Müzelerin sahip olduğu maddi kültür nesneleri, geçmişi açıklayan bilimsel ve kültürel bilginin üretilmesinde birincil bilgi kaynaklarıdır.
Bugünün müzesi Aydınlanma Dönemi ile başlar ve tarihsel bağıntı kurar, bilgi üretir, imgelem sergiler, yaşayan mekân yaratır. İlginç ki Napoleon Bonaparte’ın işlerinden biri Louvre’un adını Napoleon Müzesi olarak değiştirmek olmuştur. Belirtmek gerekir ki bu icraat Napoleon’un son derece kapalı çizgide yürütülen sanat müsadereleri programının genişlemesi ile birlikte sanatı yaygınlaştırma düşüncesindeki yöntem sorunlarını beraberinde getirmiştir.
Müze tanımlıyor, depoluyor, koruyor, arşivliyor, sergiliyor. Müzeler ciddi sorumlulukla tarih, sanat, eğitim ve bugün arasında kültürel bağlamın kurulmasına, oluşmasına, korunmasına büyük katkı sağlıyorlar.
29.03.2022 Gün, 31793 Sayısı ile Resmi Gazete’de yayımlanan 97 nolu Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 4’üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir:
“Başkanlık, Cumhurbaşkanının onayıyla yeni müze kurabilir veya kamu kurum ve kuruluşlarının müzelerinin yönetimini devralabilir.”
Söz konusu müzelere ilişkin kararın kanunla düzenlenmesi hususundan öte; müzenin zamanlar arası bağlantısına, hukuki zeminine ve yükümlülüklerine dikkat etmek, müzelere ilişkin kararların önemini gösterecektir.
KAMUSAL VARLIK OLARAK MÜZE
Kültürel, sosyal ve ekonomik boyutu giderek artan nitelik tașıyan ve toplumsal kimliğimizin parçası olan kültür varlıklarının korunması; hukuktan ekonomiye, sanat tarihinden mimarlığa pek çok alanı ilgilendiren kapsamlı bir konu.
Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) tarafından “kâr amacı gütmeksizin toplumun ve onun gelișiminin hizmetinde ve halka açık olan; çalıșma, eğitim ve zevk amacıyla insanlığa ve çevresine ait maddi delillerden sergiler olușturan, koruyan, araștıran, tanıtan daimi kuruluș” olarak tanımlanan müzelerin kültür mirasının korunması kapsamında kuvvetli görevi var.
Müzecilik Etik Yasası (2006) madde 2.23’e göre, “Müzelerin görevi, doğa, kültür ve bilim mirasını korumaya bir katkı olarak koleksiyonlar edinmek, mevcut koleksiyonları korumak ve geliștirmektir. Müze koleksiyonları, önemli bir kamusal miras olup, yasada özel bir yere sahiptirler ve uluslararası mevzuat tarafından korunurlar.”
MÜZE, HUKUK, LİYAKATLI DONANIM
Müzelerin temsil ettiği idealizm ile ütopyalar ilgi çekici, derin, pek çok alanı ilgilendiren, disiplinlerarası bir mecraya açılıyor. Bu engin mecra ve amaçta, müzelerin, koleksiyon yönetimi ve politikasını net olarak belirtebilmeleri, bu politikaları uygulayabilmelerinin yolu da hukuku bilmek, müzeyi bu sağlam hukuki öngörüyle kurmak, sonrasında da sürekli bilgi paylaşımıyla yaşatmaktan geçiyor.
Müzenin iç işleyişini düzenleyen tamimlerin, müze yönetiminin duruşunun ve anlayışının da ulusal, uluslararası mevzuata, evrensel ilkelere uygun olarak şekillenmesi gerekli. Elbette bu husus da önce her müze yönetiminin hukuka uygun olarak göreve başlamasıyla mümkün.
YEREL YÖNETİMLERDE KÜLTÜR POLİTİKALARI
6-8 Eylül 2017 tarihlerinde Bursa’nın ev sahipliğinde “Yerel Yönetimlerde Kültürel Mirasın Yönetimi ve Kütüphaneler Uluslararası Sempozyumu”nda “Fikri Haklar Açısından Kültür Politikaları”nı anlattım. On yedi ülkeden elli dört konuşmacının katıldığı sempozyumda kültürün, müzelerin, bilginin yayılımında kent belleklerini oluşturma ile etkileşimin geleceği üzerine yapılan tüm konuşmalar yol gösterici ve heyecan vericiydi. Öyle ki tebliğler kalıcı araştırma ve eserlere dönüştü.
Müzenin iç işleyişini düzenleyen tamimlerin, müze yönetiminin duruşunun ve anlayışının da ulusal, uluslararası mevzuata, evrensel ilkelere uygun olarak şekillenmesi gerekli.
Rastlantıdır ki söz konusu sempozyum esnasında görevde olan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanının yaklaşık iki hafta sonra görevi son buldu. Kendisine katkısından dolayı teşekkür ettik. Bununla birlikte müzelerin ülke kültürü, dünyada kültürel politikalara yön verme, müzelerin iletişim özelliği baki.
Mevzu, kalıcılık, katkı, birikim, açısından dikkat çekici bir hikâye barındırıyor; bilgi, eser, anlam kalıcı.
Söz konusu sempozyumda andığım Halil İnalcık, Londra’dan Türkiye’ye döndüğünde 1951’de Bursa’da Yeşil’de bir müzede karşılaştığı, toz toprak içindeki Şer’iye Sicilleri’ni esaslı şekilde araştırır
[1].
