Cumhuriyet yöneticisi, yazarı ve çalışanı 19 kişi hakkında hazırlanan iddianame geçen hafta ortaya çıktı. İddianamede 106 haber delil ve dayanak, 149 tweet, 17 gazeteci ve gazete yöneticisi de tanık olarak yer aldı Hala Ağır Ceza Mahkemesi’nde olan iddianameyi, AKP iktidarına yakın Yıldıray Oğur’dan, Hürriyet’ten Ertuğrul Özkök’e kadar farklı kanatlardan gazeteciler de eleştirdi. Bianet'ten Haluk Kalafat, Elif Akgül ve Çiçek Tahaoğlu'nun Cumhuriyet iddianamesini inceledikleri haber şöyle: İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Akif Ekinci ve İstanbul Cumhuriyet Savcısı Yasemin Baba tarafından hazırlanan iddianame birçok açıdan sorunlu. Toplam 306 sayfadan oluşan iddianame bozuk bir Türkçeyle yazılmış. Dosya üzerinde inceleme yaparken, Word Office programı birden fazla kez “Cumhuriyet iddianamesi.docx'ta görüntülenemeyecek kadar çok yazım ve dilbilgisi hatası var” uyarısında bulunuyor. İddianamenin PKK, FETÖ ve DHKP-C örgütlerinin anlatıldığı kısımların dışındaki bölümlerin ağırlıklı kısmı Cumhuriyet haberleri ile Cumhuriyet ve gazete yazarları hakkında çıkan haber, röportaj ve makalelerden oluşuyor. Dosyada şüpheli olarak yer alanların tweetleri de bir başka “suç delili”. Tanıklar İddianamede yer alan 17 tanıktan 13 gazeteci veya yazar. Tanıklar arasında Cumhuriyet Vakfı yöneticileri, Cumhuriyet çalışanları, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube Başkanı ve hem muhalif hem de iktidara yakın gazeteciler bulunuyor. Tanık olarak yer alan isimler şöyle: İnan Kıraç (Cumhuriyet Vakfı eski Yönetim ve Danışma Kurulu üyesi, iş insanı), Alev Coşkun (Cumhuriyet Vakfı eski Yönetim Kurulu üyesi, siyasetçi), Mustafa Pamukoğlu (Cumhuriyet Vakfı eski Denetim Kurulu üyesi, Aydınlık yazarı), Nevzat Tüfekçioğlu (Cumhuriyet Vakfı eski Yönetim Kurulu üyesi), Şükran Soner (Cumhuriyet Vakfı eski Yönetim Kurulu ve Danışma Üyesi, Cumhuriyet yazarı), Nail İnal (Cumhuriyet Vakfı eski Yönetim Kurulu Üyesi), Talat Atilla (Gazeteci, Perde Arkası programı), Rıza Zelyut(Aydınlık yazarı), Mehmet Faraç (Cumhuriyet gazetesi eski yazarı), İbrahim Yıldız (Cumhuriyet gazetesinin eski Yazı İşleri Müdürü ve eski Genel Yayın Yönetmeni), Latif Erdoğan (Gazeteci), Hüseyin Gülerce (Zaman Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı,  Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı eski Mütevelli Heyet Başkanı), Cem Küçük (eski Star yazarı), Ali Açar(Cumhuriyet muhabiri, TGS İstanbul Şube Başkanı), Miyase İlknur(Cumhuriyet muhabiri), Aykut Küçükkaya (Cumhuriyet Gazetesi Haber Koordinatörü), Ceyhan Mumcu (gazeteci). Gazeteci tanıklar ne dedi? İfadedeki XI. bölümün başlığı "Yayın Politikası Değişimi Ve Cumhuriyet Gazetesi Eski Yazarları İle Diğer Yazarların Tasfiye Sürecini Anlatan Tanık Beyanları". Bu bölümde gazetenin yöneticileri, çalışan gazetecileri ve diğer gazeteciler bulunuyor. Şükran Soner Cumhuriyet Vakfı eski Yönetim Kurulu ve Danışma Üyesi, -halen- Cumhuriyet Gazetesi yazarı. İfadesi 1 Kasım 2016’da alınmış. Soner Cumhuriyet gazetesinde uzun yıllar görev aldığını anlatmış. [Savcı Soner’in ifadesinde suçlayıcı hiçbir nokta bulamamış.] Talat Atilla İddianamede “gazeteci yazar” yazar olarak geçiyor. Cumhuriyet Vakfı’nda yaşanan yönetim değişikliğinin “FETÖ/PDY’ye mensup kişilerin Vakıflar Genel Müdürlüğünde de etkin olabileceği kanısını uyandırdığını” söylemiş. Atilla, tespitlerini “açık kaynaklardan elde