İzmir Atatürk Lisesi'nin “Medeniyet ve Değerler Protokolü” kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından TÜGVA'ya (Türkiye Gençlik Vakfı) devrine tepkili. Protokole göre, vakıf kendine tahsis edilen bazı dersliklerde  İslami eğitim faaliyetleri verecek. Öğrenciler ve mezunlar seslerini sosyal medyada #ialdireniyor etiketi üzerinden duyurmaya çalışıyor. Öğrenciler, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, bu faaliyetlerin laikliğe aykırı olduğunu ve kız-erkek öğrencilerin yanyana oturtulmadığını belirtti. Öğrenciler, laiklik karşıtı faaliyetlerin bardağı taşıran son damla olduğunu dile getirdi. Öğrenciler paylaşımı, İzmir Atatürk Lisesi marşında geçen "Ebediyen var olsun, İzmir Atatürk Lisesi" ifadeleriyle paylaştı. İz Gazete'den Yağız Barut'un haberine göre ise mezunlar derneği, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bir şikayet dilekçesi yazdı. Dilekçede, Mustafa Kemal Atatürk'ün adını taşıyan ve bakanlar, yöneticiler yetiştiren bir kurumda laiklik karşıtı faaliyetlerin gerçekleşmesinin mezunlar arasında infial yarattığı belirtildi. Dilekçenin tamamı şöyle: “Bakanlığınızın imzaladığı bir protokol sonucu okulumuzun dersliklerinin ve konferans salonunun ‘Yaz Kursu’ amacıyla süreli olarak bir vakfa tahsis edildiği, ancak burada gerçekleştirilen faaliyetlerde Anayasa’nın temel ve değiştirilemez maddelerinin açıkça ihlal edilerek laik, demokratik hukuk düzenine, Atatürk İlke ve İnkılaplarına aykırı bir kısım çalışmaların yapıldığı yönündeki iddialar, görüntüler ve video kayıtları sosyal medyada ve ulusal basında yer almıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün adını taşıyan, ülkemizin Milli Eğitim Sisteminin kurucularının yetiştiği, içinden Başbakanlar, devlet adamları, sanatçılar, sporcular çıkartan okulumuzda iddia edildiği gibi bu tarz faaliyetlerin gerçekleştirilmesi gerek mezunlarımız gerek İzmirlileri gerekse de yurttaşlarımız arasında büyük üzüntü ve infial yaratmıştır. Derneğimize bu konu ile ilgili olarak mezunlarımız ve yurttaşlardan yoğun şikayet ve tepki gelmektedir. Her ne kadar söz konusu faaliyet okulumuz öğrencileri, öğretmenlerini kapsamıyor ve okulumuzun genel eğitim müfredatı ile ilgili gözükmüyor olsa da başta Anayasamız olmak üzere Milli Eğitim müfredatı ve mevzuatına aykırı olduğu; kız ve erkek öğrencilerin birlikte oturmasına müsaade edilmediği, özellikle gerçekleştirilen seminerde din, ırk ve mezhep ayrımcılığı içeren ifadeler kullanıldığı yönünde kuvvetli delalet ve kanaatler bulunmaktadır. Kimlerin hangi içerikte ve kaç öğrenciye kurs adı altında eğitim verdiğine dair mevcut okul idaresinin hiçbir bilgi ve kontrole sahip olmadığı da, medyada yer alan haberlerden müşahade edilmiştir. Ekte yer alan görüntüler ve yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda, Milli Eğitim Müfredatı ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu kapsamında işlem yapılarak; Okulumuz sınıfları ve konferans salonunda gerçekleştirilen Anayasa ve Milli Eğitim Müfredatı’na aykırı faaliyetlerin durdurularak devamına izin verilmemesinin gereğini talep eder, bilgilerinize sunarız.” MUSTAFA BALBAY: ATATÜRK LİSESİ'NDEN ELİNİZİ ÇEKİN CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay da, okulun tahsisi hakkında Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'a soru önergesi verdi. "1888 yılında eğitim ve öğretim hayatına başlayan İzmir’in en köklü okullarından İzmir Atatürk Lisesi, Cumhuriyet’in eğitim sistemini kuranları yetiştiren bir bilim yuvasıdır. Bakanlığı buradan uyarıyorum; Atatürk Lisesini karanlık hedeflere alet etmeyin. Atatürk Lisesi’nden elinizi çekin" diyen Balbay, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ensar Vakfı, Birlik Vakfı, Türkiye Gençlik Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi vakıflara görevlerini devrederek eğitim alanında hiçbir uzmanlığı olmayan bu vakıfların milli eğitim sistemimize ortak edilmesinin eğitim sistemimizi cehalet yuvası haline getireceğini vurguladı. Balbay, “FETÖ’nün eğitim sistemine vermiş olduğu zararları hepimiz gördük. Eğer siz Bakanlık olarak milli eğitim sistemini eğitim alanında hiçbir uzmanlığı olmayan kimi AKP’li bu vakıflara ortak ederseniz, bu durum eğitim sisteminde yeni bir yapılanmaya yol açarsa bunun sorumlusu kim olacaktır?” ifadelerini kullandı 1. Bakanlığınız ve Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) arasında imzalanan “Medeniyet ve Değerler Protokolü” kapsamında, Türkiye Gençlik Vakfı’nın İzmir Atatürk Lisesi’nde, İslami eğitim adı altında “ders” faaliyetlerine başlaması ve devlet okulları dersliklerinin bu vakfa tahsis edilmesi laik ve demokratik eğitim sistemimize aykırı değil midir. 2. Türkiye’deki devlet okulları dersliklerinin ne kadarı bu vakfa tahsis edilmiştir? Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu vakıfların dışında protokol imzaladığınız ve anlaşma yaptığınız kaç vakıf veya kuruluş vardır? 3. Bakanlık olarak Ensar Vakfı, Birlik Vakfı, Türkiye Gençlik Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi vakıflara görevlerinizi devrederek eğitim alanında hiçbir uzmanlığı olmayan kimi AKP’li bu vakıfların milli eğitim sistemimize ortak edilmesi eğitim sistemimizi cehalet yuvası haline getirmez mi? 4. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yüksek istişare kurulu üyelerinden biri olduğu bu vakfın İslami eğitim adı altında devlet okullarında hüküm sürmesi ne kadar doğrudur? 5. FETÖ’nün eğitim sistemine vermiş olduğu zararlar ortadayken, Bakanlığınızın bu vakıflara ortak edilmesi Milli Eğitim sisteminde yeni bir yapılanmaya yol açarsa bunun sorumlusu kim olacaktır? 6. Bakanlık olarak İzmir Atatürk Lisesi öğrencilerinin ve velilerinin rahatsızlık duyduğu bu faaliyeti devam ettiren vakıf ile ilgili hangi kararları almayı düşünüyorsunuz?