Manşet

Özgür Özel, CHP Genel Başkanı sıfatıyla ilk kez TBMM 23 Nisan oturumuna katıldı

Özgür Özel, CHP Genel Başkanı sıfatıyla ilk kez TBMM 23 Nisan oturumuna katıldı

Abone Ol
CHP lideri Özgür Özel, genel başkan sıfatı ile ile il kez TBMM 23 Nisan özel oturumunda yaptığı konuşmada, "‘Seçimi CHP değil, biz kazandık’ gibi bir inkârcı tutumun milli iradeye temelden bir hürmetsizlik olduğunu belirtmek ve bizleri değil, milletimizi kırdığını ifade etmek isterim" dedi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı ve TBMM’nin kuruluşunun 104’üncü yıl dönümü dolayısıyla Meclis Genel Kurulu, özel gündemle toplandı.

Özgür Özel, CHP Genel Başkanı sıfatıyla ilk kez TBMM 23 Nisan oturumuna katıldı. Genel Kurul’da konuşan Özel'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
  • Çocuklarımız başta olmak üzere, tüm vatandaşlarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum. Bu yüce çatı, bundan 104 yıl önce ülkemizin dört bir tarafı işgal altındayken kurtuluşa inanan 436 temsilcinin katılımıyla açıldı. Sinop mebusu Şeref Bey’in en yaşlı üye sıfatıyla yaptığı konuşmayla vazifeye başlayan Büyük Millet Meclisi’nin eline, milletimizin yazgısı emanet edilmişti.
  • O gün oluşan iradenin önünde büyük engeller vardı. Önlerindeki engel, işgal ordularından ibaret değildi. En büyük engel, işgal ordularını kırmızı halıyla karşılayıp onların iradesinden medet uman, bir acziyete teslim olan muktedirlerdi. Ancak kurucu kadroların o günkü şiarı, milletin istiklalini yine milletin azim ve kararının kurtaracağına olan inançlarıydı.
  • Kurucu iradenin demokrasiye verdiği önemi anlamak için hatırlanmalıdır ki bu Meclis’in Şeref Bey’in konuşmasından sonra aldığı ilk karar, gelen mebusların mazbatalarının doğruluğunu tespit etmek için kurduğu Mazbata Tetkik Komisyonu’dur. 104 yıl önce, bu çatı altında tüm milletin iradesine ayna olan Meclis, önce kurtuluş mücadelesini yönetmiş; ardından bağımsızlığımızı kazanmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni var etmiştir. Bugün, bulunduğumuz koltukları kıymetli kılan gerçeklik, Meclis’in bir askeri mücadele sonucunda kurulmadığı; Meclis’in bir askeri zaferi yönettiği ve devlet kurduğu gerçeğidir. Dolayısıyla dünya tarihinde, sandıktan çıkan iradenin kurduğu tek bir ülke varsa o da kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir.
  • Ve genç Cumhuriyetimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde parlamentoda alınan kararlarla yükselmiştir. Atatürk’ümüzün ifade ettiği gibi, ‘Türk milleti mukadderatını, Büyük Millet Meclisi’nin kifayetli ve vatanperver eline tevdi ettiği günden itibaren karanlıkları sıyırıp kaldırmış ve ümitle istikbale yönelmiştir. Yeni Türkiye Hükümetinin öz cevheri milli hâkimiyettir.'
  • Ülkemiz ne zaman milli iradeden, demokrasiden uzaklaştıysa geriye gitmiş, vatandaşlarımızın refah seviyesi eksilmiştir. Askeri darbelerle, vesayetlerle demokrasimiz pek çok kez kesintilere uğratılmıştır. Son olarak 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimiyle hedef alınan yine demokrasimiz olmuştur. O gece Meclis’i açmayı ilk teklif eden milletvekiliyim. Ve o gece Meclisimiz, 100 yıl önce top seslerini duyarken aldığı kararlarla kazandığı gazilik unvanını, devlete yerleştirilen bir terör örgütünün darbe girişimindeki direnciyle ne kadar hak ettiğini tüm dünyaya göstermiştir.
  • Bombardıman altında, sığınakta darbe girişimine karşı Meclis’in ortak bildirisi kaleme alınırken, tüm siyasi partilerin temsilcileri parlamentonun güçlendirilmesi gerektiği noktasında fikir birliği içindeydi. Yasama yetkisinin münhasıran parlamentoda olmasını ortadan kaldıran bir anayasa değişikliği, maalesef darbecilerle mücadele etme gerekçesiyle ilan edilen OHAL şartlarında müzakere edilmiş ve OHAL şartlarında referanduma sunulmuştur. Bu pek çok demokratik ülkenin anayasasında yasaklanan ancak 12 Eylül Anayasası’nı yapan darbecilerin, sıkıyönetim şartlarında anayasa yapma ayıbını örtmek için anayasaya koymaktan kaçındıkları bir tedbirdir.
'Siyasete düşen görev milletin sandıktaki mesajını iyi okumaktır'
