İngiltere’de sosyal hayatın tam ortasındaki mekanlar: Publar
Pub ismi, alkollü içkilerin satıldığı ve yerinde tüketildiği mekanlar olan “public house”un kısaltılmış hali. Bir zamanlar halk gösterişli restoranlara gidemediğinden mütevazı publar açılmaya başlamış. Öyle ki, tipik bir İngiliz kasabası bir kilise ve pub’ın etrafında kurulurmuş.
Bundan yıllar önce Londra’ya ilk geldiğimde şehirdeki pubların çiçeklerle bezeli dış cephelerine bayılmış, iç dekorasyonlarının o kendine has halini ise ayrı sevmiştim. Ancak burada yaşamaya başladım başlayalı, pubların İngiliz sosyal hayatındaki ve kültüründeki yeri daha çok dikkatimi çekmeye başladı.
2019’da yayınlanan resmi rakamlara göre Birleşik Krallık’ta 47 bin 200 pub var. Bunların neredeyse yarısı kişilere ait işletmeler, 10 bin kadarı bira üreten şirketlere (brewery), kalanı da özel şirketlere ait zincirler. İngiltere’deki pubların hatırı sayılır bir kısmı çok eski; eski derken öyle 50-60 yıllık işletmelerden söz etmiyorum, ülkede 1600’lü yıllardan günümüze kalan publar var. Hatta bir tanesi, evime 200 metre uzaklıkta, ilk ismi The Bell olan, şimdiki adıyla The Fox: Tam 350 yaşında bir büyükbaba, 1670 yılından beri orada.
Pub ismi, alkollü içkilerin satıldığı ve yerinde tüketildiği mekanlar olan “public house”un kısaltılmış hali. Eski zamanlarda, orta sınıf halk zengin kesim gibi gösterişli restoranlara gidip yemek yiyemediğinden daha mütevazı yerler olan publar açılmaya başlamış. Öyle ki, o zamanlar tipik bir İngiliz kasabası bir kilise ve bir pub’ın etrafında kurulurmuş. Şimdilerde de, İngiltere’deki hemen her mahallenin kendi pubı var ve bazılarının müdavimleri arasında ünlü yazarlar, ressamlar, şairler, politikacılar yer alıyor.
BİR GARİP İSİM GELENEĞİ
İngiltere’deki pubların ilginç isimleri dikkatli bir gözün mutlaka ilgisini çekecektir. Altın rengi albenili harflerle yazılmış, kapısının yanında devasa bir arma salınan pek çok tuhaf isimli pub var ülkede. Örnek mi? Mesela Tavşan ve Tazı, Uçan At, Kedi ve Krema Tası, Sarhoş Ördek, Kuğu, Kralın Kafası. Bir yabancıya son derece tuhaf görünen bu isimlerin ardında yine bir tarihi gerçek yatıyor: Yüzyıllar önce, pubların ilk açılmaya başladığı dönemlerde, halkın büyük kesimi okuma yazma bilmediğinden, publar kapılarına dikkat çekici resimler ve semboller koyarlar ve o şekilde tanınırlarmış; işte bu semboller ve resimler zamanla pubların adı haline gelmiş.
Publar, İngiliz kültürünün ve sosyal hayatının çok önemli bir parçası. Hayatın normal akışında durup soluklanabileceğiniz, yemek yiyebileceğiniz, bir şeyler içebileceğiniz, birileriyle buluşabileceğiniz herkese açık ve samimi mekanlar. Çoğunun dekoru ev gibi sıcak, rahatça sohbet edebilmek için çeşitli köşeler oluşturulmuş. Pek tabii ki, pubların kapıları kendi mahallesindeki müdavimlerine her daim açık ama yoldan geçerken girenleri de aynı sıcaklıkla ağırlıyorlar. Publarda öğleden sonra bir masada okuldan çıkmış bir öğrenciyi ders çalışırken görebileceğiniz gibi, işini bitirdikten sonra birasını yudumlayan bir duvar ustasını, iş çıkış saatinde eve dönüş öncesi mola vermiş kalabalık bir çalışan grubunu da görebiliyorsunuz. Bu arada, tanımadıkları kişilerle konuşmama konusunda neredeyse yeminli olan İngilizlerin bu kurallarının dışına çıktıkları tek yer publar, yabancılar arasında sohbet sadece pub ortamında hoş görülüyor.
Sosyal hayat demişken, maç günleri ve hafta sonları pubların en kalabalık olduğu zamanlar. Birçok pub, pazar günleri “Sunday Roast” yani Pazar Rostosu yapıyor, aileler ve arkadaş grupları fırınlanmış patates ve yanında geleneksel soslar ile leziz bir rostonun etrafında toplaşıyor. Ama daha da şamatalı bir ortam isteyenlere İngiltere’ye özgü bir eğlenceden söz edebilirim: Pub quizler. Pek çok pub, ayda birkaç kere belirli temalar etrafında bilgi yarışmaları düzenliyor. Sembolik bir ücret ödeyerek bu quizlere katılabiliyor ve bir yandan arkadaş grubunuzla diğer ekiplere karşı yarışırken, bir yandan keyifle atıştırabiliyorsunuz. Bu arada, bu quizlerde isim yapmış ve sonrasında televizyon yarışmalarında ülke çapında ünlenmiş isimler bile var. Örneğin İngiltere’nin ünlü yarışma programı The Chase ekibinden Mark Labbett bu işlere ilk pub quizlerden başlamış.
BİRALAR BENDEN!
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
İstanbul'da deprem meydana geldi