Kılıçdaroğlu ve Demirtaş demokrasiye çağırıyor
Avrupa Konseyi’ne dahil ülkelerdeki her 100 terör mahkumundan 97’si bu ülkenin vatandaşı ise bu ülkenin terör tanımı sorunludur. Fakat bu sadece tanımı yapanların değil tanımlananların da kendilerini bu konuda sorgulaması ile aşılabilecek bir sorundur.
Kılıçdaroğlu ve Demirtaş’ın birbirini tamamlayan sözleri Türkiye’de yıllardır savunulması ve arkasında durulması gereken bir gerçekliği su yüzüne çıkardı.
Ne dedi Kılıçdaroğlu hatırlayalım;
“Devlet dediğiniz kurum gayrı meşru bir organla muhatap olmaz. Erdoğan, bunu yaptı. Devleti İmralı (Öcalan) ile muhatap kıldı mesela. İmralı meşru bir organ değil. Meşru organ kimdir? HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz. Eğer bu sorun çözülecekse meşru bir organla çözebiliriz.”
Ve ne dedi Demirtaş onun da altını çizelim,
“Benim bildiğim HDP, Kürt Sorunu dahil olmak üzere, Türkiye’nin tüm sorunlarının çözümüne taliptir, irade sahibi siyasi bir aktördür ve elbette muhataptır. Çözümün adresi de doğal olarak TBMM’dir" diyen Demirtaş, "Tabii ki HDP, Kürt sorununun çözümünde tüm tarafların ve her kesimin, açık ve şeffaf katılımını, muhataplığını bilecek siyasi birikime ve deneyime sahiptir. Faydasız ve çoktan tükenmiş tartışmaları gündeme getirmek çözüme katkı sunmaz.”
Bu iki paragrafın arasında söylenenleri tartışmayacağım. Farklı bir yazıda ele alabiliriz. Fakat bu yazının gündemi olmayı hak etmeyenleri, yazının odağını bozmamak için dahil etmeyeceğim.
Yukarıdaki iki cümlenin birleştiği ortak paydayı anlamak için HDP’yi canavarlaştırarak, AKP’ye oy konsolide edenlerin çok sevdiği İspanya’nın Bask bölgesiyle bir kıyaslama yapmakta fayda var.
Bu satırların yazarını okuyanların çok iyi bildiği gibi İspanya’da ETA’nın yan kolu olan ve bunu kabul ve teyit eden Batasuna partisi kapatılmış ve AİHM de bu kapamada İspanya’yı haklı görmüştür.
Aristo mantığını ve işlerine gelen AİHM kararlarını çok seven AKP severlerin üzerine atladığı bu kararın aslında tam da onların tezini çürüttüğü gerçeği ise aslında gün gibi ortadadır.
ETA Bask milliyetçisidir, Batasuna da Bask milliyetçisidir. Ama bütün Bask milliyetçileri ETA’cı değildir. Böyle olduğu için de Batasuna yasaklanmış olsa da Bask bölgesini yöneten partilerin tamamı Bask milliyetçisidir fakat kimse onları ETA’cı yani terörist olmakla suçlamamaktadır. Çünkü onlar ETA’nın yan kolu olarak faaliyet göstermediler.
HER KÜRT MİLLİYETÇİSİ PKK’LI MIDIR?
Gelelim Türkiye’ye…
Aslında hemen hemen İspanya ile aynı durum söz konusudur. Ortada etnik milliyetçilik ve bununla paralel bir silahlı hareket vardır. PKK, Kürt Milliyetçisidir. Peki soru şudur; “her Kürt Milliyetçisi PKK’lı mıdır?”
Bask ile Güneydoğu’yu kıyaslama meraklılarının cevaplaması gereken soru tam da budur.
Türkiye’nin yasalarına göre kurulmuş faaliyet gösteren partisi PKK’nın yan kolu olabilir mi? Mantıksal hukuksal olarak yanlıştır. PKK silahlı bir örgüt hatta zaten adında da yer aldığı üzere partidir. HDP ise Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre kurulmuş bir siyasal partidir.
Bu basit gerçeği anlamak ve Kürt meselesi için kafa yoran herkesi terörist görmemek için sadece İspanya’nın yaşayıp yaptıklarına bakmak yeterlidir. Her Bask milliyetçisinin ETA’cı olmadığını anlayan İspanya, barışı sağlamıştır.
Her Kürt hakkı savunucusunun da PKK’lı olmadığını anlamak ilk adım olacaktır.
Selahattin Demirtaş’ın en ağır bedellerinden birini ödediği bu sürecin, bugün Kılıçdaroğlu ve Demirtaş’ı birbirini tamamlayan cümlelere ulaştırması ise bedelin boşa harcanmadığını göstermektedir.
Avrupa Konseyi’ne dahil ülkelerdeki her 100 terör mahkumundan 97’si bu ülkenin vatandaşı ise bu ülkenin terör tanımı sorunludur.
Fakat bu sadece tanımı yapanların değil tanımlananların da kendilerini bu konuda sorgulaması ile aşılabilecek bir sorundur.
Selahattin Demirtaş hapiste geçirdiği sürecin kendisini hapse atanların ülkede siyaseti kriminalize etme gayretlerinin sonucu olduğunu çok iyi anlamış olmalı.
ÇÖZÜM MECLİS DEĞİLSE NE OLABİLİR?
Bu ülkenin sınırları içinde yaşamaya niyetli ve mecbur olanların birlikte verecekleri kararın yani seçimin tezahürü meclis değilse ne olabilir?
Ülke halkını seçimle gelmiş bir meclisin dışında hangi irade temsil edebilir?
Hangi egemen devlet bir karış toprağından vazgeçer?
Hangi insan ana dilinde konuşmaktan geri durur?
Türkiye’de Kürt sorunu yoktur.
Türkiye’de demokrasi sorunu vardır.
Kılıçdaroğlu ve Demirtaş sorunun nerede çözüleceğini göstermiştir, NOKTA!
Bunlar da ilginizi çekebilir