Pazar Politik

Kosova ve Sırbistan’da gerilim devam ediyor

Abone Ol
Kuzey Kosova’da Arnavut belediye başkanlarının göreve gelmesiyle Sırbistan’da hükümet karşıtı gösterilerin aynı zamanda gerçekleştiğine dikkat çekilmektedir. ABD-AB ikilisi sorunun çözüm sürecinde ilerlenmesi konusunda çağrılarını artırabilir. 

Kosova-Sırbistan hattında tansiyon gündemden düşmemektedir. Gerek her iki ülkede gerekse iki ülke arasında belli başlı sorunlar devam etmektedir. Bilindik stres noktalarında gerilim artarken uluslararası kesimin özellikle önemli aktörlerinden bu gerginlik süreçlerine dair farklı yorumlar gelebilmektedir.

Kuzey Kosova sorununun sayıca fazla bileşenlerinin dönem dönem “stres altına alınmasının” yanında Belgrad-Priştine ilişkilerinin de sorunlu olması son dönemlerdeki en önemli gelişme olan Kuzey Kosova’daki protesto gösterilerinin ve şiddet olaylarının ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir.

Ayrıca Kosova sorununun en önemli aktörlerinden olan ABD ve AB’nin şiddet olaylarının yaşanmasında, Belgrad-Priştine arasındaki sorunlu ilişkilerde Kosova’yı sorumlu tutması ve politikalarını değiştirmeye çağırması bir diğer önemli noktayı teşkil etmektedir. Diğer taraftan Rusya’nın Kuzey Kosova’daki gerginliğin artabileceğine ve genişleyebileceğine yönelik iddiası da Ukrayna’dan sonra Avrupa’daki yeni istikrarsızlık noktasının Balkanlar mı olabileceğinin sorulmasına sebebiyet vermektedir.

Bölgedeki gerginlik sadece Kuzey Kosova ile sınırlı değildir. Sırbistan da hükümet karşıtı gösterilerle gündemdedir. Mayıs ayından beri yönetim ve şiddet karşıtı gösteriler düzenlenmektedir. Sırbistan’daki gösteriler ve Kuzey Kosova’daki önemli gelişmelerin aynı anda meydana gelmesi ise konu ile ilgili bir diğer dikkat çekici unsurdur.

Kosova’nın kuzeyinde Sırpların nüfusun çoğunluğu oluşturduğu Zveçan, Zubin Potok ve Leposaviç belediyelerinde 23 Nisan’da yerel seçimler düzenlenmiş fakat Sırp nüfus tarafından seçim boykot edilmiştir. Sırp nüfusun protestoları neticesinde polis ve NATO’nun Kosova’daki Barış Gücü (KFOR) devreye girmiştir. Süreç içinde çıkan çatışmalarda KFOR görevlileri de dahil bazı kişiler yaralanmıştır.

Kosova ve Sırbistan arasında ilişkileri normalleştirme girişimleri devam ederken Kuzey Kosova’da Sırp toplumunun çeşitli protesto gösterilerinde bulunması ve akabinde şiddet olaylarının yaşanması hassas olan tabloyu fazlasıyla olumsuz etkilemiştir. Belgrad ve Priştine, gösterilerin ve gerginliğin nedeni olarak karşı tarafı göstermektedir. Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, saldırlardan Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’i sorumlu tutmaktadır.

Kosova’yı istikrarsızlaştırmaya çalıştığını ve Sırp illegal yapılanmaların çetelere dönüştüğünü öne sürmektedir. Vucic ise olaylardan Kosova Başbakanı Albin Kurti’yi sorumlu tutmaktadır. Bunun yanında Kosova, Sırpların çoğunlukta olduğu dört Sırp belediyede yeniden seçimlerin düzenlenebileceği yönünde açıklamalarda bulunmaktadır.

Yaşanan gerginlik karşısında Sırbistan, Kosova ile sınırındaki askerî birliklerini teyakkuza geçirmiştir. Kosova’daki Sırp nüfusa yeniden “saldırılması” durumunda sessiz kalınmayacağını ifade etmiştir. Düzenlenen yerel seçimlerin geçersiz olduğunu savunmaktadır. Brüksel Andlaşması’nın kendi tarafına düşen sorumluluklarını yerine getirdiğini öne sürmekte olup Sırp Belediyeler Birliği’nin kurulmaması sebebiyle Kosova’yı eleştirmektedir.

