Özgür Özel 15 Temmuz darbe girişiminin birinci yılında, o gece TBMM'de yaşananları anlattı
CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişiminin birinci yılında PolitikYol'a konuştu.
Darbe girişiminin olduğu gece, bir yıl önce, TBMM'de neler yaşandığını anlatan Özel, "16 Temmuz günü TBMM Genel Kurulunda okunan ve altında 4 partinin de imzası bulunan o bildiriyi hazırladık. O günkü bildiri, bombardıman altındaki Meclisin ertesi gün açılıp, çalışma ve darbeye karşı koyma iradesi açısından çok önemliydi" diyor ve ekliyor "O gün de sordum bu soruyu; uzlaşı metnini yazmak için illa sığınağa mı girmek gerekiyordu?"
Darbe girişimi sırasında TBMM sığınağında hazırlanan ve 4 partinin imzası bulunan bildiriyi anlatan Özel bu uzlaşmanın nasıl bozulduğunu ise şöyle anlatıyor: "Biz bugün 15 Temmuz’u anıyoruz ancak bir de 20 Temmuz var, unutulmaması gereken. 20 Temmuz AKP ile MHP’nin o gece, tepemizden bombalar yağarken sığınakta sağlanan uzlaşıyı bozdukları gündür. OHAL’in ilan edildiği gündür. Kısa süreli denilen, birinci yılını dolduran OHAL!"
Darbe Komisyonu raporuna yapılan ek ile CHP'nin suçlanmasına da değinen Özel "Bu raporun geri toplatılmasını istiyoruz" diyor.
Darbe akşamı ne oldu? AKP'liler darbe sonrasında CHP'ye teşekkür edip bugün neden eleştiriyorlar?
15 Temmuz gecesinde yaşadıklarımızı ne ben ne de Türkiye unuttu, unutmayacağız da. O gece tepemizde bombalar atılırken yaptığım konuşmada da söylediğim gibi, bu ülke darbelerden çok çekti. 15 Temmuz’da da darbecilere 80 milyonla birlikte direndik ve bir demokrasi zaferi yazdık.
O gece yaşananları bugün bir kez daha düşündüğümde parlamentomuzun çok ama çok önemli bir görevi yerine getirdiğini bir kez daha söylemeliyim. Darbe akşamı insanlarımız sokakta direnirken, bizler mecliste tepemize bombalar yağarken tüm partiler biraraya gelerek bir bildiri kaleme aldık. Öyle ki, o gecenin öncesinde bizim 23 Nisan resepsiyonu nedeniyle İsmail Kahraman ile bir tartışmamız vardı, o gece o ortadan kalktı, demokrasi öpücüğü dedik ve geçmiş tüm kırgınlıkları yaşananları bir kenara bırakarak tek yürek olduk. Birlikte direndik, birlikte mücadele ettik. Hatta, Meclise gelmeden önce de TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ve AKP İstanbul Milletvekili Doğan Kubat ile telefonla görüşerek, "Biz yanınızdayız, ne yapmak gerekiyorsa birlikte yapacağız, karşı çıkalım" dedim.
Meclis Genel Kurulu olağanüstü halde toplandı. Bir tarafta Mehmet Muş, diğer tarafta partim adına ben, MHP adına Erkan Akçay Divan’da katip üyelerin görev yaptıkları koltuklarda görev yaptık o gece. Tepemizde bombalar yağarken Meclis kürsüsünde konuşmalar yaptık.
Genel Kurul salonunu 10 metre ile ıskalayan bombanın ardından sığınağa inme kararı alındı. TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve bazı milletvekilleriyle sığınakta bir odaya girerek 16 Temmuz günü TBMM Genel Kurulunda okunan ve altında 4 partinin de imzası bulunan o bildiriyi hazırladık. O günkü bildiri, bombardıman altındaki Meclisin ertesi gün açılıp, çalışma ve darbeye karşı koyma iradesi açısından çok önemliydi.
BİZ BUGÜN 15 TEMMUZ’U ANIYORUZ ANCAK BİR DE 20 TEMMUZ VAR, UNUTULMAMASI GEREKEN
O gün de sordum bu soruyu; uzlaşı metnini yazmak için illa sığınağa mı girmek gerekiyordu? O gün sağlanan uzlaşıyı bırakmamak gerekiyordu. Ancak uzlaşı kısa sürdü. Biz bugün 15 Temmuz’u anıyoruz ancak bir de 20 Temmuz var, unutulmaması gereken. 20 Temmuz AKP ile MHP’nin o gece, tepemizden bombalar yağarken sığınakta sağlanan uzlaşıyı bozdukları gündür. OHAL’in ilan edildiği gündür. Kısa süreli denilen, birinci yılını dolduran OHAL!
Uzlaşıyı sığınağa bırakmamak gerekiyordu. Kafaya bombayı yedikten sonra sığınağa girip uzlaşmak yerine, bu noktalara gelmeden uzlaşmak gerekiyordu. Evet o gün uzlaşıldı. O gün 4 parti birlikte mücadele edelim denildi. Ancak bugün FETÖ ile mücadele etmek için ilan edilen OHAL 1 yıldır hala daha devam ediyor. Peki FETÖ ile mücadele eden var mı? Yok! Varsa yoksa iktidara muhalif solcular, iktidara muhalif gazeteciler, siyasetçiler uğraştıkları, laf yetiştirdikleri! Niyetleri başka. Darbeyi fırsata çevirmeyin dedik, şimdi yaptıkları işte bu. Kendi içlerindeki darbecilere baktılar mı? Darbenin siyasi ayağını konuşan var mı? Hayır!
