İsrail-Türkiye ilişkileri hız kesmiyor: Ticaret hacmindeki yeni hedef 8 milyar dolar
İsrail’in Türkiye Büyükelçisi Eitan Naeh, Türkiye ile ticaret hacminin bugünkü miktar olan 4 milyar doların iki katına çıkarılabileceğini söyledi. İki ülke arasında enerji işbirliği yapılması için de çalışmalar hızlandırıldı
Ankara’da diplomasi muhabirleriyle bir araya gelen Naeh, iki ülkenin yaklaşık 4 milyar dolar olan ticaret hacminin potansiyelinin aslında bunun iki katı olduğunu, birkaç yıl içinde 8 milyar dolarlık hedefin yakalanabileceğini söyledi:
“Bu potansiyele sahibiz. Kararlılık ve güvene dayalı ilişkimiz çerçevesinde bu hedefi tutturabiliriz. İsrail’e daha fazla yatırım yapılmasını istiyoruz. Bazı zorluklara rağmen Türk ekonomisine güveniyoruz.”
İsrailli ve Türk ekonomi bakanlarının önümüzdeki aylarda karşılıklı ziyaretlerde bulunması bekleniyor. İsrail’le ilişkiler normalleştikten sonra İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz, 13 Ekim'de Dünya Enerji Kongresi’ne katılmak üzere İstanbul’a gelmişti.
Türkiye'den bu ülkeye bakan düzeyinde ilk ziyareti de 7 Şubat'ta Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı yapmış, Tel Aviv’deki Akdeniz Turizm Fuarı’na katılmıştı.
İsrail güvenlik güçlerinin 31 Mayıs 2010'da Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine saldırısı sonucu 10 Türk vatandaşının hayatını kaybetmesi, iki ülke ilişkilerinin kopmasına neden olmuştu. İlişkiler, İsrail’in özür dilemesi, kurbanların ailelerine ödenecek tazminatı Türkiye'ye iletmesi ve Gazze’ye insani yardımların başlatılmasıyla Haziran sonunda imzalanan mutabakat çerçevesinde normalleşme sürecine girmişti. Son olarak iki ülkenin büyükelçileri karşılıklı olarak göreve başlamıştı.
YAZ SONUNDA DOĞALGAZ ANLAŞMASI İMZALANABİLİR
Aralık ayında Ankara’ya atanan Büyükelçi Naeh, enerji konusunda da işbirliği için görüşmelerin sürdüğünü söyledi ve Kıbrıs sorununun çözümünün önemli olduğunu vurguladı:
“İki ülke arasındaki enerji işbirliğini artırma niyetimiz var. Bu doğrultuda Kıbrıs sorununun çözümü önemli, doğalgaz projelerinin hızlanması bu sayede sağlanabilir. Kıbrıs sorununun çözümü tüm taraflar için bir kazan-kazan durumu olur.”
İsrailli diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre bu konuda en büyük adım, Ekim ayında İstanbul’da İsrail Enerji Bakanı Steinitz ile Türk mevkidaşı Berat Albayrak’ın görüşmesi oldu. Ardından Kasım ayında İsrail Enerji Bakanlığı’ndan bir heyet İstanbul’a geldi. Ocak ayında da Türk Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan müsteşar yardımcısı düzeyinde temsil edilen bir heyet İsrail’e giderek işbirliğinin detaylarını görüştü.
Kaynaklar, çalışmaların hızlandırılması halinde yaz sonunda bu konuda bir anlaşma imzalanabileceğini ve İsrail açıklarındaki Leviathan sahasından Türkiye’ye bir doğalgaz boru hattı inşa edilebileceğini belirtiyor.
İsrail Enerji Bakanı Steinitz de, Ekim ayında Albayrak’la yaptığı görüşmenin ardından İsrail basınına, yaz sonunda Türkiye ile enerji anlaşması imzalanabileceğini açıklamıştı.
Kaynaklara göre, bu hattın inşası bir buçuk yılda tamamlanabilir. İsrail’e sık sık saldırılar düzenleyen Hizbullah’ın etkin olduğu Lübnan ve iç savaşın sürdüğü Suriye açıklarından da geçecek olan boru hattının güvenliği için ise, ‘derinlik’ formülü üzerinde duruluyor. Akdeniz’in altından geçirilmesi planlanan hattı korumak için İsrail Donanması da görev yapabilir.
