Manşet

Kılıçdaroğlu: Atatürk'e verilmeyen yetki herkesin kandırdığı adama verilecek

Abone Ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmadan satır başları:

"Hiçbir gazetecinin tutuklanmasını istemem. Demokrasinin varlık nedeni medyanın özgürlüğünde yatmaktadır. Cezaevinde 150'ye yakında gazeteci arkadaşımız var. Bir kısmının iddianamesi dahi hazırlanmış değil. Bir baskı döneminden geçtiğimizi biliyorum. 20 Temmuz sivil darbesinin sonuçlarını hep birlikte görüyoruz. 147 gazetecimiz hapiste ama 9 bin işsiz gazeteci var. İşsizlik oranı yüzde 29. 17 bin çalışandan 3 bini sendikalı. Bunlara rağmen inatla, dirençle, kararlılıkla gazetecilik yapmaya çalışan arkadaşlarımız var, önlerinde saygıyla eğiliyoruz.

1921 Anayasası'nda Eğemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir ifadesi yazılır, 1. İnönü Zaferi'nden 10 gün sonra. O savaş kolay kazanılan bir zafer değildi. Dumlupınar'daki savaş zor koşullarda veriliyordu.

ATATÜRK'ÜN SÖZLERİNİ OKUDU 

Cumhuriyet bu şartlarda kuruldu. Ve Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyet kurulduktan sonra söylediği bir cümle vardır: Milletimizin başına gelen bütün felaketler kendi talih ve geleceklerini başka birinin eline terk etmesinden kaynaklanmıştır. Bu kadar acı tecrübeler geçiren milletin bundan sonra egemenliği bir kişiye vermesi kesinlikle mümkün değildir. 

Anayasa değişikliği Meclis'te görüşülüyor. Önceki Genel Başkanımız tarihe geçecek bir konuşma yaptı. Biz demokrasimizin gelişmesini isteyen bir partiyiz. Bizim adımıza konuşan ve tarihe not düşen önceki genel başkanımız CHP'ye yakışan bir konuşma yaptı. Biz her türlü düşünceye saygı gösterirken temel felsefemizin demokrasi olduğunu hiç unutmamız gerekiyor.Herkes bizim gibi düşünmek zorunda değil. 

Anayasa değişiklikleri neden önemli? Anayasalar bir toplumun uzlaşma belgeleridir. Nerede yaşarsa yaşasın, cinsiyeti ne olursa olsun, eğitim düzeyi ne olursa olsun her vatandaş bu kitapçığı eline aldığında bu benim anayasamdır diyebilmeli. Anayasayı önemli kılan her yurttaşın haklarını güvence altına almasıdır. 

Güvence altına haklar güçler ayrılığı ilkesiyle alınır. Şimdi vatandaşımız der ki 1 kişinin elinde olsa ne fark eder. Şöyle fark eder: Bir ülkede yargı bağımsız değilse haklar güvence altında değildir demektir.

Güçler ayrılığının temel felsefesi budur, yasama, yürütme ve yargının birbirini denetlemesidir. Dünyada yetkilerin tek elde toplandığı, akvgasız dövüşsüz bir örnek yoktur arkadaşlar. En son örneği Hitler'dir. Almanya'da seçimle gelmiştir. Kendisinin hukuk danışmanı şunu söyler yargıya: Karar öncesi Führer'e bakacaksınız. Onun bakış açısıyla karar vereceksiniz der. Almanya yeni bir anayasa yaparken direnme hakkını o metne koyar. 

Rahmetli Ecevit'in Başbakanlık yaptığı dönemde de anayasa değişikliği yaptı. Anayasa uzlaşma komisyonu oluşturdu. Partilerin TBMM'deki vekil ağırlıklarına bakmaksızın her siyasi parti de eşit temsil versin der ve anayasa değişikliğini hayata geçirir. Anayasa'nın 38 maddesi değişmiştir! Kavga çıkmış mıdır, hayır! Birileri gibi oylarını açık açık kullanmış mıdır? Hayır. Şimdiye bakıyorum! OHAL var. Kimse korkudan konuşamıyor. Her an herkes tutuklanabilir. Herkesin mal varlığına el konabilir. Anayasa değişikliği yapılacak, Meclis'in etrafında TOMA'lar, polisler. Meclis'e saldırı mı var? Böyle bir ortamda biz anayasa değiştiriyoruz.  

15 Temmuz kontrollü darbe girişiminden sonra 20 Temmuz'da sivil darbe yapıldı. 20 Temmuz'dan itibaren 10 binlerce kişi devletten atıldı, binlerce kişi hapse atıldı, üniversitelerden atıldılar. 20 Temmuz'dan sonra arkadaşlar bir darbe dönemi yaşıyoruz. OHAL kararnameleriyle TBMM'nin vermediği yetkiler kullanıldı. TBMM devre dışı bırakıldı. 12 Eylül darbe döneminde bile böyle olmadı. Yargı siyasi iktidara teslim edildi. Anayasa Mahkemesi dahil demokrasiden ve hukuktan vazgeçildi. 1 milyondan fazla mağdur aile yaratıldı. Açsa ağaç kökü yesinler dediler. 

