Manşet

Kılıçdaroğlu: Türkiye’nin Esad’la görüşmesi lazım

Abone Ol

CNN Türk'ye yayımlanan Gece Görüşü programına katılan CHP lideri Kılıçdaroğlu, İdlib savaşını yorumladı. 

Kılıçdaroğlu, "Türkiye’nin çıkarları lehine çözülmesi açısından Esad ile bir görüşme yapmasında büyük yarar var" ifadelerini kullandı.
Bahçeli: İdlib’e yönelik operasyonların Türkiye’nin milli bekasını tehlikeli şekilde yıpratacağı, ağır neticelere davetiye çıkaracağı açıktır

Hürriyet'ten Hande Fırat'ın haberine göre, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk’te “Gece Görüşü” programına bağlanan Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:

İLKELER ÇERÇEVESİNDE “(İdlib konusunda Türkiye ne yapmalı?) Türkiye iki şey yapmalı bunlardan birincisi şu; Esad rejimiyle düşmanlıktan vazgeçip Esad rejimiyle İdlib’deki sorunun çözümü konusunda temasa geçmeli, belli ilkeler çerçevesinde temasa geçmeli. Çünkü Suriye’nin birliği bütünlüğü özellikle toprak açısından çok önemli. Esad artık iç savaşta galip geldi, kazandı. ABD, dünya da artık bunu kabul ediyor. Dolayısıyla Türkiye’nin de bu bağlamda İdlib sorununun Türkiye’nin de çıkarları lehine çözülmesi açısından Esad ile bir görüşme yapmasında büyük yarar var. İkincisi; Rusya’ya, Amerika’ya ve İran’a olası bir göç akının Türkiye için doğuracağı riskleri anlatmalı ve dolayısıyla bu göçün önlenmesi konusunda İdlib ile ilgili verilecek mücadelede Türkiye’nin tezlerinin yakından dinlenmesi gerektiğini onlara anlatmalı. KENDİ AYAĞINA SIKAR (Kimyasal silah ihtimali?) Esad’ın kimyasal silah kullanması ayağına kurşun sıkması anlamına gelir. Çünkü artık iç savaşı kazanan bir aktör. Rusya’nın, Amerika’nın, İran’ın desteğiyle zaten galip geldi. Bütün o radikal grupları büyük ölçüde İdlib hariç temizledi. Dolayısıyla bu ortamda kimyasal silah kullanması demek ayağına kurşun sıkması demektir ve insani açıdan sonuçları felaket olur. Umarım böyle bir hata yapmaz. TUTARLI ÖNLEM ALINMADI (Ekonomik krize karşı atılan adımlar) Ekonomik krizin önlenmesi konusunda şu ana kadar ciddi, tutarlı hiçbir önlem alınmış değil. 13 madde halinde bu ekonomik krizde kısa, orta ve uzun vadede alınması gereken tedbirleri tek tek saydık. Önerilerimize yakın tek bir adım atılmış değil. Örneğin bizim önerilerimizden biri kamudaki israfın önlenmesiydi. İsrafı önlemek konusunda hangi adımı attılar? Kamuoyuna yansıttıklarının aksine merkezden taşraya kadar bütün devlet bürokrasisi israf için ne yapılması gerekiyorsa, hepsini yapıyorlar. LALE DEVRİ YAŞIYORLAR Arjantin’de bakanlar düzeyinde düzenlenen bir G20 toplantısına, Endonezya İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Rudiantara ülkesinden İstanbul aktarmalı olarak THY uçağıyla gidiyor ve THY uçağıyla dönmeye hazırlanıyor. Bizim bakan aynı toplantıya THY yerine devletin özel uçağıyla gidiyor. Dönüşte Endonezyalı bakanı özel uçağa alıyor. Özel uçağa davet etmesi güzel de sen neden THY ile gitmiyorsun. Üstelik Endonezya’nın ekonomik durumu Türkiye’den daha iyi. Oysa tasarrufun tepeden başlaması lazım. Çünkü bizde bir atasözü var: ‘Balık baştan kokar’ diye. 30 Ağustos Resepsiyonu’nun menüsüne bakın; Ejder meyvesinden Liçi meyvesine, Aloevera’dan Zencefilli Somonlu Suşiye... 30 Ağustos menüsünden bakanın özel uçağına kadar hâlâ bir elleri yağda bir elleri balda... Lale devri yaşıyorlar. Ama tablo gerçekten vahim. Yani bakın ‘ağır bir tablo’ demiyorum, vahim bir tablo ile Türkiye karşı karşıya. HAVADA KALAN ÖNERİ (Af konusu) Olduğumuz noktadayız. Affın olabilmesi için Cumhur İttifakı’nın anlaşması lazım. Yani Cumhur İttifakı da anlaşmıyor, kendi aralarında anlaşamıyorlar. Dolayısıyla yapılan öneri havada kalan bir öneri.” YASADIŞI BİR SÜRECİN İÇİNE GİRMEYİZ “(CHP yerel seçimde başka bir partiyle işbirliği yapacak mı?) CHP hukukun üstünlüğüne inanır. Dolayısıyla yasadışı bir işbirliği, yasadışı bir sürecin içine CHP girmez. MHP ile AKP’nin yerel seçimler için özel bir işbirliğine girme arayışları aslında yerel seçim sonuçları açısından önlerine çıkacak olan tablodan korkmalarından kaynaklanıyor. Her parti bağımsız olarak yerel yönetimlere girebilir çünkü işbirliği yapılabileceğine ilişkin bir yasa yok ortada. Bu arada yerel seçimlerde neden ittifak olmaz, onu da söyleyeyim: Çünkü belediye başkanı seçilecek kişi bütün belde halkına hizmet edecektir. Kendisine oy versin vermesin herkese eşit hizmet götürmeye özen gösterecektir. "ÜÇ KENTİ DE ALACAĞIZ" (Bahçeli’nin açıklamaları) Sayın Bahçeli’nin açıklamasına bir şey diyemiyorum. Herhangi bir özel yorumda getirmek istemem. Bir üç büyük kentimiz Ankara, İzmir, İstanbul üç büyük kenti de almaya talibiz, alacağız da. İzmir zaten CHP’li bir belediye başkanı tarafından, kendisine oy versin vermesin herkesi kucaklayan bir anlayışla yönetiliyor. İstanbul ve Ankara’yı da alacağız. Göreceksiniz bunu başaracağız.”