Buna göre kamuda birçok kalemde harcamaların kesilmesi hedefleniyor.
Manisa Soma'da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, 'tasarruf paketi'yle ilgili şunları dedi:- Bugüne kadar yedi kez yaptılar, bu sekizinci. Bu sekizincisinin ilanı daha önceki yedi genelgeye uymadıklarının göstergesidir.
- Bugünkünün diğerlerinden ayırıcı özelliği Saray'ın ilk kez genelge kapsamına alınmasıdır.
- Meclis dışarıda bırakılmıştır, bunun eleştirilecek bir yanı yok. Kuvvetler ayrılığı gereği, yürütme yasamaya talimat veremeyeceği için yapılmıştır.
- Meclis başkanının bu konudaki geçtiğimiz haftadaki ifadelerini hızla bu genelgeye ve ilerisine dönüştürerek daha da ilerisinde bir tasarruf genelgesini Meclis için de yayınlamasını bekliyorum.
- İkinci husus: Tabii ki yazılanların hepsi önemli ancak bunların hepsinin tek tek takip edilmesi lazım.
- Yeni personel istihdam edilmemesi, sadece emekli kadar yeni personel alınması son derece riskli bir durumdur. Bu örtülü IMF programıdır. IMF getirirseniz "Yeni kamu personeli alma, işçiye-emekliye zam verme, esnek çalışma modelleri geliştir" diyecek zaten.
'Gulyabani işçilerin camındadır'
- IMF'nin hayal ettiği işçinin camına gelmiştir. Gulyabani işçilerin camındadır. Bir tek onlara gücü yetmektedir. Birazcık işverene, zenginlere, multi-milyonerlere, servetlerine servet katanlara yönelsinler.
- İstihdamsızlık, esnek çalışma yani emeği sömürecek, kıdem tazminatı birikmeden çalışma modelleri için işçinin arkasındayız. Yapılacak iş adil bir vergi sistemidir.
- Türkiye'de verginin yüzde 65'i dolaylı vergi, yüzde 24'ü de çalışanların maaşlarından kesilen gelir vergisi. Geriye kalan yüzde 11. Esas vergi vermesi gereken kazananlar yüzde 11 veriyor.
- Bu sistem değişmelidir. Bu değişirse kaynak bulunur. Bu değişmeden kimse yoksullarla uğraşmasın.
'Arapça tabelalarla kurullara uygun şekilde mücadele edilmelidir'
- (Arapça tabelalar) Bir kere ilgili yasal düzenleme gereğince yabancı dilde tabelalar için bir düzenleme var. Belediye başkanlarımıza bu düzenlemeye uymaları gerektiğini söyledik.
- İstismar edilen kısım şu: Arapça bir yazıyı, kanuna uygun yazışmalar yapıp ilgilisine sökmek için süre vermeden, belediyenin ilgili birimiyle yapmadan belediye başkanının kendi eliyle yırtması fazladan bir popülizmdir.
- Bu ülkede 6 milyona yakın vatandaşımızın, Türkiye vatandaşının -Hatay'da, Şanlıurfa'da, Mardin'de, Batman'da yaşayan 6 milyon vatandaşımızın- anadili Arapçadır.
- Arapçaya yapılan hürmetsizlik, o kişilere yapılan hürmetsizlik olarak algılanıyor. O yüzden nezaketi koruyalım.
- Arapça, Kuran-ı Kerim'in orijinal dilidir. Televizyon izleyen bir vatandaş, Arapça bilmiyorsa bir CHP'li belediye başkanının yırttığı metni Kuran-ı Kerim'le özdeştirir, bilinçaltında partimize karşı olumsuz bir duyguya kapılabilir diye uyardım. Yine uyarıyorum.
- Lüzumsuz Arapça tabela kirliliğiyle elbette belediyelerimiz mücadele etmelidir ancak bunu kurullara, kurallara uygun şekilde yapmalıdır. Bunu bir yabancı düşmanlığına dönüştürmek doğru değildir.
- Bazı siyasiler 'Arap' kelimesini küfür gibi kullanıyor. 6 milyon vatandaşımız var bizim.