Aslında sürecin seçimleri boykota ve çatışmalara evrileceği önceden tahmin edilmiştir. Belli bir süredir Kuzey Kosova’daki Sırp nüfus, yerel seçimlerin ertelenmesini talep etmiştir. Seçimi boykot kararı Kasım ayında aralarında hakimlerin ve polislerin de bulunduğu çeşitli Sırp yetkililerin istifa etmeleri ile alınmıştır. Sırpların seçimleri boykot kararının altında yatan nedenler arasında daha fazla özerklik taleplerinin kabul edilmemesi de gösterilmektedir. Nisan ayında düzenlenen seçimlere katılım oranı dolayısıyla yüzde 3.47 oranında kalmış, Arnavut isimler belediye başkanı olarak seçilmiş ve görevlerine başlamaya çalışmışlardır. “Görevlerine başlamaya çalışmışlardır” çünkü seçim sonucunu ve seçilen belediye başkanlarının göreve başlamasını kabul etmeyen Sırp nüfus gösterilerde bulunurken şiddet olayları patlak vermiştir.

Polis birlikleri ile belediye binaları gibi idari kurumlara, NATO birliklerine saldırı düzenlenmiştir.

NATO açısından da ilginç bir durum yaşandığını söylemek mümkündür. Kuzey Kosova’da ve Kosova’da bulunan NATO birlikleri şiddet olaylarını önlemede yetersiz kalmış ve Türkiye gibi üye ülkelerden ek kuvvet istemiştir. NATO’nun görev gücü KFOR, belediye başkanlarına eşlik ederken en az 40 askerinin çıkan çatışmalar sebebiyle yaralandığını açıklamıştır.

Kuzey Kosova’da gerçekleşen çatışmaların ilginç, dolayısıyla belirtilmesi gereken başka yönleri de bulunmaktadır. ABD ve AB’den Kosova’ya bu sefer destek gelmemiştir.

Kuzey Kosova’da gerçekleşen çatışmaların ilginç, dolayısıyla belirtilmesi gereken başka yönleri de bulunmaktadır. ABD ve AB’den Kosova’ya bu sefer destek gelmemiştir. Washington ve Brüksel, Kosova’yı hem Kuzey Kosova’daki çatışmalardan hem de Kosova-Sırbistan arasındaki gerilimden sorumlu tutarak gerginliği düşürmeye yönelik adım atmaya çağırmıştır. ABD, Kuzey Kosova’daki yerel seçimlerin yeniden düzenlenmesi gerektiğini kaydetmiştir.

Bu bağlamda ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın açıklamalarının altının çizilmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir. Blinken, Kosova hükümetinin gerginliği artıran faaliyetlerde bulunduğunu vurgulamış ve söz konusu davranışlardan geri adım atılması gerektiğini dünya kamuoyu ile paylaşmıştır. Kosova Başbakanı Kurti’yi AB’nin arabuluculuğunda devam eden Sırbistan ile görüşmelere odaklanmaya çağırmıştır. Washington, Kuzey Kosova’da gerçekleşen olayların Sırbistan ve Kosova arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi sürecine zarar verdiği görüşündedir. Kosova polisinin bölgeden çekilmesi gerektiği çağrısında bulunmuştur.

Washington bahse konu çağırlarla sınırlı kalmamış aynı zamanda Kosova’ya çeşitli yaptırımlar uygulama kararı almıştır. Örneğin Kosova’yı Defender 23 askerî tatbikatından çıkarmıştır. Ayrıca ABD’nin Kosova’yı tanımayan ülkelere yönelik tanıma girişimlerini ve BM gibi uluslararası kuruluşlara Kosova’nın üye olmasına yönelik faaliyetlerini de durdurama kararı aldığını açıklamıştır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, İspanya, Slovakya, Romanya, Çin ve Rusya Kosova’yı tanımamaktadır. Sırbistan’ın karşı çıkışı gibi faktörlerden dolayı da Kosova hâlen BM’ye üye olamamaktadır.

