorlaştırıp daraltıyor. Zamanında çekilmeyi bilmemek Türk siyasetini ve siyasetçisini çekilmez kılıyor. Oğuzhan Asiltürk'e Allah’ın rahmetini dilerken, siyasal macerasının ibretlik sürecinin tüm siyaset erbabına sunduklarının altını çizmek istiyorum.