ettiği bilgilere dayandığını” da söylemiş. Rıza Zelyüt Gazeteci yazar. Aydınlık gazetesinde yayınlanan “Medyadaki kripto FETÖ'cüler çalışıyorlar" köşe yazısı nedeniyle 9 Kasım 2016’da ifadesi alınmış. Savcı, Zelyüt’ün medyada birçok ismi “gizli FETÖ’cü” olarak itham ettiği yazıdan sadece Cumhuriyet ile ilgili suçlamaları dikkate almış. Zelyüt de ifadesinde yönetim değişikliği konusunda konuşmuş ve özellikle Akın Atalay’ı hedef göstermiş. Mehmet Faraç Cumhuriyet gazetesi eski yazarı. İfadesi 16 Kasım 2016’da alınmış. Savcı ifadeyi özetlemiş: “Cumhuriyet gazetesinde yazarlık yaptığı dönemde Kubilay'ın ölüm yıldönümü sebebiyle kaleme aldığı bir yazının yönetim tarafından sansürlenmesine karşı çıkınca 2010 yılında gazete tarafından tazminatsız olarak işten çıkarıldığını, nitekim Cumhuriyet gazetesinin yayın politikasının değişimine ilişkin kırılma noktasının 2010 yılında İlhan Selçuk'un ölümü olduğunu…” Faraç, “Can Dündar'ın daha önceden gazetede hiç çalışmamış olmasına ve Cumhuriyet ekolünden gelmemesine rağmen genel yayın yönetmeni yapılmasının manidar bulduğunu” söylemiş. İbrahim Yıldız Cumhuriyet gazetesinin eski Yazı İşleri Müdürü ve eski Genel Yayın Yönetmeni. İfadesi 16 Kasım 2016’da alınmış. Yıldız, ifadesinde Can Dündar döneminde yapılan haberleri “Vakıf Senedi'ndeki yayın ilkelerine uymadığı” yönünde eleştiride bulunmuş. Latif Erdoğan Gazeteci, yazar. Zaman gazetesinin kuruluşundan itibaren çalışanıydı. 2014’te Gülen Cemaati’nden ayrılana kadar 40 yıl içinde bulundu. Daha sonra Gülen karşıtı ifadelerde bulundu. Şu an Yeni Akit yazarı.  İfadesi 7 Aralık 2016’da alınmış. Savcı, Erdoğan’ın uzun uzun Sızıntı dergisinden başlayarak Zaman gazetesi dönemini aktarmış ardından “Hikmet Çetinkaya'nın Zaman gazetesine verdiği röportajda kullanılan ‘Gülen cemaatine terör örgütü diyemem’ şeklindeki sözlerin Cumhuriyet gazetesinin ele geçirildiğinin en somut delillerinden olduğu” sözlerine yer vermiş. İfadede savcı, Latif Erdoğan’ın “Gülen'in başından beri Cumhuriyet gazetesine özel bir zaafı olduğu” sözlerinin de altını çizmiş. Hüseyin Gülerce Zaman Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı,  Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı eski Mütevelli Heyet Başkanı. İfadesine 20 Aralık 2016’da başvurulmuş. Gülerce de Latif Erdoğan gibi sonradan Gülen Cemaati’nden ayrılan bir isim. Savcı Gülerce’nin cemaatle ilişkisine yer verdikten sonra “Zaman ve Cumhuriyet gazetesinin 16-17 Şubat’ta müşterek manşetlerle çıkmasının kesinlikle bir tesadüf olamayacağını, bunun Gülen'in Cumhuriyet gazetesi içinde doğrudan etkilediği bir kişinin bulunmasına bağlı olup ve bunun en açık delili olduğu” sözlerine yer vermiş. Cem Küçük Gazeteci, yazar. 1978 doğumlu Cem Küçük, gazeteciliğe 2012 yılında Yeni Şafak’ta köşe yazarı olarak başlamış. İfadesi 22 Ağustos 2016’da alınmış. Küçük, savcıya verdiği ifadede “17-25 Aralık 2013 tarihli yargı darbesi öncesinde Akın Atalay FETÖ'nün operasyonuyla Cumhuriyet gazetesinin icra kurulu başkanlığına getirilmişti. Medya sektöründe çalışan herkes bilir ki Cumhuriyet gazetesi FETÖ nün gizli yayın organıdır” demiş. Küçük, ifadesinde Cumhuriyet gazetesini “FETÖ, PKK ve DHKP-C” irtibat içinde olduğunu iddia etmiş. Ali Açar Cumhuriyet Gazetesi Muhabiri ve Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şube Başkanı. İfadesine 21 Aralık 2016’da başvurulmuş. Açar, 15 Temmuz Darbe Girişi sonrası