CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, 10 bebeğin ölümüne sebep olan 'yenidoğan çetesi' ile ilgili CHP Ankara İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun "Gündemi işgal etmeye çalışıyorlar" açıklamasına tepki gösteren Emir, "Sizin önemli gündeminiz ne bilmiyoruz ama bizim için yenidoğan ünitelerinde bebeklerimiz katlediliyorsa, öldürülüyorsa ve denetimsizlik yüzünden çocuklarımızın sağlığı tehlike altındaysa daha önemli bir gündemimiz yoktur" dedi.

Emir, şunları söyledi:

*Bilsinler ki bu cinayetleri işleyenler, 3-5 kuruş kazanacağız diye yenidoğan bebeklerimizin hayatlarına kasteden caniler, onlara göz yumanlar, hastaneleri yeteri kadar denetlemeyenler, denetim raporlarını sümen altı edenler ve bugüne kadar bu hastanelerle ilgili kapatma işlemini gerçekleştirmeyen sağlık bakanları bizim takibimiz altında olacak. İki elimiz onların yakasında olacak ve bu toprakları onlara dar edeceğiz. Bu suç çetesi yıllardır yenidoğan bakım ünitelerini kullanarak, çocuklarımızın hayatına kast ederek kirli para kazanıyorlar ve aileler bunu fark ettiği zaman CİMER'e başvuruyorlar. Bu başvurular 6 yıl öncesine kadar gidiyor. Oysa yenidoğan bölümlerini ve hastaneleri sıkı bir şekilde denetlemekle sorumlu olan Sağlık Bakanlığı gözünü kapatmış ve bu cinayetleri seyretmiş.

İBB'den 24 Kasım'da öğretmenlere özel indirim ve uygulamalar İBB'den 24 Kasım'da öğretmenlere özel indirim ve uygulamalar

'Bebeklerimiz öldürülüyorsa ve denetimsizlik yüzünden'

*Yenidoğan üniteleri ve yoğun bakımlar çetelere kiralanmış ve bu çeteler üzerinden bu cinayetler işleniyor. Para kazanacağız diye sahte faturalar, yeni doğan bebeklerin gerekmediği halde yoğun bakımlarda tutulması ve ölene kadar faturaların elde edilmesi gerçeği var. Sayın Bakan, 'Gündemi işgal etmeye çalışıyorlar' diyor. Sayın Bakan, sizin önemli gündeminiz ne bilmiyoruz ama bizim için yenidoğan ünitelerinde bebeklerimiz katlediliyorsa, öldürülüyorsa ve denetimsizlik yüzünden çocuklarımızın sağlığı tehlike altındaysa daha önemli bir gündemimiz yoktur.

*Bu olay eylül ayında savcı makamında tehdit edildiğinde ortaya çıkıyor. Bu çeteler savcıları makamında tehdit edebilecek bir seviyededir. Yargıda ve devletin içerisinde desteklenmektedirler. O çeteler devletin içiyle ilişki içerisinde olmasalar savcıyı makamında tehdit edemezler. Bu kişiler savcıyı tehdit ederken, 'Dosyamız Bakırköy Savcılığı'na düşseydi çok daha kolay hallederdik' demiş olmaları. Demek ki bunların yargı içerisinde de bir ağı var. Yoksa bir yenidoğan çetesi, 3-5 kişi yıllar boyunca bebeklerimizi öldürecek kadar suçları işleyemezler. Bu olay iyice ayyuka çıktıktan sonra harekete geçmişler. Söz konusu 19 hastane var. Bu olaylar ortaya çıktığında mayıs ayında birini, eylül ayında birini kapattılar. Şimdi de bir hastaneyi daha kapattılar. Sonuçta 19 hastane var, 1 yılın üzerinde süren soruşturma var, yıllarca süren bebek ölümleri var ama bunlar ancak 3 hastaneyi kapatmayı akıl edebilmişler. Sağlık Bakanlığı'nın içinde de bu çetelerin eli kolu var.

*Sağlık Bakanlığı'na bağlı Türkiye Sağlık Hizmetleri Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü (TÜSKA) hastaneleri denetler ve bunları ruhsatlandırır. Sağlık Bakanlığı bu sabah kapattığı Reyap Hastanesi'ne akreditasyon belgesi vermiş. Bu tam bir skandaldır. Bu hastane bir yıldır savcılığın soruşturmasına konu olmuş, bebek ölümleri oluyor. Bu cinayetlerin bir numaralı sorumlularından biri olan hastaneye ruhsat ve üstün kalite belgesi vermişler ve bu üstün kalite belgesini hala iptal etmediler. Bu hastaneler SGK'dan para almaya devam etmişler, SGK sözleşmeleri iptal edilmemiş. Bu yenidoğan çetesine bunca parayı öderken ve bu işler ayyuka çıkmışken gözünüzü, kulağınızı kapatıp bu katillere devletin parasını vermeye nasıl devam edebilirsiniz, bu suça nasıl ortak oldunuz? Hastane ruhsatları milyar lira değerinde. Bakanlık bu ruhsatları iptal etmiyor. Bu hastaneler bir süre sonra konkordato ilan ediyor, ruhsatlar bir başkasına satılıyor ve bir başka isimle devam ediyorlar.

Kaynak: anka