Manşet

Onlar göçtü buradan

Abone Ol
Türkiye'den yurtdışına göç edenlerin sayısı üç yılda yüzde 97 arttı. Türkiye’nin yeni nesil göçmenleri gitgide daha yetkin kişilerden oluşuyor. Ve yaşları da giderek düşmekte. 2012 yılında yurtdışına giden hekim sayısı yalnızca 59 iken, 2019’da 1042’ye ulaştı. Evrim Kuran Yaşam bana birçok kimlik verdi. Evlat, abla, anne, kadın, girişimci, yazar, araştırmacı ve dahası... Ancak bir tanesi var ki doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı; en çok onu taşımakta zorlandım: Göçmen. Ben bir kuşak araştırmacısıyım. Yıllardır pek çok gençlik araştırması yapmaktayım. Son yıllarda özellikle genç kuşağın ülkeden ayrılma motivasyonunun arttığına dair gözlemlerim vardı. Özellikle iki yıl önce yayımlanan ikinci kitabım Z: Bir Kuşağı Anlamak’a konu olan araştırmalarda bu daha da belirginleşmişti ve üçüncü kitapta yeni nesil göç araştırmasına girişmemiz kaçınılmaz oldu. Türkiye’nin yeni göç neslini anlattığım Onlar Göçtü Buradan kitabıma konu olan araştırma 2020 Şubat – Temmuz döneminde 9 bölge, 118 ülke, 728 kentte yaşayan 3 bin 253 göçmenle gerçekleşti. Bir göçmen ve bir jenerasyon araştırmacısı olarak çıktığım bu yolculukta yüzlerce farklı hikâyeyi doğrudan dinleme fırsatım oldu. TÜRKİYE’NİN YENİ GÖÇ NESLİ Lübnan asıllı Fransız yazar Amin Maalouf, Doğu’dan Uzakta romanında, kendisi gibi Lübnan İç Savaşı sonrası ülkesini terk ederek Fransa’ya yerleşen roman kahramanı Adam üzerinden ülkesiyle ve kendiyle yüzleşir. “Her insanın gitmeye hakkı vardır, onu kalmak için ikna etmesi gereken ülkesidir,” der. Benim hikâyem de böyle başladı. Bu kitaba konu olan araştırmayı yapmaktaki ve bu kitabı yazmaktaki temel motivasyonum budur: Eteğimde epeydir bana ağırlık yapan taşı dökmek. Benim ve binlercesinin... Hele de Türkiye’nin en genç göç neslinin... Bugünün Türkiye’sinde yeni nesil bir göç hareketi yaşanıyor. Ne yazık ki Türkiye’nin yeni nesil göçmenlerinin yaşları giderek düşmekte ve yine ne yazık ki Türkiye’nin yeni nesil göçmenlerinin yetkinlikleri giderek yükselmekte. RAKAMLARIN ARKASINDAKİ GERÇEK İNSANLAR Bu bir araştırma kitabı. İlk iki kitabımda olduğu gibi, bu çalışmada da istatistikleri anlatılarla buluşturmak istedim. Rakamları kazımak istedim ki arkasındaki gerçek insanları görebilelim, duyabilelim, hissedebilelim. Göçü ve Türkiye’nin yeni göç neslini sadece akademik bilgiyle, grafiklerle anlatsaydım, insanların sadece birer rakamdan ibaret olduğunu sanabilirdik. Oysa bu kitaba konu olan araştırmanın arkasında o insanların duyguları, deneyimleri var; söyleyebildikleri, söyleyemedikleri acıları var. Aynı hisleri paylaşmıyor olsaydım, bu araştırmayı yaparken bu kadar canım acımazdı. Son üç yılda 10 bin milyoner ile 13 bin girişimci ve iş insanı, toplam 23 bin kişi Türkiye’yi terk etti. Böylece Türkiye, Çin ve Hindistan’ın ardından dünyada en çok milyoner kaybeden üçüncü ülke oldu. Türkiye’den yurtdışına göç eden kişi sayısı da üç yılda yüzde 97 arttı. 