İstanbul'un Üsküdar ilçesinin ilk kadın belediye başkanı CHP'li Sinem Dedetaş, bugünlere şeffaf duvarların üzerinden atlayarak geldiğini söylüyor: "Siyaset ve iş dünyasının içinde şeffaf duvarla da cam tavanla da karşılaştım, hepsini gördüm yaşadım. Bunların üstünden atlamayı öğrendim."  31 Mart yerel seçimlerinin en dikkat çeken isimlerinden birisiydi 43 yaşındaki Sinem Dedetaş... AK Parti’nin kalesi olarak bilinen Üsküdar'da CHP’den belediye başkanlığına aday olan Dedetaş, seçimi kazanarak ilçenin ilk kadın belediye başkanı olarak tarihe geçmişti. Dedetaş, Gazete Oksijen'den Elif Ergu Demirel'in sorularını yanıtladı.

Ailede zamanında milletvekili olan dedesi dışında sşyasetle ilgilenen kimsenin olmadığını söyleyen Dedetaş'ın Demirel'le söyleşisinden öne çıkanlar şu şekilde:

1930’dan bugüne 32 binden fazla erkek belediye başkanı seçilen Türkiye’de maalesef 170 civarı kadın belediye başkanı seçilmişti. İlk kez 11 ilin belediye başkanı kadın oldu, 61 ilçeye de kadın başkanlar geldi. Hala oran çok düşük ama en azından bu seçimde ciddi bir kıpırdanma oldu. Siz nasıl aday gösterildiniz? Siyasette şeffaf duvarlarla karşılaşmadınız mı?

Geçmiş tecrübem olmasaydı zorlanırdım. Siyaset ve iş dünyasının içinde şeffaf duvarla da cam tavanla da karşılaştım, hepsini gördüm yaşadım. Bunların üstünden atlamayı öğrendim. İlk başta, adaylaşma sürecinde Üsküdar’ın genelinde böyle bir algı vardı, “Kadın aday olmaz, tutmaz. Daha önce de kadın aday gösterildi, başarılı olamaz” dendi. Bunları duydum. Ama ben orada parti içinde, “Kadın adaydan sonra iki tane de erkek aday gösterildi, onlar da seçilemedi, başarılı olamadı. Erkek adayla olmadı diyor musunuz?” diye sordum.

Ekrem İmamoğlu başkan olduktan sonra görev aldınız. Şehir Hatları’na damga vuran bir yönetiminiz oldu. Nasıl tanışmıştınız kendisiyle?

Ekrem Başkan ile 2019 öncesinde bir tanışıklığımız yoktu. Ben insan kaynakları üzerinden Şehir Hatları’na davet edildim, görüşmeler yaptık ve işe başladım. Orada tanıştık. Her şey tam anlamıyla profesyonel süreçlerle ilerledi. O yüzden buradaki adaylaşma serüveni de ben istedikten sonra partimin, yani genel merkezin, Parti Meclisi’nin kararı o aday profil çalışmasıyla örtüştükten sonra gerçekleşti. Bu yüzden de “kadın aday olmaz” laflarının altı yoktu. Ben ‘kadın olmaz’ sözlerini denizcilik işlerinde de çok duymuştum. Maalesef siz de bu konuları iyi biliyorsunuz, bir kadın başarılı olduğunda bu tesadüftür gibi görülüyor, arkasında başarı, liyakat, yetenek, planlama yokmuş gibi bakılıyor. Ben bir dergide röportaj vermiştim, “Kapak kızı olmuşsun” dediler. Bir erkek işiyle ilgili röportaj verdiğinde böyle deniliyor mu?

Siz göreve geldiğinizde Şehir Hatları’nda ortam değişti. Kadın personel sayısı arttı değil mi?

Her işi kadınların da yapabileceğini gösterdik. Bunu da kadın oldukları için değil, gerçekten yapabildikleri için o görevlere geldiler. Deniz ulaşımı kadrosunda ben gelene kadar hiç kadın yoktu. Bugüne kadar hem başkanlık yaptığım odada hem de Şehir Hatları’nda devrimsel bir iş oldu kadınların bulunması.

Siyasette bu kadar aktif olmaya karar verirken sizi en çok ne tetikledi?

