Kılıçdaroğlu kendi kişisel tarihi için, CHP’nin siyasi tarihi için büyük dönüşümü başarırken en büyük sorunu, bu süreçteki parti içindeki siyasi yalnızlığıdır. Kılıçdaroğlu’nun hedefiyle ortaklaşan siyasi sayısı emin olun iki elin parmaklarını ne yazık ki geçmez.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu son yıllarda gösterdiği siyasi performansla sadece kendi kişisel kariyerini değil CHP’nin siyasi tarihini de büyük bir dönüşüme uğrattı.
Bu yönüyle dönüştüğü ölçüde dönüştürücü bir lider.
Farklı olan ile diyaloğa açık, dinleyen, anlamaya çalışan, öğrenen, takım çalışmasını önemseyen, mütevazi ve gerektiğinde bilmiyorum diyebilen demokrat bir lider.
Kılıçdaroğlu, CHP’nin başına geçtiği 21 Mayıs 2010’dan bu yana en büyük hedefi CHP’yi iktidar yapmak oldu. Ve bu hedefin arkasında kendi kişisel kariyeri değil daima Türkiye oldu.
Kılıçdaroğlu bu hedefe varmanın yolunun da; “değişimden” hem de büyük bir değişimden geçtiğinin daima bilincinde oldu. Ve liderliğinin en büyük uğraşı da bu dönüşümü gerçekleştirmek oldu.
Partisini klasik seçmen kitlesini kırmadan, onların duyarlılıklarını da dikkate alarak partiyi daha geniş toplumsal kesimlere açmak bu değişim sürecinin ana motoru oldu.
Kabul edelim ki, bugün partinin adı CHP olsa da, 10-20 yıl öncesi CHP değil karşımızdaki.
AK Parti-devlet eklemlenmesi ve siyasi meşruiyeti toplum değil devlette araması siyasi merkezi boşalttığı ölçüde Kılıçdaroğlu’nun siyaseten rahatlattı ve değişim sürecini hızlandırdı.
MERKEZE YOLCULUK
AK Parti’nin 7 Haziran öncesinde MHP ile kurduğu “anti-Kürt” blok, AK Parti’yi hızla devlete yaklaştırırken siyasi merkez tamamen boşaldı.
AK Parti’nin bu tercihi Kılıçdaroğlu’nun en büyük şansı oldu. Ama burada hemen şu tespiti yapalım; Kılıçdaroğlu partiyi dönüştürmeye bu tarihte başlamadı. Ekmeleddin İhsanoğlu tercihi de bu siyasetin bir parçasıydı.
AK Parti-devlet eklemlenmesi ve siyasi meşruiyeti toplum değil devlette araması siyasi merkezi boşalttığı ölçüde Kılıçdaroğlu’nun siyaseten rahatlattı ve değişim sürecini hızlandırdı.
İyi Parti’nin grup kurmasına katkısı, 2017 Anayasa referandumu, 2018 seçimlerindeki ittifak arayışı bu değişimin ara duraklarından bazılarıdır.
Nihayet 2019 yerel seçimlerinde elde edilen net başarı büyük süreçte yapılan tercihlerin doğruluğunun en büyük kanıtı oldu.
Kılıçdaroğlu’nun bütün bu hamleleri sağa açılma değil siyaseten boşalan merkezi yeninden inşa etme arayışıdır. Ve bu yapılırken de sol, sosyal demokrat hiç bir değer gözardı edilmemiştir.
SAHİPSİZ BIRAKILAN ARAYIŞ: HELALLEŞME
Bugün gerek Millet İttifakı gerekse altılı masanın taşıyıcı lideri kuşkusuz Kılıçdaroğlu’dur.
Kılıçdaroğlu’nun siyasi hamleleri ile, bir yandan adı konmadan kimi siyasi hamlelerle CHP tarihine “eleştirel” bakış içerirken; bir yandan da CHP’yi “yeniden” inşa etmektedir.
Ve bu yeniden inşa ne yazık ki Kılıçdaroğlu’nun hak etmediği eleştirilerin yapılmasına yol açmaktadır. Bu eleştiriler büyük ölçüde bu yenilenmeyi zihinsel olarak hazmedemeyenlerden gelmektedir.
Burada şu tespiti de çok rahat yapmak mümkündür. Kılıçdaroğlu’nun yapmak istediği değişimi zihnen akardı çıkıp onu eleştirenler kadar; Kılıçdaroğlu’nun yanında olup da bu değişimi yeterince kavrayamayanların sayısı da hayli fazladır.
Bunun en somut örneği; “helalleşme” çağrısının parti içinde, örgütlerde, Meclis grubunda bu yeterli karşılığı bulmaması ve sahiplenilmemesidir.
Yeniden toplum olma yolunda bu kadar değerli olan “helalleşme” çağrısının bu kadar sahipsiz kalması Kılıçdaroğlu’nun parti içindeki yalnızlığının da en büyük kanıtlarından birisidir.
Kılıçdaroğlu’nun 5 Kasım 2021’de kısa bir videoda çağrı yaptığı “helalleşme” çağrısı, onun kendini ve partiyi dönüştürmesinde bir anlamda zirvedir.
Toplumun farklı kesimleriyle helalleşme çağrısı esas olarak devletin mağdur ettiği toplumsal kesimlerle bir kucaklaşma, barışma ve yeniden toplum olma çağrısıdır. Tabi bu çağrı bir anlamda kendi parti tarihine de eleştiri içermektedir.
Yeniden toplum olma yolunda bu kadar değerli olan “helalleşme” çağrısının bu kadar sahipsiz kalması Kılıçdaroğlu’nun parti içindeki yalnızlığının da en büyük kanıtlarından birisidir.
Bu çağrı o kadar değerlidir ki, sadece CHP’nin yeniden inşası değil, Türkiye’nin yeni dönemde yeniden toplum olmasının da temel referansıdır.
Evet Kılıçdaroğlu kendi kişisel tarihi için, CHP’nin siyasi tarihi için büyük dönüşümü başarırken en büyük sorunu bu süreçteki parti içindeki siyasi yalnızlığıdır. Kılıçdaroğlu’nun hedefiyle ortaklaşan siyasi sayısı emin olun iki elin parmaklarını ne yazık ki geçmez.
Evet görünürde Kılıçdaroğlu’nun çevresi çok kalabalıktır. Ama bu kalabalığın en büyük nedeni, kazanacak, iktidar olacak partiyi kurumsallaştırabilmesindedir. Hazmedilen dolayısıyla sahiplenilen bir zihinsel dönüşümden değil.