Yaklaşık sekiz yıldır aktif siyasette yer almayan Kürt siyasetinin önemli isimlerinden ve eski milletvekili Leyla Zana, yıllar sonra ilk kez konuştu. Zana, “çözüm süreci” ile ilgili bilinmeyenlerini anlattı, “yeni bir süreç” için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Sayın Cumhurbaşkanı 'süreci dondurucuya kaldırdım' diyor. Artık miadı geçmek üzere, bence dondurucudan çıkarıp bu işi esastan ele almak gerekiyor" çağrısı yaptı.

Dört dönem milletvekilliği yapan Leyla Zana, 2013'teki "Çözüm Süreci"nde görüşmelerin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve PKK lideri Abdullah Öcalan olmadan yürütülmesini isteyenler olduğunu belirtti. Zana, Cumhurbaşkanına "çözüm süreci" çağrısında bulunarak, "Sayın Cumhurbaşkanı 'süreci dondurucuya kaldırdım' diyor. Artık miadı geçmek üzere, bence dondurucudan çıkarıp bu işi esastan ele almak gerekiyor" dedi.

Gazete Duvar'dan Vecdi Erbay'a konuşan Zana, özetle şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanı “süreci dondurucuya kaldırdım” diyor. E artık miadı geçmek üzere, bence dondurucudan çıkarıp bu işi esastan ele almak gerekiyor. Zaman kaybetmeden... Ama görülüyor ki böyle bir çabaları yok. Artık zamanı ötelemeye, ertelemeye tahammül kalmadı, anlatabiliyor muyum?” KÜRTLER BİRBİRLERİNE RAKİP DEĞİL “Egemen güçler de Kürtlerin dağınık ve parçalı halinden besleniyor, ne yazık ki. Doğal olmayan siyasal sınırlar zaten bir halkı paramparça etmiş. Oysa Kürtler birbirlerine rakip değil. Kürtler bulundukları her yerde bir yandan varlık mücadelesi verirken, diğer yandan birbirlerini tanıma ve anlama süreci yaşıyor. Nasıl bir ilişki ağı geliştirilecek, bu nasıl kalıcı, dayanıklı ve verimli bir hale dönüştürülecek?” 2015'TE ERDOĞAN İLE GÖRÜŞÜLDÜ “Hatırlayalım, 7 Haziran 2015 seçimlerinde Erdoğan ilk defa Meclis’te çoğunluğu kaybetti. Çözüm süreci yaşanan sıkıntılara rağmen sürüyordu. İddia ediyorum ki, tekrar seçime gitmeyi engelleyecek bir formül yaratılabilseydi, Türkiye'deki vicdanlı, duyarlı kamuoyu, demokratik güçler, Kürtlerin bir kısmı ve Erdoğan, güvenlikçi zihniyete karşı durabilselerdi süreç farklı gelişebilirdi. Sürecin bozulmasında Milli Güvenlik Kurulu kararlarının mutlaka etkisi olmuştur ama sadece MGK kararlarıyla bozulduğu tek başına yanıt olamaz. Bu sorunu çözebilmek için iktidar gücü önemliydi. O zaman da söylemiştim, “İkinci bir seçime (1 Kasım 2015) gidersek korkarım ki 90’ları arar hale geliriz.” O dönem dirsek teması kurulmaya çalışıldı ve Erdoğan’la görüşüldü. Ama artık çok geçti.” İLK KEZ DUYUYORSUNUZ "Bu sorunu Öcalan'sız ve Erdoğan’sız çözmek isteyenler, bu işi kendi aramızda çözeriz diyenler oldu. Dünya kadar risk göğüsleyeceksiniz ve kimileri sizleri bu işin dışında bırakarak yol almak isteyecekler. Kabul eder miydiniz? Zor. Bu kadar net. Bunu ilk defa duyuyorsunuz değil mi? Bunu bazılarının yüzüne vurduğum için bu rahatlıkla söylüyorum. Kişilerin adını vermeyeceğim. AKP'nin içindekiler bana dediler ki, 'Biliyor musunuz sizinkiler Öcalan’ı dışlamak için bu süreci bozdular.' Ben de döndüm dedim ki, 'Ben başka bir şey daha biliyorum. Siz de Erdoğan'sız bu işi götürmek istediğiniz için süreç bozuldu.' Tek bir cevap alamadım. Karşımdaki sustu." AKTİF SİYASETTEN ÇEKİLMİŞTİ?

1991 Türkiye genel seçimlerinde, bölge kadınlarının büyük desteğini aldığı bir seçim çalışması sonrasında zamanın Sosyaldemokrat Halkçı Parti listesinden Diyarbakır milletvekili seçildi. Kürt ulusal renkleri olan bir bantla, Türkçe başladığı yemini Kürtçe “Bu yemini Türk ve Kürt halklarının kardeşliği adına ediyorum” cümlesiyle tamamlaması nedeniyle Meclis’te tepkiyle karşılaştı. “Yemin krizi” ile başlayan süreç Zana ile birlikte diğer DEP’li milletvekillerinin gözaltına alınıp, tutuklanmasına kadar gitti.  Dokunulmazlığının kaldırılmasıyla başlayan yargılama sonunda, 8 Aralık 1994'te hakkında “yasadışı örgüt üyeliği” suçlamasıyla 15 yıl hapis cezasına hükmedildi.

Haziran 2014’te bırakılmasının ardından Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) kuruluş hazırlığı olan Demokratik Toplum Hareketi’nin öncüleri arasında yer aldı. Temmuz 2011 seçimlerinde Diyarbakır’dan bağımsız milletvekili seçilerek, yıllar sonra yeniden Meclis’e girdi.

İKİNCİ YEMİN KRİZİ

Zana, Diyarbakır’dan sonra 25. ve 26. Dönem HDP Ağrı milletvekili olarak seçildi. 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra 17 Kasım 2015’teki yemin töreninde; “Bi hîvîya aşitîyek bi rûmet û mayînde…” Kalıcı ve onurlu bir barış umuduyla) sözüyle başlayıp zorunlu yemin metnini okudu.

Zana’nın bu yenimi, “en yaşlı üye” sıfatıyla genel kurulu yöneten Deniz Baykal tarafından geçersiz sayıldı.

Zana, geçersiz sayılan yeminini tekrar okumazken, HDP’li milletvekillerinin tutuklandığı Kasım 2016’dan hemen sonra devamsızlık gerekçesiyle milletvekilliği düşürüldü.

Zana, 2016 yılındaki “hendek olayları” döneminde yaptığı çağrıların karşılık bulmamasıyla birlikte aktif siyaseten çekilerek, Diyarbakır Silvan’daki köyüne yerleşmişti.

ü