CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Yurt Dışı Temsilcilikleri Maltepe Buluşması'nda konuşuyor. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının satır başları: CHP'li olmak kolay değildir. CHP'li olmak demek yolsuzlukalra karşı çıkmaktır. Her kuruşun hesabını vermektir. Hesap vermeyi namuslu bir görev olarak bilmektir CHP'li olmak. Bize her türlü saldırı yapıldı. Bugün de yapılıyor. Çünkü yıkamadıkları tek kale CHP'dir. Düne kadar vesayet vesayet diyorlardı. Şimdi demokrasiye tahammül edemiyorlar. Türkiye 20 Temmuz darbesi sonrası ağır sorunlarla karşı karşıya. Bütün yetkiler bir kişiye bağlı. Yargı bağımsız karar veremiyor. Suçsuz insanların hapse atıldığını, gazetecilerin, üniversite öğrencilerin hapse atıldığını, üniversitelerin susturulduğunu biliyoruz. Biz şu anda Türkiye'de demokrasi isteyen bütün dünyanın umuduyuz. '25 HAZİRAN SABAHI İLK İŞ OHAL'İ KALDIRMAK OLACAK' Ne yapacağız? 25 Haziran sabahı uyandığımızda ilk iş, OHAL'i kaldırmak olacak. Güçler ayrılığını güçlendireceğiz. Darbe hukukundan arındırılmış bir Anayasa yapacağız. Kimliği, siyasi bakışı ne olursa olsun herkes için demokratik, özgürlükçü bir Anayasa yapacağız. Ekonomi sorunu. Faizlerden şikayet ediyorlar. Günaydın Recep Bey. Gözlerinden öpüyorum senin. Nihayet faizi anladın. Daha güzel bir şey söylüyor: 'Bizim faizi aşağı çekmemiz lazım!" E güzel! ABD'de, İsrail'de, Avrupa'da böyle mi, böyle! İtiraf ediyor. Bizde aşağı çekiliyor diye. Sen faizcisin. Bizim öyle bir niyetimiz yok. Oyuna geliyoruz diyor. Düne kadar kandırıldık diyordu, bugün de oyuna geldik diyor. 151 milyar dolar bir avuç tefeciye faiz ödedi bu millet. 687 milyar lira da ülke içinde faiz ödedi. "Faizi aşağı indirmeliyiz"; indir kardeşim! Merkez Bankası elinde, BDDK emrinde. Neden indirmiyorsun? Yakayı tefeciye kaptırmışsın. Bir ülkenin yöneticileri yakayı tefecilere kaptırmışsa, onu oradan alaşağı etmek bizim görevimizdi. Bu beladan Türkiye nasıl kurtulur. Üretim. Eğer bir ülke üretmezse, tefecilere çalışırsa sonuç milyonlarca gencimizin işsiz olması demek. Biz bunu yapabiliriz. Bilgimiz, birikimimiz buna yeter. Türkiye nasıl yöentilir? En zor zamanlarda en zor kararları alan CHP'dir. Hem iktidarsın hem şikayet ediyorsun. Millet seni oraya sorunları çözmen için seçti. Şimdi bu sorunları çözme imkanları yok. ''EĞİTİM TAMAMEN PARASIZ OLACAK'' Eğitim. Tüm sorunların kaynağı eğitimde yatar. Bilgili insanlar yetiştirirseniz Türkiye kalkınır. Anneler çocuklarını hangi okula gönderecek, çocuklar hangi sınava girecek belli değil. Cumhuriyet tarihinde ilk kez okullar 'niteliksiz okul' diye tanımlandı. Biz ne yapacağız? Tam gün eğitim olacak. Çocuk sabahın köründe niye okula gidiyor? Makul saatte gider. Ücretsiz kahvaltısını yapacak. Eğitim tamamen parasız olacak.Öğretmenleri ayrı tutacaksınız. Nasıl hakimleri ayırıyorsanız onları da ayırıp yücelteceksiniz. 4. büyük sorunumuz toplumsal barış. Kimliğe, yaşam tarzlarına saygı duyacağız. İnanç, kimlik siyaseti ve yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmayacağız. Önümüzdeki seçimlerde sandığa gideceğiz. Oyumuzu kullanacağız. Komşumuzu da ikna edeceğiz. Oy kullanmak hepimizin temel görevi olmalı."Darbe hukukundan kısmen ayırdık. Yüzde 10 seçim barajını kaldırdık. Gönül ister ki her parti için kalksın. Önümüzdeki seçimlerde sandığa gidip oy kullanacağız. Arkadaşlarımızı komşumuzu ikna edeceğiz. Beraberce gidip temel görevimizi yerine getireceğiz. Birlikte yaşamanın ne kadar güzel olduğunu bütün dünyaya anlatmanın yolu o günden geçer. "HİÇBİR ÜLKEYLE BARIŞIK DEĞİLİZ" Diğer sorun da dış politika. Düne kadar bir problemde bizim kapımız çalınırdı. Hiçbir ülkeyle barışık değiliz bugün. Bunu ancak ve ancak biz düzeltebiliriz. Size CHP'nin Genel Başkanı olarak söylüyorum. Sözüm söz, en geç 4 ay içerisinde Ortadoğu'nun bütün sorunlarını biz çözeceğiz. ABD ve Rusya ile, AB ile iyi ilişkiler kuracağız. Bizim bilgimiz buna müsait. Çünkü biz yurtta barışın ve dünyada barışın ne kadar kıymetli olduğunu biliyoruz. Yurt dışından birliklerimizin temsilcileri geldiler. Hoş geldiler, sefa getirdiler. Yurt dışında çalışan vatandaşlarımız için de aynısını söylüyorum. Orada 1-2-3. kuşak olarak oradalar. Artık kendi vatanları olarak görüyorlar. Ama atalarını unutmuyorlar. Siz bulunduğunuz ülkede demokrasi içinde yaşıyorsunuz ve bunun ne kadar kıymetli olduğunu görüyorsunuz. Biz bütün ülkelerle barışık olacağız. Size düşen görev burada anlattklarımızı, gidip orada da anlatmaktır. Çünkü 24 Haziran'da sandığa gideceğiz. Bu bir yol ayrımı seçimidir. Ya diktadan yana ya da demokrasiden yana bir tavır koyacağız. Dikta yönetimlerinin topluma hangi maliyetleri yüklediğini en iyi Avrupa bilir. Almanya, İspanya ve İtalya'da halk çok ağır bedeller ödemiştir. Biz halk ağır bedeller ödesin istemiyoruz. Güzel bir gelecek inşa etmek istiyoruz.