Cumhur İttifakı giderek negatif siyaset yaparken, Millet İttifakı yapıcı ve gelecek siyaseti yapmaya başlıyor, bu yönde hamleler yapıyor.HalkTV’den Fikret Bila’ya (8 Şubat) konuşan Kılıçdaroğlu; “Elbette Anayasanın hükmü açık. Eğer seçim normal zamanında yapılırsa Erdoğan üçüncü kez aday olamaz. Benim kastım Meclis’in erken seçim kararı alması halinde Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığına bir engel olmadığıdır. Yoksa zamanında seçim yapılırsa aday olmasına Anayasa engeldir. Bunu bildiği için Devlet Bahçeli de “Erdoğan’ın adaylığı için yasal düzenleme yapılması gerekiyorsa elimizden gelen gayreti gösteririz” dedi. O da zamanında bir seçimde üçüncü kez aday olamayacağını biliyor, onun için böyle konuşuyor. Ama biz erken seçim istiyoruz. Hem de hemen. Erken seçim olsun ve Erdoğan karşıma çıksın, O’nu sandıkta göndereyim. Siyasi olarak çağrım budur. Halkın zamanında seçimi bekleyecek hâli kalmadı. Hemen erken seçim kararı alınmalı ve Erdoğan sandıkta gönderilmelidir. Benim talebim ve kastım budur” diyor. Kılıçdaroğlu’nu DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan izliyor. Partisinin genel merkezinde düzenlenen haftalık değerlendirme toplantısında yaptığı konuşmada (9/Şubat) “Bu konuda bir hukuk tartışması olabilir fakat siyasi perspektiften baktığımızda Sayın Erdoğan’ın bir kere daha cumhurbaşkanı olmasını engelleyecek olan vatandaşlarımızdır, seçmendir. Bunu böyle tartışmalı hukuk yollarıyla engelleme, -bir siyasi değerlendirme olarak bunu söylüyorum- bunu çok iyi bir yöntem olarak görmüyoruz” değerlendirmesinde bulunyor. Seçimler yaklaşıyor; muhalefetin siyasi hamleleri artıyor, siyaset giderek canlanıyor... Benzer açıklamalar Millet İttifakı içindeki diğer parti liderlerinden de geliyor. Millet İttifakı, iktidar değişikliği için siyasetin içinde kalmayı öneriyor; seçimlere ve seçmenlere (vatandaşlara) güveniyor. Bu açıklamaları ve tavrı önemsemeli ve olumlu görmeliyiz. Fahiş düzeyde elektrik ve doğal gaz faturaları, aidatlar, kiralar ve fiyatlar, Türkiye’de ve dünyanın farklı ülklerinde bu sorun “fatura siyaseti” denilen yeni bir gelişmeyi ortaya çıkartıyor. Faturalar, sivil itaatsizliğin, toplumsal protestoların, aktivizmin önemli referans noktalarının başında geliyor. Bu sorunu yaratan ve aşırı zam kararı alan Cumhur İttifakı, sorunu çözmek yerine sadece muhalefeti eleştiriyor. Muhalefetse siyaset yapıyor. Kılıçdaroğlu’nun, “iktidar seçimle değişecek” açıklaması gibi, bir sivil itaatsizlik örneği oluşturan “Elektrik faturaları değişene kadar faturamı ödemeyeceğim” açıklamasıyla yaptığı hamle de Millet İttifakı-siyaset-fatura siyaseti ilişkisini güçlendiriyor. Seçimler yaklaşıyor; muhalefetin siyasi hamleleri artıyor, siyaset giderek canlanıyor...
Seçimler, iktidar değişikliği ve yeniden-demokratikleşme
Millet İttifakı siyaset yapıyor; seçimlerle iktidara geleceğini ya da seçimler yoluyla iktidar değişikliğini başaracağını eylem ve söylemleriyle topluma söylüyor.
Son dönemde demokrasilerde yaşanan “rekabetçi otoriterleşme”, “otoriter populizm” ya da “yasal otokrasi” eğilimlerinin gösterdiği gibi, seçimler demokrasi için “gerekli fakat yeterli koşul değil”.
Seçimler olmaksızın demokrasi mümkün değil.
