CHP tarafından verilen önergeye kabul oyu verilmesini isteyen Poyraz, tuğla çekme tartışmalarını hatırlattı.
İYİ Partili Uğur Poyraz, faili meçhul cinayete kurban giden aydınlar ile birlikte failleri tamam anlamı ile yargılanmayan aralarında Ali Gaffar Okan cinayetine ilişkin CHP Meclis'e önerge verdi. Önerge hakkında Genel Kurul'da konuşan Poyraz, kabul oyu kullanılmasını istedi.
Poyraz konuşmasında failli meçhul cinayetlere ilişkin iktidara sert mesajlar verdi ve şu ifadeleri kullandı:
"Her cinayetin faili meçhuldür. Devlet, önce bu failleri meçhul olmaktan çıkarır, aleni hale getirir, yargılar, cezasını verir. Devlet suçu ve suçluyu övmez, övdürmez. Siyaset; suçun kim tarafından, hangi amaçla işlendiğine bakmaksızın ret eder. Suçluyu himaye etmez, kutsamaz. Bu olması gerekenler.
Olana gelirsek; işte; o da, bu önergenin konusu. Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Gaffar Okan ve sayamadığımız diğerleri. Ayakkabısındaki delikle, yerde yatan Hrant Dink’in, halen bitirilmeyen kamu görevlileri davası… Sinan Ateş’in, başkentin ortasında külliyeye 900, iktidar Partisine 500 metre mesafede işlenen cinayeti… Biri Ermen, biri Türk; biri gazeteci, biri akademisyen. İkisi de evlat, baba, eş… İkisi de bu toprakların çocukları.
Bu önergeyle; tetiği çeken, emanet bıçaklardan bahsetmiyorum; yardım eden, iradesi ipoteklenmiş, kuklalardan bahsetmiyorum, devletin memuru olmak yerine; kendisini devlet sanan ve hatta görevi gereği, kendisine duyulan güvene ihanet eden, kullanışlı aparatlardan da bahsetmiyorum. Toplumsal barış ve huzurumuzu hedef alan, gerçek iradeden bahsediyorum. Yani meçhul olan failden…
Devletin, bulup, ifşa edip, yargılayıp, cezalandırması gerekenlerden bahsediyorum. Devlet kutsal değil, saygın olur. Saygınlığı da vatandaşına ihtimamı ile ölçülür. Devlet, taraf değil adildir. Vatandaşın, devlet karşısındaki güvencesi de hukuktur. Devlet, hukuka uygun karar tesis eder ve uygular.Devlet, vatandaşında şüphe yaratmaz, Polisiyle jandarmasıyla, hakimiyle savcısıyla suç ve suçlu ile sonuna kadar mücadele eder. Mücadelenin öncülü ise önlemektir. İstihbarat birimlerimiz de bu önleyici sürecin başrolüdür.
Mesela 10 Ekim 2015’te Ankara’da 109 insanımızın can verdiği Gar patlaması. Bomba malzemesi tedarik edip, teröristleri de Ankara’ya getiren Yakup Şahin hakkında, patlamadan önce Nizip Emniyetine gelen ihbarı, Terörle Mücadele, İstihbarata bildiriyor. Hedef şahsa fiziki takip yerine sadece teknik takip yapılıyor. Patlamadan sonra bu bilginin raporlanmasına rağmen; soruşturma dosyasında olmaması dikkat çekici olduğu kadar düşündürücü.
Yani konumuz faillerin meçhul olması değil, konumuz failleri bulma, ifşa etme, yargılama ve cezalandırma iradesinin meçhul olmasıdır. Büyük Türk Milleti huzurunda, milletin vekilleri olarak, siyasi kariyerlerimiz değil milletin huzur ve güveni için varız. Şer duvarlarından bir tuğla çekmek değil, devlet ile millet arasında örülen duvarları, örenlerin, altında kalacakları şekilde, milletten aldığımız yetkiyle, sizler onay verirseniz bugün hep beraber , vermezseniz bir gün muhakkak biz başlarına yıkacağız.”
ü
ü