"ATATÜRK'E VERİLMEYEN YETKİ HERKESİN KANDIRDIĞI ADAMA VERİLECEK" 

Mustafa Kemal Atatürk’e verilmeyen bir yetki bir kişiye verilecek. Üstelik Türkiye’yi felakete sürükleyen bir kişiye verilecek. Üstelik PKK, FETÖ, IŞİD, El Nusra’nın kandırdığı bir kişiye verilecek bu. Bu milli iradeye ihanettir. Cumhurbaşkanı hem valiyi hem de partinin il başkanını atayacak. Bir ilde hangisi devleti temsil edecek? Bu millet aldı seni başbakan yaptı, cumhurbaşkanı yaptı, köşk dedin 1100 odalı saray verdi sana devlet! Daha ne istiyorsun sen! Tarafsız davrandığı sürece hep saygı duyduk! Kendisinden istirham ettim. Allah rıza için teklifi geri çek dedim. Bu sorun sadece Erdoğan sorunu da değil! Yarın bir başkası çıkar ona da aynı yetkiler verilmeye çalışılırsa ona da karşı çıkarız. Başbakanlık tamamen kaldırılıyor. Böylece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kendi ipini çeken bir Başbakanla karşı karşıya kalacağız. Bu anayasa geçerse hükümet TBMM'de güven oyu almayacak. Niçin, bu Meclis zaten ikinci sınıf insan! Otursunlar oturdukları yerde alsınlar aylıklarını!Gelirsin güvenoyunu alırsın! 

Bu anayasa değişikliği yürürlüğe girerse bakanlar hakkında da gensoru önergesi kalkıyor. En azından kürüsye çıkıp şunu şunu yaptın diyecek. O da gelip Meclis'te konuşacak! Kul hakkına saygı duyuyorsan bu anayasaya karşı çıkacaksın. Gazi unvanını alan Meclis'ten de rahatsızlar. Biz milli kurtuluş savaşını vermiş bir ulusun evlatlarıyız. Nasıl kalkar Meclis'i ikinci sınıf bir meclis haline getirirsiniz. Cumhurbaşkanı'na Kanun Hükmünde Kararname verme yetkisi veriliyor. Yarın kalkıp ben içişleri bakanlığını kapattım diyebilir. Müsteşar kim olacak, Vali kim olacak, nitelikleri ne olacak, hepsini o belirleyecek. Herkes çocuklarının geleceği için, Gazi Meclis için oy kullanmalıdır. Birilerine yalakalık için oy kullanılmaz. 

"ŞU ANDA TERÖRE TESLİM EDİLEN BİR DEVLET VAR"

Bütçe hakkını da devrediyorlar. Her vatandaş vergi verir, o vergilerin nereye harcandığına Meclis karar verir. Şimdi gerek yok, bütçe çıkmazsa yeniden değerlenme oranında artar ve yürürlüğe girer. Bu doğru değil! Dünyanın bütün parlamentolarında bütçe hakkı başka bir yere devredilmedi. Bir partinin genel başkanı Anayasa Mahkemesi'nin 15 üyesinin 12'sini atıyabiliyor, bu düzenleme geçerse. Şimdi herkes elini vicdanına koyup cevap versin, bir partinin genel başkanı AYM'ye hakim atarsa o mahkeme güven verir mi? Ve bu Cumhurbaşkanı yeri geldiğinde o mahkemede yargılanacak. Adalet mülkün temelidir. Şu anda devlet yok ortada. Teröre teslim edilen bir devlet var. Terör örgütlerine teslim edilen bir devlet var! İstedikleri yerde istedikleri eylemi yapan bir iktidar var. Devleti yönetemiyorlar! Bunların biran önce görevden çekilmeleri gerekiyor, arları varsa... Her partiden insanımız var! Türkiye bir kişiye teslim edilebilir mi? Türkiye Cumhuriyeti bu kadar onursuz bir devlet mi? Kim olursa olsun biz bunlara karşıyız. Ha bu sistemin aksayan yönleri var mı elbette var. 15 yıldır tek başlarına iktidardalar! Almak isteyip de alamadığınız bir karar var mı? Kanun geldiğinde aksaklıkları düzelttik mi düzelttik. Neden Türkiye'yi böyle dar bir kıskacın içine sokuyorsun! Getirilen bu anayasa değişikliği hangi sorunumuzu çözecek. Terör bitecek, üniversiteler özgür olacak, işsizlik bitecek! Bir allahın kulu çıkıp bunu söylesin! 2 yıldır fiili başkanlık sistemi var!  2 yıl önceki Türkiye mi daha iyi şimdiki Türkiye mi? OSTİM'e bir gitsinler, esnafa sorsunlar! Dolar almış başını gidiyor. Sesleri çıkıyor mu? Vatandaşa dolar bozdurun diyorlardı. Sanki vatandaşın cebi dolar dolu  da! Vatandaşın cebinde Türk lirası bile yok. Freni patlamış kamyon gibi gidiyoruz. 

Şu anda hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok! Sevgili vatandaşlarım, biz ülkemizde yaşarken görüş ayrılıklarımız olabilir. Ayrı partilerin üyesi de olabiliriz. Ama bir ortak paydada birleşmemiz lazım, o da demokrasidir. bu ülkede huzur içinde yaşamak istiyoruz. Farklı düşünceler bir toplumun gelişmesini sağlar. Demokrasi kısmen güçlü olan bütün Arap dünyasının imrendiği Türkiye'yi Peşaver'e çevirdiler. Neredeyse her hafta sonu bir eylem bir olay oluyor.