2016’da 69  bin 326 kişi olan yurtdışına giden T.C. vatandaşı sayısı 2018’de 136.740 kişiye yükseldi. TÜİK’in açıkladığı göç istatistiklerine göre 2019 yılında en fazla 25-29 yaş arası nüfusun Türkiye’den göç ettiği görüldü. Bu yaş aralığı göç eden nüfusun yüzde 41’ini oluşturmaktaydı. İstatistiklere göre, 2018 yılında da göç edenlerin en büyük bölümü yine 25-29 yaş grubundandı. Türkiye'den yurtdışına göç eden kişi sayısı da üç yılda yüzde 97 arttı. Bu yıl Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz 70 binden fazla üniversite öğrencisinin çalışma yaşamına dair ilgi ve motivasyonlarını incelediğimiz araştırmamızda öğrencilerin yüzde 81’i Türkiye dışında kariyer yapmak istediklerini belirtti. Yani hem sayısal olarak ciddi bir artış var ve elbette bu durum görünürlüğe de yansıyor. Ne yazık ki Türkiye’de göç yaşı giderek düşmekte. UNESCO verilerine göre, Türkiye’den her yıl 50 bin öğrenci yurtdışına okumaya gidiyor. İstanbul Erkek Lisesi’nden 2019’da mezun olan gençlerin yüzde 52,6’sı, Alman Lisesi’nden mezun olanların yüzde 94.7’si, Galatasaray Lisesi mezunlarının da yüzde 32.6’sı yükseköğrenim için Almanya, ABD, Kanada ya da Fransa’ya gitti. Türkiye’nin yeni nesil göçmenleri gitgide daha yetkin kişilerden oluşuyor. 2012 yılında yurtdışına giden hekim sayısı yalnızca 59 iken, 2019’da 1042’ye ulaştı. Geçen yıl pandemiye rağmen Türk Tabipleri Birliği’nden belge isteyen hekim sayısı 931’e ulaştı. Ne yazık ki, 20 OECD ülkesine doğru yaşanan beyin göçünün bile Türkiye’ye en az 220 milyar dolara mal olduğu tahmin ediliyor. GERİ DÖNÜŞ MİTİ Eşya sevmem ben. Mülkiyet ve aidiyetten ziyade cesarete inandığımdan olsa gerek, şehirlerden ve ülkelerden eşyalarla değil birkaç bavulla gittim hep. Doğduğum büyüdüğüm kent Ankara’dan İstanbul’a gidişim ilk göçümdü. Sonra hiç yapamam dediğim bir şeyi yaptım; 2016 yılının ilk günlerinde Türkiye’den 8.500 kilometre uzağa, Kanada’ya yine bavullarımla göçtüm. On buçuk saatlik ilk Kanada uçuşumu ömrümce unutamam. Yol boyunca gözümü kırpmadım; çünkü yaşamımda ilk kez bir ülkeye turist kapısından değil, göçmen kapısından girecektim. Yol boyunca içsesim dinmedi. 40 yaşındaydım ve hiç tanımadığım bir ülkede, nasıl karşılanacağımı bilmediğim bir yolculuğa adım atmıştım. Pek çok göçmen gibi durumu rasyonelleştirmeye çalışıyor, olmazsa döneriz diye kendimi avutuyordum. Kitabın ilerleyen bölümlerinde pek çok farklı göçmenin dilinden okuyacağınız ve araştırma bulgularımızda göreceğiniz myth of return (geri dönüş miti) kavramıyla sanırım ilk kez o zaman tanıştım. Göçmenlik yaşantımın başladığı ilk günden bugüne dek, gözümü her açtığımda, camdan her dışarı baktığımda kendime aynı soruyu sordum: Burada ne işim var? Bu sorunun her gün en akılcı biçimde yanıtlanması gerekiyordu ki ayakta kalabileyim. Göçmenlerin dünyasında memlekete yatay dönmek diye bir kavram var. Yani tabutta. Bunu önceki kuşak göçmenler, “Gelirken