Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"Özal ailesini sevgiyle selamlıyorum. Değerli genel başkanlarım, belediye başkanlarım, Özal'ın yol arkadaşları, güzel bir atmosferde beraberiz. Rahmet Özal ile bürokratik hayatımı sürdürürken pek çok kez yan yana geldik. Konuşma tartışma imkanı bulduk. Birden fazla özelliği vardı. Devleti çok iyi bilir ve tanırdı. Uzun yıllar devlette çalışması, devlet planlama teşkilatına katkı vermesi ve dolayısıyla sorunları özümsemesi yönetim açısından ne kadar önemli olduğunu Özal'ın yönetiminde gördük. Devleti tanımak farklı bir şeydir. Devleti ayrı bir yere koymak siyaseti ayrı yere koymak gibi bir özelliği vardı Özal'ın. Dolayısıyla devlete ve devletin kurumlarına her zaman her ortamda saygı gösterirdi. Rahmetli Özal, eleştirilere de açık olan bir kişiydi, devlet adamıydı. Başbakanlık konutuna gittiğimizde girişten sonra bir merdivenle yukarıya çıkardık, merdivenden yukarı çıkarken o dönem Türkiye'nin en önemli mizah dergisi olan Gırgır dergisinin kapağında Özal'ı eleştiren karikatürleri vardı, onları çerçeveletip oraya asmıştı. Bize 'Ben bu karikatürleri buraya asıyorum, beni ziyarete gelen devlet başkanlarına bu karikatürlerin tümünde ben eleştiriliyorum diye söylüyorum' diyordu.
Dolayısıyla kendisi eleştiriye de değer veren önemseyen bir kişiydi. Devleti yönetmenin ne kadar değerli olduğunu, bilgiyle birikimle yönetmenin ne kadar değerli olduğunu rahmetli Özal'dan çoğu kez duyduk.
Az önce dua okunurken Özal'ın istişareye ne kadar değer verdiği de ifade edildi. Özal gecenin geç saatlerinde bürokratları davet edip onlarla uzun uzun konuşur tartışırdı. Eğer bir kanun teklifi geliyorsa, gider başbakanlık konutunda anlatırdık. Ciddi tartışmalar da olurdu. Arada bir Adnan Kahveci müdahale etmek isterdi Sayın Başbakan'a karşı dikkatli konuşun diye ama rahmetli Özal hayır sen karışma derdi, onları benim dinlemeye ihtiyacım var derdi. Ve biz neye itiraz ediyorsak büyük bir sabırla dinlerdi. Tabii devletin rakamlarına da bilgilerine de hakimdi. Gecenin ilerleyen saatlerinde bir ara döndü Altan Tufan'a bu tarım stopajında ne kadar vergi alıyorsunuz diye sordu... Tabii o zaman elimizde veriler yok ancak illere yazacağız illerden gelecek, hepimizde bir suskunluk oldu cevap veremiyoruz Sayın Başbakan'a. Bir arkadaşımız sonra bir rakam söyledi hepimiz rahatladık. Konuşmaya devam ettik bir süre sonra Özal döndü o arkadaşımıza sizin verdiğiniz rakam doğru değil dedi. Etraf buz gibi oldu. Bakın dedi neden doğru değil, Devlet Malzeme Ofisi şu kadar buğday aldı, kaç lira ödendiğini yazdı. Hepsini tek tek saydı. Rakamlar tutmuyor dedi. Oradan anlıyorsunuz ki devleti tanımak, planlamanın ne olduğunu bilmek, rakamlara hakim olmanın ne kadar değerli olduğunu bilmek devleti yöneten birisi için son derece değerli. Buna bizzat tanık olduğum için rahmetli Özal'ın bu ülkeye yaptığı büyük katkıları saygıyla anlattım.
"ATILIMA İHTİYACIMIZ VAR"Devleti tanımayanlar devleti sağlıklı yönetemezler, devletin kurumlarını bilmeyenler devleti sağlıklı yönetemezler. Tartışmaya açıktı, bizi sonuna kadar dinlerdi. Neden itiraz ediyorlar diye merakını bizi dinleyerek gidermeye çalışırdı. Rahmetli Özal, başbakanlığı döneminde Türkiye'nin içine girdiği krizden süratli bir şekilde sağlıklı kararlar alarak çıkarmasını bildi ve bunu yaptı. Türkiye ekonomisiyle birlikte bir atılım sürecine girdi. Buna ihtiyacımız var.
Sürekli belirli periyodlarla Türkiye'nin krize girmesi doğru değil. Kurumların güçlü olması lazım, devlette liyakat olması lazım. Devleti yönetenlerin partiyle devleti karıştırmaması lazım. Devletin kurumlarıyla beraber, o kurumların devlete hizmet ettiğini, elbette siyasi iktidarın hedef perspektif doğrultusunda çalışmaları gerektiğini de biliyoruz. Bunların yeniden Türkiye'de oluşturulması lazım. Siyasetçilere büyük görev düşüyor.
Dört eylemi birleştirdi Özal. Biz şimdi Türkiye'nin içinde bulunduğu zort şartlar ve bu krizden çıkması için 6 siyasi parti bir araya geldik. Temel hedefimiz demokrasi, düşünce özgürlüğü, siyasetçinin eleştiriye tahammülü... Bunları yeniden Türkiye'ye getirdiğimizde büyük bir ülke olacağız. Bunları yapmaya kararlıyız. Liderler burada, kendilerine şükran borçluyum. Birlikte mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız ve Türkiye kazanacak. Ayrımcılık bitecek. Bu güzel ülkede hep beraber yaşayacağız. İşte o zaman Özal'ın hedef koyduğu gelişen Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz.
Buranın yapımında emeği geçen Ekrem İmamoğlu'na da teşekkürlerimi sunuyorum."