  • Bu ülkeyi, Atatürk önderliğindeki Meclis’in demokrasiye inancı kurtarmıştır. Şimdi ise Meclis’in demokrasiyi kurtarmasına ihtiyaç vardır. Şüphesiz bunun ilk aşaması milletin kararına, tercihine, seçimine saygı duymaktır. 31 Mart yerel seçimlerini geride bıraktık. Bugün burada, milletin oylarıyla Türkiye’nin birinci partisi yaptığı CHP’nin Genel Başkanı olarak sizlere hitap etmekten onur duyuyorum. Bugün bizler, 2023 seçimleriyle Meclis’te oluşan iradeye nasıl saygı duyuyorsak yerel seçimlerde oluşan iradeye de aynı saygıyı beklemekteyiz.
  • Seçimlerin hasbelkader kazanıldığı şeklindeki ifadelerin, ‘Seçimi CHP değil, biz kazandık’ gibi bir inkârcı tutumun milli iradeye temelden bir hürmetsizlik olduğunu belirtmek ve bizleri değil, milletimizi kırdığını ifade etmek isterim. Böyle bir tavrın bugün dağ gibi büyüyen sıkıntılarına çözüm bekleyen halkımıza bir faydası olmadığına da dikkat çekmek isterim. Şüphesiz millet sözünü sandıkta söyler. Siyasete düşen görev de milletin sandıktaki mesajını iyi okumaktır. Millet, 31 Mart’ta ülkemizde yeni bir siyasi iklim yaratmıştır. Bu iklime ayak uyduranlar ileriye gidecek; uyduramayanlar, milletin kararına direnenler, inatlaşmaya devam edenlerse başarısızlığa sürüklenecektir. Bu nedenle toplumun sorunlarını görmezden gelen, kutuplaştıran, ayrıştıran politikalar artık siyasetin gündeminden çıkmalıdır.
  • Milletimiz seçimlerde; demokrasi, hukukun üstünlüğü ve her alanda adalet mesajı vermiştir. Bugün burada 594 milletvekiliyiz. 4 arkadaşımız, 3 hafta önce belediye başkanı seçilerek bu görevlerinden ayrıldılar. Kocaeli Milletvekilimiz Hasan Bitmez, Genel Kurul salonunda, bu kürsüde geçirdiği bir rahatsızlık sonrası yaşamını yitirdi. Bir kez daha kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Ancak Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliği bu Meclis’te, Anayasa’ya aykırı bir yargı kararına direnilemediği için düşürülmüştür.
  • 24. Yasama Döneminde, grubu bulunan üç siyasi partiden hapishanede olan milletvekillerimizin hukukunu bu Meclis bir şekilde koruyabilmişken yönetim sisteminin değiştirilmesinin ardından Meclis, seçilmiş milletvekillerinin hukukunu koruyamamıştır. Cumhuriyeti kuran bir parlamentodan seçilmiş milletvekilini koruyamayan bir parlamentoya gelinmiş olması Meclis’in güçsüzleştirildiğinin en önemli kanıtıdır.
'Artık milletin gündemi olmayan hiçbir konu, bu Meclis'in de siyasetin de gündemi olmamalıdır'
  • Milletin son seçimlerde, siyasete çizdiği yeni hattın gereği olarak; artık milletin gündemi olmayan hiçbir konu, hiçbir tartışma, bu Meclis’in de siyasetin de gündemi olmamalıdır. Yapılan son serbest seçimlerin birinci partisi olarak bizim varlığımız ve demokrasiye inanan her bir vatandaşımızın varlığı, toplumun ihtiyaç duyduğu bu siyaset hattının teminatı olacaktır.
  • Milletin muhatap edildiği yıkıcı ve yakıcı sorunların, dar gelirlilerin, emeklilerin, emekçilerin, çiftçilerin, işsizlerin, atanmayan öğretmenlerin, mülakat mağdurlarının, staj ve çıraklık mağdurlarının, emeklilikte adalet isteyenlerin, kadınların ve gençlerin sorunlarının çözümü konusunda atılacak her adım için biz buradayız. Ancak milletin derdi olmayan suni gündemlerle, şahsi makamları koruma amaçlı taleplerle, gereksiz kavgalar ve polemiklerle Türkiye’yi meşgul etmek için bir muhatap arayan varsa biz orada olmayacağız.
  • Sorun neredeyse, çözümü oradadır. Milletin sorunlarının kaynağı siyasetteyse, çözümü de yine siyasettedir. Yıllardır yok sayılan, hor görülen toplum kesimlerine hakkını verecek adımları atmak, politikaları üretmek, kararları almak bu parlamentonun asli görevidir. Meclisimizin ilk başkanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetimizi bizlere değil, partilerin genel başkanlarına değil, kendisi bir asker olmasına rağmen orduya değil; gençlere emanet etmiştir.
  • Gençlere emanet ettiği gibi 23 Nisan’ı da çocuklarımıza armağan etmiştir. Biliyoruz ki çocuklarımızın hayallerine kavuşmalarını temin etmenin yolu da yurttaşlarımızın müreffeh yarınlara ulaşmasının yolu da 104 yıl önce açtığımız bu Meclisimizin üzerine titremekten, itibarını korumaktan ve Meclisimizi güçlendirmekten geçmektedir. Bu duygularla 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve Cumhuriyetimizin kurucu kadrolarını saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.