uçak koltuğunda geldik, dönerken bagajda gideriz,” diye de tanımlıyorlar. Öyle ki, önceki kuşak göçmenler memlekette mezar yeri alırlarmış. Yeni göç kuşağında bu da kalmadı. Göçmenliğimin ilk yılında bu mevzu üzerinde çok düşündüm. Memleketten 8 bin 500 kilometre uzakta ölürsem nereye gömüleceğim? Yakınlarıma vasiyet ettim: “Ben burada ölürsem beni Ankara’ya götürün. Orada gömülmek istiyorum.” ELBİSEM ASILI KALDI Kendimi ilk günden beri göçtüğüm ülkeye ait hissedemedim. Bir yandan işlerim sebebiyle Türkiye’ye çok sık seyahat ediyorm; diğer yandan da Kanada’ya uyumlanmaya gayret ediyordum. Bir süre sonra uyumlanma çabasını bıraktım. Benim hikayemi en iyi anlatan Frida Kahlo’nun Elbisem Orada Asılı (My Dress Hangs There) isimli tablosudur. Frida Kahlo bu eserinde bir dönem yaşadığı ABD ve ana yurdu Meksika arasında bölünmüş hayatını anlatır. Kilise camındaki dolar işareti, bir yanda kupa bir yanda tuvalet, her şeyin kullanılıp çöpe atılması, sağ planda fabrikaların sembolize ettiği sanayileşme, sol planda bina yanarken şık giysiler içinde pencerede bir kadın… Tüm bunların ortasında ise Frida’nın yerel “tehuana” elbisesi… Frida’nın sadece elbisesi orada asılıdır; oysa kalbi Meksika’dadır. Tıpkı benim de sadece elbisemin Kanada’da asılı olduğu gibi… Bir göçmen ve bir kuşak araştırmacısı olarak çıktığım bu yolculukta yüzlerce farklı hikâyeyi doğrudan dinleme fırsatım oldu. Bulguların göçmen dostlarıma yalnız olmadıklarını hatırlatmasını, göçmeyi düşünenleri yargılar ya da yorumlarla değil gerçeklerle buluşturmasını dilerim. Çünkü onlar, o güzelim nesil, göçtü buradan.
Hacettepe Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı ve Sabancı Üniversitesi’nde Executive MBA bölümlerinde öğrenim görmüştür. Harvard Business School’da Davranış Ekonomisi, İnovasyon, Tasarım Düşüncesi eğitimleri almıştır ve aynı okuldan Yönetimde Mükemmellik Sertifikasına sahiptir. Evrim Kuran 2000 yılından bu yana kuşak araştırmaları, organizasyonel çekicilik çalışmaları yapmakta, tersine mentorluk programları tasarlamaktadır. Pek çok ulusal ve global markanın işveren markası danışmanlığını yapmakta ve işveren markası alanında dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık şirketi Universum’un Türkiye Liderliğini de sürdürmektedir. Kuran, 2013 yılından bu yana bölgenin en kapsamlı işveren markası konferanslarından People Make the Brand’in yaratıcısı ve küratörüdür. YetGen Koop Kurucu Üyesi olan Evrim Kuran, PERYÖN – Türkiye İnsan Yönetimi Derneği Gençlik Kurulları, Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi ve Yanındayız Derneği Danışma Kurulu üyesidir. Evrim Kuran’ın Türkiye’nin 5 kuşağını anlatan Telgraftan Tablete, Z kuşağını farklı araştırmalarla mercek altına aldığı Z: Bir Kuşağı Anlamak ve Türkiye’nin yeni göç neslini incelediği Onlar Göçtü Buradan isimli üç kitabı bulunmaktadır. Kuran, çeşitli süreli yayınlarda yazılar yazmakta ve konferanslarda konuşmaktadır.