Müze yönetimlerinde istikrar, uzun vadeli programlar ve düşünsel verim; insaniyete, adalet duygusuna saygı duruşu içerir.
“Sosyal tarihin bir kaynağı olarak kadı sicillerinin en önemli kaynak olduğu düşüncesine vardım,” der Hoca.
Bursa’daki bu siciller, tarih yazımında kilometre taşı olur. Şer’iye sicilleri hakkında çok sayıda makale kaleme alır ve bunlar sayesinde ilerler. Pek çok makalede Halil İnalcık’ın eserlerine atıfta bulunulur. Amerika Birleşik Devletleri’nde, İngiltere’de pek çok tarihçi, Türkiye tarihiyle İnalcık sayesinde tanışır. 1973’te, pek çok yabancı dile çevrilen ve Osmanlı ve Akdeniz Tarihi konusunda da bir referans kitabı haline gelen “The Ottoman Empire: the Classical Age: 1300-1600” yayımlanır. Söz konusu kitap, Akdeniz Tarihi açısından en büyük kaynak metinlerden biri olarak kabul edilir.
Bu bize neyi gösteriyor?
Müze sergileme, turizm katkısı, işletme tekniğiyle olduğu kadar tarihin, tarihçinin, eser sahiplerinin ortaya çıkması, bilginin işlenmesi, gelecekle bağ kurulması açısından, geçmişi geleceğe dönük anlayışla ele alma ereğiyle bir değerdir.
Müze yönetimlerinde istikrar, uzun vadeli programlar ve düşünsel verim; insaniyete, adalet duygusuna saygı duruşu içerir.
Müzelerin asli kimliği, koleksiyon yapılarıdır ve koleksiyonların, mekân, tarih, hukuk bağlamında korunması ilkesel yönetim anlayışının derinleşmesine tabidir.
MÜZELER KÜLTÜRÜNDE ÇERÇEVE
Müzelerin sahip olduğu maddi kültür nesneleri, geçmişi açıklayan bilimsel ve kültürel bilginin üretilmesinde birincil bilgi kaynaklarıdır.
Bilginin depolandığı kütüphaneleri, gündelik yaşantı ile kültürün bir arada olduğu sosyal platform olma nitelikleri; görmenin ve öğrenmenin etkin yöntemlerini, tarihin, sanatın, kültürün olgularını
sorgular hale getiriyor.
Müzeler kültürü, yeni işletim mekanizmalarının araştırılmasını ve uzun vadeli programlarla uygulanmasını gerektirdiği gibi, izleyen kiteyi çoğaltmayı teminen bütçe programını da gerektiriyor. Çağdaş kültürün ihtiyaçlarına yanıt veren, turizmde, kültürde, hukuki korumada bir dikkat alanı açan müzelerde ciddiyet ve titizlik elzem.
Arşiv ve koleksiyonlarda restorasyondan müze güvenliğinin kadrolu mu dışarıdan güvenlik görevlisi mi olduğuna dek rasyonel eylem politikaları geliştirme gereğini bizzat görüyorum.
TOPLUMUN GÜVENİ
Müzede koleksiyon yönetimi, korunması, politikası için müzenin toplumun güvenini kazanmak, kültür ve toplum arasında işbirliği bulunması, süreklilik arz eden katılım yönünde süreç mühimdir, süreç ya da yapı kesintiye uğramamalıdır. Amaçlar, hedefler, faaliyetler ve buna ilişkin yorumlar, yazılı ifadeler kamusal fayda için şeffaf, denetlenebilir, sürdürülebilir olmalıdır.
Müze bugünde olduğu kadar uzun erimde de topluma mana içeren bir belgeleme ve izlek biçimler.
Müzenin sergileme biçimi bilgi birikimi içerir. Koleksiyonda yer alacak yeni nesnelerden envanterin revizyonuna, dengeden temsile sorumluluk vardır. Müze geçmişe, bugüne, geleceğe karşı sorumludur, halka karşı yükümlüdür. Etkileşimi iyi planlama, örgütleme, kaydetme müzenin yönetim politikasını oluşturur. UNESCO ve ICOM gibi kültür organizasyonlarıyla aktif işbirliği, uyum, denge gerekir.
BU DOLAYIMDA MÜZE:
Müzede bilgi yönetimi; araştırmayı, belgelemeyi, devamlılığı gerektirir.
Halil İnalcık örneği müzede organik bütünlükleri görebilmenin zamanla ve kadroyla alakalı olduğunu gösteriyor.
Müze, tüm sorumluluklarını ancak Günışığında Yönetim ilkesi gereğince işleyen idarenin, yönetimin şeffaflığıyla, güvenle, bilgiye zaman ve alan açmakla, saha ile istişare ve neticesinde muhakeme sonucu alınacak kararlar ile yerine getirebilir.
Tarihi, iktisadi, siyasi ve toplumsal süreçlerde kurumlara ve özelde müzelere ilişkin tüm karar alma süreçlerinde soru şöyledir: Alınacak karar, müzenin bilgi yönetimi sürecinde gerçekleştirdiği işlem ve hizmetlerin geliştirilmesinde, kolektif bilinçte nasıl bir kamusal yarar sağlamayı amaçlıyor? Mesele budur!
---
[1] “Tarihçilerin Kutbu - Halil İnalcık Kitabı”, nehir söyleşi: Emine Çaykara, İş Kültür Yay.