Pazar çevirisi | Halk için bir Avrupa inşa etmek - Philippe van Parijs
Brexit ve sonrası
Eğer Avrupa Birliği’nin popülist isyanın kaynağını derinlemesine ele almak için acilen yapması gerekenler doğrultusundaki herhangi bir ciddi girişimi sabote edecek bir şey varsa, o da (1) Avro’nun yaratılmasından beri yaptığı üzere (2001’den bu yana kendi parası yüzde 25 değer kaybetti) komşunun kuyusunu kazma yönlü rekabetçi devalüasyonu sürdürebilecek, ancak ayrıca (2) Alman hakimiyetinin (büyük oranda kendi kendine) kontrol altına alınmasına ya da (oldukça sık görülen) demokrasinin zahmetli pekişmesine ve bazı üye devletler ve aday ülkelerde hukuk devletine olan katkısı gibi Avrupa Birliği’nin bizzat mevcudiyeti nedeniyle yaratılan çeşitli kamusal mallardan bedevaya faydalanabilecek (3) şirketler, finansal işlemler, fikri mülkiyet ve değerli vasıflar üzerindeki efektif vergilerle ilgili bütünüyle rekabete girme tercihinde bulunabilecek ve (4) açlık ve iç savaş tehdidiyle sınırlarına sürülmüş milyonlarca “daha az arzu edilir” göçmeni içine almaya dair kıymeti bilinmeyen uğraşı Avrupa Birliği’ne bırakırken, Avrupa’nın geri kalanı ve ötesinden binlerce beyni kendisine çekebilmek için seçici göçmen kuralları uygulayabilecek bir devlete tek pazara bütünüyle erişim olanağı vermektir.
Nihai Brexit anlaşması, her iki taraftan ihracatçı lobilerin teşvik ettiği cömert yumuşaklığı içinde AB’yi ve üye devletlerini Kanal’ın öte yakasında bir korsanın merhametine bırakırsa Avrupa Birliği halkına – ve nihai olarak Birleşik Krallık halkına – verilecek kalıcı ve geri döndürülemez zararın yanında ayrılma anlaşmasının yirmi, altmış ya da yüz milyar Avro’luk bir ödemeyi barındırıp barındırmayacağı, önemsizdir. Eğer Birleşik Krallık ve AB arasındaki ilişkileri belirleyen anlaşma geri dönülmez biçimde, hem sağdan hem de soldan gelen anlaşılabilir ve aslında genellikle meşru olan popülist isyanların bitmez tükenmez birbirini takibine set çekmek için AB’yi yapması gerekenleri yapma kapasitesinden yoksun bırakırsa bu tarz bir ödeme önemsizdir. Bu tarz bir ödeme, eğer bu anlaşma AB’yi sadece “harekete geçirenlerin” değil ancak “evden çıkmayanların” güvenini ve bağlılığını hak etme ve yeniden kazanma kapasitesinden mahrum bırakırsa, kısaca AB’yi sonunda hakiki bir “halkların Avrupa’sı” inşa etme kapasitesinden mahrum bırakırsa önemsizdir.
Bu metin Floransa’da Palazza Vecchio’da, European University Institute’ın Birliğin Durumu 2017: “Halkın Avrupa’sını İnşa Etmek” konferasında 5 Mayıs 2017’de yapılan konuşmaya dayanmaktadır.
Philippe van Parijs, kuruluşundan beri yönettiği Hoover Chair of Economic and Social Ethics’in bulunduğu Louvain Üniversitesi’nde (UCL), İktisadi, Sosyal ve Siyasal Bilimler Fakültesi’nde Profesördür.
[Social Europe'taki orijinalinden Ali Rıza Güngen tarafından PolitikYol için çevrilmiştir.]
Bunlar da ilginizi çekebilir