CHP Tarım Politikaları ve Tarım Örgütleri'nden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal Türkiye'deki şarbon krizini, şarbon hastalığının özelliklerini ve alınması gereken önlemleri PolitikYol'a anlattı. Ülkenin 71 bölgesinde şarbon hastalığına rastlandığını söyleyen Sarıbal, bu bölgelerin bakanlık tarafından açıklanması gerektiğini ve şarbonla mücadelenin eksik kaldığını ifade etti.
  • Şarbonun ülkeye ithal etler yoluyla girdiği ifade ediliyor. Öncelikle et ithalatında izlenmesi gereken prosedürler nedir? AKP hükümeti bu konuda gerekli önlemleri aldı mı?
AKP 2009 yılında et ithalatı kararı aldı, 2010 yılı itibariyle ithalata başladı. 2011 yılında Polonya'dan getirilen etlerde "deli dana" çıktığını biliyoruz. Polonya hükümeti deli dana olduğunu kabul etti. Bakanlığa sorulduğunda; gelen belgelerdeki bilgiler Lehçe olduğu için biz bunu anlayamadık dediler. Hemen onun ardından 2014 yılında Bulgaristan, Romanya tarafından daha sonra da Kırklareli'nde görülen "mavi dil" hastalığı gündeme geldi. Daha sonra 2016 yılında "Bruselloz" denilen yeni bir bulaşıcı hastalık yine ithal hayvanlarla ülkeye taşındı. Bulgaristan sınırında koyunlarda veba görüldü, AB vebayı kabul etti ve gerekli çalışmaların yapıldığını söyledi. Biz Bulgaristan sınırından vebalı hayvanların ülkeye gelme ihtimali olduğunu biliyoruz, bunu da söyledik ama konuyla ilgili soru önergelerimize cevap gelmedi. Şimdi ise Ankara Gölbaşı'nda menşei Brezilya olan, ülkeye giriş yaptığı bilinen 3950 civarındaki bir sürüde 50'den fazlanın bugünkü rakamlarla 100'ü aşkın bir rakamda büyükbaşın telef olduğu biliniyor. Bakanlık da bunu kabul etti ve bölgeyi karantina altına aldı. Et ithalatında şöyle bir süreç var: Bir; hangi ülkeden hayvanı alıyorsanız alın bir ekip gönderiyorsunuz. Bu ekipte bir zooteknist oluyor, bir veteriner oluyor bir da bakanlık yetkilisi oluyor. Bu yönetmelik gereği, bir yasa. Ancak gelen bilgilere göre son 6 aydır veterinerler bu ekipte yer almıyor yani bir veteriner hayvanları ithal etmek için o ekiple birlikte yurtdışına gitmiyor. Peki ne yapıyor bu ekip? Bu ekip alacakları sürüyü yerinde görüyorlar, yerinde inceliyorlar, bakım koşullarına bakıyorlar. Fiziki, görsel muayene yapıyorlar. Eğer o ülke bize belgelerle hayvanların aşılı, temiz olduğunu söylüyorsa tamam diyip hayvanları kabul ediyoruz. Hayvanlar yüklenip getiriliyor. Şarbonlu hayvanların giriş yaptığı liman Mersin Limanı. Burada 15-21 gün bekletmek zorundalar hayvanları, bu karantina süreci. Bu karantina sürecinde hayvanların fiziki muayeneleri, dışkı muayeneleri, kan örnekleri vs. yapılmak zorundadır. Bu süreç tamamlanır, herhangi bir hastalık var mı yok mu diye bakılır. Eğer hayvanlar temizse girişi yapılır, temiz değilse yapılmaz. Bu hayvanlar için bu 21 günlük kritere uyuldu mu uyulmadı mı? Bütün tahlilleri yapıldı mı yapılmadı mı? Bunlar net değil. Söylemiyorlar. Tahlil yapıldıysa bunu söyleyin. Yapılmadıysa hangi gerekçelerle yapılmadığını açıklayın. Bu hayvanlar Mersin'den Gölbaşı'na gelmiş ancak sadece Gölbaşı'na değil, ülkenin diğer bölgelerine de dağıtıldığını artık biliyoruz.
  • Şarbon hastalığı nasıl bir hastalık? İnsandan insana bulaşma ihtimali var mı?
Şarbon aslında toprakta ve kuru otta olan bir bakteridir. Bu bakteri hem hayvanda hem insanda ölümcül sonuçlara neden oluyor. Hayvana üç değişik yolla bulaşmakta, birincisi solunum yoluyla akciğer üzerinde tahribat yaratmakta ve ölüme varan sonuçları olmakta. İkincisi sindirim sistemi üzerinden vücuda alındığında bağırsaklarda kanlı ishal üzerinden seyredip daha sonra zayıflatıp o şekilde ölüme neden oluyor. Üçüncü olarak temasla bulaştığında deride yaralar meydana getiriyor, bu yaralar 3 cm'e kadar çıkabiliyor. Antibiyotikle tedavisi mümkün ama zamanında tedavi edilmezse burada da yine ölümcül olabiliyor. Bu hastalığın insandan insana bulaşması zor ama kesinlikle bulaşmaz diyemiyoruz. Daha önce bunu diyorduk ama bilim insanları şu anda yüzde 1-2 de olsa hastalığın yoğunluğuna göre, insandan insana bulaşma ihtimali olduğunu söylüyor. Hastalığın seyri nasıl? Bünyeye alındıktan sonra 1-10 gün arasında ortaya çıkabiliyor. Hastalığın belirtileri görüldüğü andan itibaren 3 gün içerisinde müdahale edildiğinde tedavi edilebiliyor. Türkiye şu anda gerçekten bir şarbon krizi yaşıyor. Görünen o ki bu sadece ithal hayvanlardan kaynaklı değil. Dün bakanın yaptığı açıklamaya göre 71 değişik bölgede şarbon hastalığına rastlanmış. Bu 71 bölge neresi, açıklayın biz de bilelim. İstanbul'da, Tekirdağ'da, Kırklareli'nde, Karadeniz'de ve ülkenin pek çok yerinde şarbon vakalarının olduğunu biliyoruz. Hastanelerde yeterli bilgi alamıyoruz ama pek çok hastaneye insanların şarbon şüphesiyle müracaat ettiğini biliyoruz. Aşılamaların sadece ithal hayvanlar için değil, diğer hayvanlar için de yeterli olmadığını ve şarbonla mücadelenin eksik kaldığını açık bir şekilde görmüş durumdayız. Bakanlık burada iflas etmiş durumda. Ne sağlık güvenliğimiz var ne de Tarım Bakanlığı ülkede hayvan sağlığı bakımında düzenli, sürdürülebilir bir politika izliyor.