Burada bir fırsat daha vardı ama ne yazık ki iktidar bu fırsatı iyi değerlendiremedi. 15 Temmuz sonrası oluşan iklimde, demokrasi ve özgürlük alanını genişletmek, birbirini anlayan ve birbiri ile konuşan bir toplum yaratmak için büyük bir fırsat vardı. Darbecilerin o gece beslenmek istedikleri kaynak, Tayyip Erdoğan düşmanlığıydı. Ama muhalefet, o gece Erdoğan ile yaşadığı tüm anlaşmazlıkları bir kenara bırakarak, meseleyi iktidar değil, demokrasi mücadelesi olarak gördü. Kitlelerini bu yönde yönlendirdi ve demokrasi kazandı.
Bugün bir kez daha şunu değerlendirmemiz gerekiyor; darbeyle, demokrasiyi, özgürlük alanını genişleterek mücadele edilir. Bugün geldiğimiz noktada AKP’nin darbeyi fırsata çevirme yaklaşımıyla karşı karşıyayız.
Bugün 15 Temmuz darbe girişiminin birinci yılında o gün o sığınaktaki uzlaşının kim tarafından askıya alındığını artık herkes çok iyi biliyor. Bugün ülkemizde 15 Temmuz failleri ile değil, iktidara muhalif olan suçsuz insanlarla mücadele ediliyorsa burada durup bir kez daha bazı şeyleri sorgulamamız gerekiyor.
Darbe Komisyonu raporuna yapılan ekleme ile CHP'nin suçlanmasını nasıl yorumluyor?
15 Temmuz’un yıldönümünde, bu apaçık hedef saptırmak için yazılmış, sipariş usulü kaleme alınmış bir eklemedir. Çünkü bundan bir hafta önce milyonlar adalet için yürüdü bu ülkede, rekor kırdılar. Maltepe Meydanı’nda milyonlar adalet diye haykırdılar. Korkuyorlar ve iftiraya sığınıyorlar.
Bakın, bir komisyon bir rapor yazarken, eğer herkes aynı kararda değilse bir konuda, karar çoğunluğun dediği gibi yazılır. Bu karara katılmayanlar için de bir süre verilir, onlar da muhalefet şerhi, karşı oy yazarlar. 15 Temmuz darbe komisyonunun raporunu hazırladı, muhalefet vekilleri de muhalefet şerhlerini yazdı. Ancak tüm bu süreçten sonra rapora komisyon üyelerine haber verilmeden CHP’ye hakaret ve iftiralar içeren ekler yapıldı.
Açıkçası, Komisyon üyeleri AKP’ye yakışanı yapmış. Yıllarca FETÖ’yü koruyup, besleyip büyüten, Ergenekon ve Balyoz davaları ile orduyu birlikte ele geçirmeye çalışan, çıkar çelişkisine düştüklerinde de kendilerini sıyırıp, kendi dışındaki herkese FETÖ’cü diyecek kadar yüzsüzleşebilenler yazmış o ekleri.
BU RAPORUN GERİ TOPLATILMASINI İSTİYORUZ
Her şeyden bağımsız olarak şunu düşünün; bu raporun böyle kalması halinde, 30 yıl sonra bu rapor ve muhalefet şerhini okuyanlar, CHP’ye yapılan o iftira, hakaret, yalan, töhmet ve bühtanı görecek ve CHP’ye bu kadar eleştiride bulunmuş, CHP’li komisyon üyeleri buna hiçbir şey dememiş mi diye düşünecekler. Madem ki, raporun aslına yönelik esaslı bir ilave yapıyorsun, siz de muhalefet şerhini değiştirmeyi düşünüyor musunuz diye sormak gerekir. Yapılan siyasi kalpazanlıktır. Biz de bu raporun geri toplatılmasını istiyoruz. Raporun, tüm bu iftiralar ve mesnetsiz iddialar çıkarılmış şekilde, CHP’li üyelerin de son eklenen bölümlere ilişkin muhalefet şerhlerini içerecek şekilde yeniden basılmasını talep ediyoruz. Hem bu raporun kendisi, hem de yazanlar, basanlar ve dağıtanlar hakkında ayrı ayrı yargıya başvuracağız. Rapor bir idari işlem, dolayısıyla raporun bu halini ilgili yargı mercilerine götüreceğiz. Ayrıca raporu yazan, basan ve dağıtanlar hakkında da hem tazminat, hem de ceza davaları açacağız.
Yorumlar
Popüler Haberler

YÖK'ten üniversitelere yazı: "Boykot çağrısı yapanlara idari ve adli işlemleri yapın"

Devlet Bahçeli: 'Boykot bir hak, işgal ise suçtur'

TRT, boykot çağrısı yapan Aybüke Pusat'ı diziden çıkarttı

Diyanet basın müşavirliğinden konser organizasyonlarına: Abdulkadir Özkan kimdir?

Senarist Ali Aydın'dan TRT müdürüne: "X'te paylaştığınız iletiyi silmeyin lütfen olur mu?"

Cem Yılmaz sessizliğini bozdu