AB cephesinden de Priştine’ye yönelik baskı gelmektedir. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell, AB’nin Kosova’dan talepleri olduğunu açıklamıştır. Yerel seçimlerin yeniden düzenlenmesinin, bir önceki yerel seçimleri boykot eden Sırpların da bu sefer seçime katılmasının yanında AB’nin kolaylaştırıcılığındaki Sırbistan-Kosova arasındaki diyalog kapsamında Sırp Belediyeler Birliği’nin kurulması için çalışmaların başlaması talebini açıklamıştır. Borrell, Priştine’nin bu talepleri gerçekleştirmemesi durumunda ilişkilerin büyük oranda olumsuz etkilenebileceğini vurgulamıştır.

Kuzey Kosova’daki durum Priştine Meclisi’nin 2008’de tek taraflı bağımsızlığını ilan ederek Sırbistan’dan ayrılmasından bu yana gerginliğini korumaktadır. NATO’nun askerî müdahalesi ve ABD’nin desteği ile gelen Kosova’nın bağımsızlığının diğer bir ifadeyle self-determinasyon hakkının ayrılık yönünde kullanılmasının Kosova’ya ne kadar istikrar getirdiği tartışmalıdır. Quint olarak adlandırılan ABD, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya ve Almanya’nın Kosova’nın bağımsızlığını desteklediği hatırlanmalıdır. Kosova Savaşı’nın bitmesinden bu yana gerek ABD gerekse AB, Sırbistan ve Kosova arasındaki ilişkileri normalleştirmeye çalışmaktadır. Bugün olduğu gibi geçmiş dönemde de Sırbistan ve Kosova arasında görüşmeler yaşanmıştır. En son görüşmeler Mart’ta Kuzey Makedonya’da gerçekleşmiştir.

Haziran’da da Sırbistan’da hükümeti protesto eden şiddet karşıtı gösteriler yapılmaya devam etmiştir. Mayıs’tan beri gösteriler düzenlenmektedir. İki büyük toplu öldürme olayı gerçekleşmiştir.

Diğer yandan Haziran’da da Sırbistan’da hükümeti protesto eden şiddet karşıtı gösteriler yapılmaya devam etmiştir. Mayıs’tan beri gösteriler düzenlenmektedir. İki büyük toplu öldürme olayı gerçekleşmiştir. İçişleri bakanı, istihbarat başkanı ve devlet başkanı Vucic de dahil olmak üzere çeşitli isimlerin istifası talep edilmektedir. Vucic yönetiminin ülkede şiddet kültürünü egemen kıldığı yönünde eleştiriler yapılmaktadır. Ülkede şiddet kültürünün Vucic yönetimi ile desteklendiğini; bu desteğin ülkede şiddet olaylarını tetiklediği öne sürülmüştür. Ayrıca hükümet yanlısı gösteriler de gerçekleşmektedir.

Kuzey Kosova sorununun başlıca unsurlarından olan ve dolayısıyla Belgrad-Priştine arasındaki anlaşmazlıklardan biri olan Sırp Belediyeler Birliği’nin kurulmasında hâlen iki taraf anlaşamamaktadır. Bunun yanında Sırp nüfusunun Kosova’ya entegrasyonu politikalarının bırakıldığına da dikkat çekilmektedir. Bu bağlamda gerek Kuzey Kosova’da gerek Belgrad-Priştine arasında gerginlik devam etmektedir.

Sırbistan’ın Kuzey Kosova’daki Sırp nüfusu üzerindeki etkisinden ve Sırp belediyelerinin neredeyse Kosova içinde paralel kurum olarak faaliyet göstermesinden hareketle Belgrad yönetimi, “Büyük Sırbistan” hedefine sahip olmakla eleştirilmektedir. Sırbistan’ın Kosova’nın bağımsız bir ülke olmasını, kendisinden ayrılarak yeni bir devlet kurmasını kabul etmediği hatırlanmalıdır. Fakat Sırbistan’ın yanı sıra Bosna ve Karadağ’da da Sırp nüfusun bulunması Belgrad yönetiminin irredentist politikalar izlediği iddiasını gündemde tutmaktadır. Özellikle Bosna’daki Sırp Cumhuriyeti tarafından dönem dönem ayrılık taleplerinin geldiği hatırlanmalıdır.

