Siyasette, atanan kayyımların gölgesinde yeni çözüm süreci tartışmaları hız kesmeden sürüyor.

CHP'li Gökçen: Tuzaklı masaya oturmadığımız için intikam duygusuyla hareket etmenize acıyarak bakıyoruz CHP'li Gökçen: Tuzaklı masaya oturmadığımız için intikam duygusuyla hareket etmenize acıyarak bakıyoruz

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Meclis açılışında DEM Partili milletvekileriyle tokalaşmasıyla başlayan süreç, MHP liderinin Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve Meclis'te konuşması yönündeki çağrısından sonra yeniden gündeme oturmuştu.

DEM Parti Milletvekili ve Abdullah Öcalan'ın yeğeni Ömer Öcalan da bir süredir, Abdullah Öcalan'la görüşmek için resmi kurumlarla temas halindeydi. Öcalan, Ağustos 2024'te Adalet Bakanlığı’na başvurarak görüşme talebinde bulunmuştu.

Öcalan’la 43 ay sonra ilk görüş gerçekleşti. Abdullah Öcalan’ın yeğeni DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, 23 Ekim’de İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan’la görüşmüştü. Ömer Öcalan'ın ilettiği mesajda Abdullah Öcalan, Bahçeli'nin teklifine verdiği yanıtta, “Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” sözlerini sarf ederek iktidara bir mesaj vermişti.

Öcalan ile görüşme ve Bahçeli'nin Meclis çatısı altında art arda çıkışları siyasette çokça konuşulurken Öcalan ile bir görüşmenin yeniden yapılıp yapılmayacağı da merak konusu oldu.

DEM Parti’nin Öcalan başvurusu

Ardından Bahçeli, Bahçeli, 26 Kasım Salı günkü grup toplantısında, 1 Ekim’den bu yana DEM Parti ve PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrıları bir adım ileriye taşıyarak “İmralı ile DEM grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyoruz" açıklaması yapmıştı.

MHP grubundan yaklaşık 2 saat sonra Meclis grup kürsüsüne çıkan DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan ise “Eğer samimilerse bu başvurunun önündeki engelleri kaldırırlar. Madem Öcalan'ı işaret ediyorsunuz, kapısını açın” yanıtını vermiş ve ardından da Eş Başkan Tülay Hatimoğulları ile birlikte İmralı’ya gidiş izni için Adalet Bakanlığı’na resmen başvuruda bulunmuştu.

Yine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç geçtiğimiz hafta, Hatimoğulları ve Bakırhan'ın İmralı'da, Öcalan ile görüşmek için verilen dilekçenin bakanlığa ulaştığını açıklamış ve "Değerlendiriyoruz, makul sürede cevap verileceğiz" demişti.

Tunç bir sonraki açıklamasında da, "DEM Parti'nin görüşme dilekçesi geçen hafta Adalet Bakanlığımıza ulaştı. Makul bir süre içerisinde cevap verilecek" diye konuşmuştu.

DEM Parti’nin Öcalan ile görüşme talebi halen değerlendirmede

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, DEM Parti'nin Abdullah Öcalan ile görüşme talebiyle yaptığı başvuruya ilişkin yeni bir açıklama yaptı.

Başvurunun ardından bugün TBMM'de konuşan Yılmaz Tunç, "DEM Parti'nin İmralı başvurusu ile ilgili değerlendirme süreci devam ediyor. Bu süreç devam ediyor. Uygun bir günün belirlenmesi ile ilgili bir çalışmamız olacak" dedi.

Ömer Öcalan, Meclis'te İmralı görüşmesini anlattı

ANKA'nın aktardığına göre DEM Parti Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan ile görüşmesini Meclis'te anlattı. Ömer Öcalan, "Önerileri en makul önerilerdi, çözümleri makul çözümlerdi. Türkiye devleti buna gelecek mi gelmeyecek mi? Bu zemini hazırlayacak mı mesele budur" dedi.