Şehir Hatları başarısı olmasaydı cesaret edemezdim. Çünkü kamu başka bir yer; kamu tecrübesi, kamu ilişkileri çok farklı. Belediye Kanunu’na bağlı bir işletmeyi başarı ile yönetmek bana büyük bir cesaret verdi. Çünkü bir kamu ve bütçe disiplini gerektiriyor. Benim Şehir Hatları’ndaki bütçem Üsküdar Belediyesi’nin bütçesi kadardı. Bunu yönetebilmiş olmak bana güven verdi. 4.5 yılda neleri değiştirebildiğimizi görünce aslında çok daha kapsamlı işler de yapabiliriz diye düşündüm. Bazen kadrolaşmalar, “onun bunun insanı gibi” sözler gözünüzü korkutabilir, ama ben seçildikten sonra yapılması gerekenin çok çalışmak olduğunu düşünüyorum. Bende düşmanlaştırma, o partiden bu partiden şeklinde bir bakış yok. Şehir Hatları’nda yılda 142 milyon yolcu taşıyorduk. Burada da 550 bin nüfus var. Yerli yabancı konuklarımız var.

Türkiye’de belediyelerin öncelikli görevi yoksulluğu önlemek olarak görülmese de Türkiye’de çok ciddi bir hayat pahalılığı sorunu var. Maalesef yardım almaya alışmış kitleler de var. Projelerinizi inceledim. Yoksulluk, yardımlaşma ve üreten bireyler yaratma noktasında görüşlerinizi merak ediyorum.

Yoksulluk konusu çok önemli, normalde sosyal yardımlaşma meselesi biraz demlenmesi gereken bir konu, genel olarak politika anlamında biraz üzerine gidilmesi gereken bir konu. Biz sosyal yardımlaşmayı artıracağız, insanları güçlendirmek ekonomik olarak istediğimiz bir konu. Girişimci gençler, girişimci kadınlar, halihazırda el emeği ve ürünlerini üreten kadın emeği pazarlarında çalışan hemcinslerimizin görünür olmasını sağlayacağız. İyileştirmeye çok ihtiyaç olunan noktalar var. Üsküdar esnafına turizm rotaları planlayarak o rotalar içerisinde esnafı güçlendirecek birtakım çalışmalar yapacağız. Arka sokaklarda inanılmaz lezzet durakları var. Üsküdar’ın yapısını güçlendireceğiz. Sürekli insanların rahatlığı ve mutluluğu için çalışacağım. Beni hep yanlarında görecekler. Sosyal yardım alanlar da tedirgin olmasın, onları da verimli yönetim biçimleriyle devam ettireceğiz. Festivaller, konser alanları, Üsküdar’ın kendi sanatçılarına özel mekanlar yaratacağız. Büyükşehir’in Ünalan’da çok güzel bir alanı olacak, kısa zaman sonra açılacak. Çok güzel konser, kültür-sanat mekanlarımız olacak. Aslında şunu söylemek isterim; makama gelmedim, bu odaya kapanıp kalmayacağım. Sorun yaşayan insanları dinleyerek ilerleyeceğim. İletişimi hiç koparmayacağım. Şehir Hatları’nda bunu başardık, burada da başaracağız.

Kızılcık Şerbeti'nde 'onaylı randevu sistemi' övgüsü: 'İşbirliği etiketini unutmuşsunuz' Kızılcık Şerbeti'nde 'onaylı randevu sistemi' övgüsü: 'İşbirliği etiketini unutmuşsunuz'
Mazbatanızı aldınız, göreve geldiniz. Sosyal medyaya yansıyan görüntülere göre çoğunluk işi bırakmıştı. Neyle karşılaştınız?

Şimdi siz de binayı sakin gördünüz ama bayram tatili. İzne çıkan büyük bir çoğunluk var. Herkes işi bıraktı, gitti gibi bir durum yok. Başkan yardımcıları da doğal olarak gittiler. Bayramdan sonra göreceğiz. Benim gözümde kurumsal süreklilik ve liyakat esastır. Ben Şehir Hatları’nda görevi İK müdüründen almıştım, devir teslim yapamamıştık. İBB’de piştik, kaygıya mahal yok yani.

ü