ABD ve AB’nin Priştine yönetimini eleştiren açıklamalarından ve politikalarından sonra gözler Kremlin’e çevrilmiş ve durumu nasıl yorumlayacağı merak edilmiştir. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Kuzey Kosova’daki çatışmaların “Balkanlar’da büyük patlamaya sebep olabileceğini” öne sürmüştür. Batı ittifakının da hâlihazırda Kuzey Kosova’daki gerginliğe ve Sırbistan-Kosova ilişkilerine yönelik endişeleri mevcut olup bunlardan bazıları Moskova’nın bölgedeki rolünü ve etkisini artırmasına ilişkindir. Diğer bir ifadeyle başta ABD ve AB olmak üzere Batı, Ukrayna benzeri bir tablonun Kosova-Sırbistan hattında yaşanmasından endişe etmektedir.

Bağımsızlığını kazanmasının, ülkenin temel idari yapılanmalarının oluşturulmasındaki rollerinin yanında Kosova’nın uluslararası ilişkilere dair temel hedeflerinde de ABD ve AB’nin sorumluluğu mevcuttur. Örneğin yukarıda da belirtildiği üzere Sırbistan ve Kosova ilişkilerinin normalleşmesinde AB’nin rolü bulunmaktadır. AB arabuluculuğunda 2011’de Belgrad-Priştine Diyalog Süreci başlatılmıştır. İkili ilişkilerin normalleşmesi amaçlanmaktadır.

Özellikle seçimlerin yeniden düzenlenmesi, Sırp toplumuna özerkliğin verilmesi, Sırp Belediyeler Birliği’nin kurulması ve Belgrad ile normalleşme sürecine devam etmesi başlıklarında ABD’nin ve AB’nin baskısıyla Kosova adım atabilir.

Dolayısıyla Priştine ve Belgrad arasındaki gerginlikte taraflar ABD ve AB’ye de çağrıda bulunabilmektedir. Sırp lider Vucic, AB’ye yönelik dönem dönem yaptığı sorunu çözme çağrısını yinelemektedir. Örneğin Sırp nüfusun erken yerel seçimi boykot etmesinde AB’nin de rolü olduğunu açıklamıştır. AB’nin Brüksel Andlaşması’nın uygulanmasında ve Kuzey Kosova’da özerkliğe sahip olacak Sırp yapılanmaların kurulmasında sorumluluğu olduğunu vurgulamıştır. Kosova Başbakanı Kurti’yi ise Sırbistan ve NATO arasında gerginlik çıkarmak ile suçlamıştır. Vucic’e göre Kurti “yeni Zelenski” olmaya çalışmaktadır. Vucic, Sırp toplumu için özerklik çağrısını da yinelemektedir.

Sonuç olarak, gerginliğin kısa zamanda çözülmesi tarafların karşılıklı adım atmasına bağlıdır. Diğer yandan karşılıklı olarak taleplerde bulunmaya devam edecekleri de düşünülmektedir. Özellikle seçimlerin yeniden düzenlenmesi, Sırp toplumuna özerkliğin verilmesi, Sırp Belediyeler Birliği’nin kurulması ve Belgrad ile normalleşme sürecine devam etmesi başlıklarında ABD’nin ve AB’nin baskısıyla Kosova adım atabilir.

Diğer yandan Vucic, Sırbistan içinde muhalif kesimden aldığı eleştirileri gidermek veyahut gösterilerin etkisini düşürmek için Kuzey Kosova’daki Sırp toplumunun çıkarlarında diretebilir. Kuzey Kosova’da Arnavut belediye başkanlarının göreve gelmesiyle Sırbistan’da hükümet karşıtı gösterilerin aynı zamanda gerçekleştiğine dikkat çekilmektedir. ABD-AB ikilisi sorunun çözüm sürecinde ilerlenmesi konusunda çağrılarını artırabilir. Ayrıca Kosova’nın mevcut durumundaki sorumluluklarının yanında Rusya’nın istikrarsızlık tablosunu kendi lehine çevirmesini engellemeye çalışacaktır.