Ömer Öcalan'ın açıklamaları şöyle:

* Uzun aradan sonra 23 Ekim'de İmralı Adasına gittim 'Sayın Öcalan'ı' ziyaret ettim. Öcalan tarihsel olarak Kürt- Türk ilişkilerini değerlendirdi. Çözüm önerileri vardı. ‘Biz bu sorunu diyalog yöntemiyle çözebiliriz’ dedi. ‘Biz bu sorunu aslında 2000 yılında çözebilirdik. Ben uçakta da söyledim, bu meselenin çözümüne öncülük ederim' dedi. Ama işi farklı bir boyuta çektiler, ‘Apo kendisini kurtarmak için bunu yapıyor’ dediler. Ama moralli ve güçlüydü, gündeme hakimdi ve soruların çözümü noktasında inisiyatif alacağını açık bir şekilde söyledi. Verdiğimiz mesajdan, şart ve koşullardan bahsederken bunları kendi şahsı için söylemediğini; çözümün ortamının hazırlanmasına yönelik değerlendirmeler yaptığını söyledi.

* Kendisini muhalif medya olarak atfeden kimi gazeteciler de bu görüşmeyi manipülatif şekilde değerlendirdiler. İktidar medyası da kendi açısından bu görüşmeyi çarpıtmaya çalıştı. Mesele ciddi, önümüzde tarihi bir süreç var. Ya bu tarihi süreci olumlu bir şekilde büyük onurlu bir barışa evirebiliriz, onun ötesini zaten kimse düşünmek istemiyor. Gazze, Orta Doğu, İsrail, Irak, Suriye de konuşuldu. Önerileri en makul önerilerdi, çözümleri makul çözümlerdi. Türkiye devleti buna gelecek mi gelmeyecek mi? Bu zemini hazırlayacak mı mesele budur.

'Cumhurbaşkanı bu sorunun çözümünde rolünü oynarsa bu ülke bambaşka bir noktaya gider'

Öcalan, ABD Dişişleri Bakanı Antony Blinken’ın Türkiye’ye yapacağı ziyareti de hatırlatarak “Amerika Dışişleri Bakanı gelecek, niye geliyor? Bir savaş var, Rojova'ya müdahale var. ABD gelip ‘bu savaşı derinleştirmeyin’ diyecek. Öcalan ise bunu kendi iç dinamiklerimizle çözmeyi öneriyor. Bu işi kendimiz bir noktaya getirebiliriz ama bu mesela adeta uluslararası bir boyut kazandı ve bir adım da ötesine gidiyor” diye konuştu.

Öcalan şunları söyledi:

* Cumhurbaşkanı 22 yıldır olumlu ve olumsuz pek çok şey yaptı. Gelmediği makam, temsil etmediği nokta kalmadı ama Kürt meselesini çözerse farklı noktalara gelebilir. Ama sadece Cumhurbaşkanlığı makamı süresini arttırmak sadece rakamsal bir şeydir. İktidardaki süresi 25 değil 27 yıl olacak ama Cumhurbaşkanı bu sorunun çözümünde rolünü oynarsa bu ülke bambaşka bir noktaya gider, Orta Doğu'nun barış merkezi haline gelir. 

* Bu işin içinde milliyetçiler olmazsa bu sorun çözülmez ya da çok zor olur. Yaşanacak olan bir çözüm sürecinde milliyetçilerin de yer alması gerekiyor çünkü orası ikna edilirse bu ülkenin geleceği için, demokrasisi için ikna edilirse bu ülke Orta Doğu'da vizyonu olan bir devlet haline gelir. Bu ülke o zaman Kürtlerin de Türklerin de devleti olur, Alevilerin, Sünnilerin devleti de olur. Ama maalesef sahada yaşananlar bize bunu söylemiyor. Şunu da belirteyim; Kürtlerin inanç meselesinde, güven meselesinde sıkıntılar ortaya çıkmıştır. Halkımızın yaşanacak olumlu sürece dönük de yaklaşımı negatif boyutta. İnanmak istiyor ama inanmıyor.