Pazar çevirisi | G20'nin yanlış yola sapmış küreselciliği

Global Trade Alert’ün yeni bir raporu, G20 ‘nin bu konuda daha önceki sözlerini yerine getirmediği uyarısında bulunuyor. Bu zamana kadar Trump’ın ticaret konusundaki bağırış çağırışı yaptıklarından daha fazlaydı. Yine de rapor, başka ülkelere ABD ihracatını halen engelleyen binlerce korumacı önlemin, Trump’a kendi bariyerlerini yükseltmek için ihtiyacı olan bahaneyi kolaylıkla verebileceğini ileri sürüyor.
Ancak serbest ticaret politikalarını sürdürmekteki başarısızlık gerçekte küresel işbirliğinin başarısızlığının ya da yetersiz bir küresel ruhun ifadesi değil. Esasen iç siyasetteki başarısızlık.
Biz iktisatçılar mukayeseli üstünlük ilkesini ve ticaretten kazançları öğrettiğimizde, serbest ticaretin ev sahibi ülkenin ekonomik pastasını büyüttüğünü açıklarız. Başka ülkelere faydalar bahşetmek için değil kendi vatandaşlarımızın ekonomik fırsatlarını çoğaltmak için ticaret yaparız. Diğer ülkelerin korumacılığına kendi bariyerlerimizi dikerek yanıt vermek kendimizi ayağımızdan vurmak anlamına gelir.
Ticaret anlaşmalarının çok sayıda Amerikalıya fayda sağlamadığı, çok sayıda işçinin ve topluluğun zarar gördüğü doğrudur. Ancak bu sonuçları üreten düzgün kotarılmamış ve dengesiz ticaret anlaşmalarını başka ülkeler ABD’ye dayatmadılar. Bunlar güçlü ABD şirket çıkarları ve finansal çıkarların – Trump’ı destekleyen aynı çıkar sahiplerinin – talep ettiği ve elde etmeyi başardığı şeylerdi. Kaybedenlerin kayıplarını telafi etme konusundaki başarısızlık yetersiz küresel işbirliğinin sonucu da değildi; kasıtlı bir iç siyaset tercihiydi.
Aynısı finansal düzenleme, makroekonomik istikrar veya büyümeyi teşvik eden yapısal reformlar için de geçerlidir. Yönetimler bu alanlarda uygun davranmadığında diğer ülkeler için elverişsiz yayılma üretebilirler. Ancak en fazla bedeli ödeyenler kendi vatandaşları olur. G20 zirvelerindeki nasihatler bu sorunların herhangi birini düzeltmeyecektir. Eğer yanlış yola sapmış korumacılığı engellemek istiyorsak ya da genel olarak daha iyi ekonomi yönetiminden faydalanmak istiyorsak, kendi ulusal evlerimize çekidüzen vererek başlamak durumundayız.
Daha kötüsü, G20 zirvelerine sinmiş, düşünülmeksizin verilen küreselcilik tepkisi popülist anlatıyı besliyor. Trump ve benzer düşünen liderlere dikkatleri kendi politikalarından uzaklaştırmak ve suçu başkalarına atmak için gerekçe sunuyor. Diğer ülkeler kuralları çiğnediği ve bizden faydalandığından halkımız zarar görüyor diyebiliyorlar. Bir çözüm olarak küreselcilik, kolayca, bir günah keçisi olarak küreselciliğe dönüştürülüyor.
Gerçekte hata, bir ahir zaman Sezar’ının söyleyebileceği gibi, ticari ortaklarımızda değil kendimizde.
Dani Rodrik Harvard Üniversitesi John F. Kennedy School of Government’ta Uluslararası Siyasal İktisat Profesörüdür. The Globalization Paradox: Democracy and the Future of the World Economy ve Economics Rules: The Rights and Wrongs of the Dismal Science kitaplarının yazarıdır. Son kitabı Straight Talk on Trade: Ideas for a Sane World Economy 2017 sonbaharında basılacaktır.
[Project Syndicate’teki orijinalinden Ali Rıza Güngen tarafından PolitikYol için çevrilmiştir.]
Bunlar da ilginizi çekebilir