Fakat, seçimle gelen yönetimlerin demokrasiyi zayıflatıp otoriterleşmeyi güçlendirdikleri de bir gerçek.
Bu eğilimin son dönemlerde sadece gelişmekte olan değil, gelişmiş demokrasilerde de ortaya çıktığını görüyoruz.
Bu nedenle de seçimler demokrasinin gerekli koşuluyken, (a) yaşama-yürütme-yargı arasındaki güçler ayrımını, (b) yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, (c) güçlü yerel yönetim ve (d) farklılıklar arası eşit vatandaşlık, tüm bu ilkelerinin toplum yönetiminde kurumsal ve siyasi kültür olarak birlikte uygulanmasına anlam veren “denge ve denetleme sistemiyse” yeterli koşulunu oluşturuyor.
Seçimle başa gelen iktidarların denge ve denetleme sistemini uygulayamayarak demokratik anayasal hukuk devleti olmayı değil, “güçlü ve denetimsiz yürütmeyi, lidere sadakati, gücün merkezileşmesini ve retoriksel makbul vatandaşlığı” benimseyen rekabetçi-populist otoriterleşmeyi tercih ettiklerini görüyoruz.
SEÇİMLER VE İKTİDARIN BELİRLENMESİ
Fakat bu ikili nitelik, bizim seçimlerin başka bir alanda oynadığı kritik önemdeki rolü görmememize neden olmamalı.
Demokrasilerde iktidarı ya da iktidar değişikliğini seçimler belirliyor.
İktidarın seçimler yoluyla belirlenmesi, seçim sonuçlarına ve seçimleri kazanan adayın ya da partinin toplumu yönetme hakkına tüm aktörlerin saygı duyması demokrasinin olmazsa olmaz koşulu.
Seçimler, demokrasinin gerekli ama yeterli koşulu değil ancak altını çizelim; demokrasilerde iktidarın belirlenmesinin ya da değişiminin temel ilkesi ve mekanizması.
Seçimlere büyük bir önemin verildiği, atılan oyların çok değerli görüldüğü, bu nedenle seçimlere katılımın yüksek olduğu ve sivil toplumun yeterince etkin olmaması nedeniyle seçimlerin siyasal katılımın ana mekanizması olarak görüldüğü Türkiye’de, seçimler yoluyla iktidarın belirlenmesi ilkesine daha da bir önem veriliyor.
Belki de bu nedenle, darbelere, vesayet rejimine, seçim sonuçlarının devlet kurumları kararıyla tanınmamasına karşı, Türkiye’de seçmen her zaman iktidarın seçim yoluyla belirlenmesi gerektiği mesajını oylarıyla vermiştir.
Bu ilkeye uymayanlar her zaman seçmen tarafından cezalandırılmıştır.
MİLLET İTTİFAKI’NIN ETKİLİ SİYASİ HAMLESİ
Bu bağlamda, Millet İttifakı’nın, altı partinin birlikte çalışmasının ürünü olan ve “adil-özgür seçimler” ile “denge ve denetleme sistemi ve kültürü”nü birleştiren “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” önerisi Türkiye’nin yeniden-demokratikleşmesi için ne kadar önemliyse, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaklaşan seçimlerde 3.kez adaylığıyla ilgili tartışmada “iktidar değişikliğinin seçimle olacağını” vurgulaması da o kadar etkili bir siyasi hamle olmuştur.
Millet İttifakı, gerek gündem belirleyen gerekse de etkili siyaset yapan hamleleriyle, 2022’de yapılacak erken seçimleri ya da 2023’de zamanında yapılacak seçimleri kazanabileceği ve seçim yoluyla iktidara geleceği mesajını veriyor.
Millet İttifakı siyaset yapıyor; seçimlerle iktidara geleceğini ya da seçimler yoluyla iktidar değişikliğini başaracağını eylem ve söylemleriyle topluma söylüyor.
Cumhur İttifakı giderek negatif siyaset yaparken, Millet İttifakı yapıcı ve gelecek siyaseti yapmaya başlıyor, bu yönde hamleler yapıyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Erken seçim olsun ve Erdoğan karşıma çıksın” açıklamasında bulunuyor.
Bunlar da ilginizi çekebilir