İsrail’de bazı iletim boru hatlarının işletmecisi olan İsrailli Eilat-Ashkelon Boru Hattı Şirketi (EAPC) de 25 Kasım’da, Türkiye ile İsrail arasında yapılabilecek yaklaşık 500 kilometrelik bir doğalgaz boru hattı için imkânları ve mâliyeti araştıracağını açıklamıştı.
İsrail’den Ceyhan’a yapılacak bir doğalgaz boru hattının, yapımı süren TANAP’la ve TAP’la birleştirilerek Avrupa’ya daha fazla miktarda doğalgaz taşıma olasılığı var. İsrail’den TANAP’a uzanacak böyle bir hat için henüz bağımsız bir kuruluş tarafından mâliyet hesabı yapılmadı. Ancak İsrail basınına göre EAPC, mâliyetin yaklaşık 2,5 milyar dolar olacağını tahmin ediyor.
2010 yılında keşfedilen Leviathan sahasında en az 20 trilyon metreküplük üretilebilir doğalgaz var. Kaynaklara göre bu doğalgaz 2019 sonunda çıkarılıp ihraç edilebilir hale gelecek.
DOĞALGAZ İÇİN TEK SEÇENEK TÜRKİYE DEĞİL
İsrail’in tek opsiyonu bu değil. Leviathan’dan çıkarılan doğalgazın Ürdün’e ihraç edilmesi için Ürdün ile Leviathan sahasında çalışan enerji şirketi Noble arasında, Eylül ayında bir anlaşma imzalandı. Bu, İsrail’in Leviathan sahasından ikinci bir ülkeye yapacağı ilk doğalgaz satışı olacak.
İkinci opsiyon da Leviathan’dan Kıbrıs’a, oradan da Girit ve Yunanistan’a uzanacak, yaklaşık iki bin kilometrelik Doğu Akdeniz Boru Hattı projesi. Daha önce bu hattın kârlı olmadığının söylendiğini belirten kaynaklar, artık bunu ‘yapılabilir’ olarak görüyor. Sebebi de teknolojinin gelişmiş olması.
Ancak teknik olarak yapılabilir olsa da, bu hattın siyasi anlamda soruna yol açmaması için öncelikle Kıbrıs sorununun çözülmesi gerekiyor.
Avrupa Komisyonu’nun yaptığı çalışmaya göre, henüz planlama aşamasında olan Doğu Akdeniz Doğalgaz Hattı’nın yıllık 16 milyar metreküp doğalgazı Avrupa’ya taşıması öngörülüyor. Avrupa Komisyonu’nun ‘Ortak Çıkar Projesi’ kabul ettiği ve mâli destek taahhüt ettiği hattın mâliyeti, İsrail Enerji Bakanlığı’na göre 5,7 milyar dolar.
2017 yılı başlarında, planlanan Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı güzergâhındaki sahalarda da rezerv araştırması yapılacak.
“İRAN EN BÜYÜK TEHDİT”
Eitan Naeh, Ortadoğu bölgesinde en büyük sorun olarak İsrail-Filistin meselesinin gösterilmesine de karşı çıktı. Bölgedeki sorunlarla ilgili olarak İran’ı suçladı:
“Ortadoğu bölgesi için en büyük tehdit İran’dır. Sadece İsrail için değil, tüm bölgenin barış ve istikrarı için en öncelikli tehdit, İran’ın bölgeye olan ilgisidir.”
Büyükelçi, "İran’ı tehdit olarak gören herkesle bu konuda işbirliğine gidilebileceğini" belirtti.
19 Şubat’ta Münih’te düzenlenen Güvenlik Konferansı’nda konuşan İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman da, “Bölgenin üç büyük sorunu var; İran, İran, İran” demiş ve Körfez ülkelerine çağrı yapmıştı:
“Bence İran’ın nihai hedefi, Suudi Arabistan’ın istikrarını ortadan kaldırmak.
İlk kez bölgedeki Sünni rejimler en büyük güvenlik tehdidin İsrail değil İran ve onun vekâlet savaşları olduğunu fark ediyor. Bölgede diyaloğa biz de açığız. Bölgedeki ılımlılar bir araya gelmeli.”
Bunlar da ilginizi çekebilir