Yenikapı Mitingi haberine yaptığı habere “Eksik Demokrasi” başlığını yazıişlerinin attığını ve sorumlu tutulamayacağını söylemiş: “o dönemde haber koordinatörünün Murat Sabuncu olduğunu ama başlıkların genel olarak yazı işleri tarafından kararlaştırıldığını, bu başlık sebebiyle yasal sorumluluğu doğabileceğini, düşünerek bu durumdan çok rahatsız olduğunu ve bunu kendi haber şefi Aykut Küçükkaya'ya anlattığını, onun da yazı işlerine bu rahatsızlığı ileteceğini söylediğini, nitekim daha sonra çetrefilli bazı haberlerden imzasını çektiğini…” Savcı, Açar’ın ifadesindeki bazı ifadeleri büyük harflerle yazarak altını çizmiş: “örneğin gazetede HDP haberlerinin artmasının okurları rahatsız ettiğini, bir Atatürkçü olarak kendisinin de PKK ve özellikle Kandil haberlerinden rahatsızlık duyduğunu…” Miyase İlknur Cumhuriyet Gazetesi Muhabiri. İfadesi 4 Ocak 2017’de alınmış. Savcı İlknur’un ifadesinden “MIT tırları ve celal kara röportajları, Can Dündar imzasıyla Cumhuriyet gazetesinde çıktığında cemaatin kendi yayın organlarının ya kapatılmış ya da etkisini kaybetmiş olduğunu, dolayısıyla cemaatin bu haberleri yaptırıcak mecra olarak o dönemde en uygun Can Dündar'ı ve Cumhuriyet'i görmüş olabileceğini, bizzat Can Dündar'ın da bu gruba ulaşmış olabileceğini,” kısmını büyük harflerle yazmış. Aykut Küçükkaya Cumhuriyet Gazetesi Haber Koordinatörü. İfadesi 4 Ocak 2017’de alınmış. Küçükkaya, Ali Açar’ın ifadesinde belirttiği “Eksik Demokrasi” başlıklı haberi için “başlığını da o dönemki genel yayın yönetmeninin belirledi” demiş. Savcının Küçükkaya’nın sözlerinden büyük harflerle yazarak yaptığı özet şöyle: “PKK/KCK örgüt liderlerine ait açıklamalarının Cumhuriyette yayımlanma şeklinin genel yayın yönetmeni ve yazı işleri müdürlerinin tercihini yansıttığını, kişisel olarak bu şekilde aktarılmasını tercih etmeyeceğini beyan ettiği görülmüştür.” Ceyhan Mumcu Gazeteci, yazar. Mumcu'nun ifadesinin ne zaman alındığı iddianamede yer almıyor. İddianamede aynı zamanda avukat olan Ceyhan Mumcu'nun gazetenin eski yazarlarından Uğur Mumcu'nun kardeşi olduğu bilgisi veriliyor. Savcı, Ceyhan Mumcu'nun "Nazlı Ilıcak'ın 'bundan sonra Samanyolu TV ve Zaman Gazetesi okuyucuları olarak artık Cumhuriyet okuyacağız' yolunda bir çağrı yapştığını, o çağrıdan itibaren Cumhuriyet gazetesini okumaktan vazgeçtiği" sözlerini büyük harflerle yazmış. Yönetim kurulu üyeleri İnan Kıraç Cumhuriyet Vakfı eski Yönetim ve Danışma Kurulu üyesi. İfadesi 8 Kasım 2016’da alınmış. Kıraç 2013’te başlayıp 18 Şubat 2014’te yapılan yönetim kurulu seçiminde yönetimin değişmesiyle yönetim kurulundan istifa etme sürecini anlatmış ve yönetim değişikliğinden sonra gazeteyi okumayı bıraktığını ifade etmiş. Alev Coşkun Cumhuriyet Vakfı eski Yönetim Kurulu üyesi.  İfadesi 1 Kasım 2016’da alınmış. İnan Kıraç gibi yönetim kurulundan istifa etme sürecini anlatmış. Yeni yönetim kurulunun lağvedilmesi için Şevket Tokuş, Mustafa Pamukoğlu ve kendisinin Şubat 2016’da yönetim kurulu seçiminin İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde iptal davası açtığını beyan etmiş. Mustafa Pamukoğlu Cumhuriyet Vakfı eski Denetim Kurulu üyesi. İfadesi 1 Kasım 2016’da alınmış. 2014’te yeni yönetim kurulunun göreve gelmesiyle vakıf ve vakfa ait şirketlerle ilişkisinin kesildiğini, gazete bir süre daha ekonomi yazarlığı yaptığını, yeni yönetimle fikir ayrılığına düşünce gazeteden de ayrıldığını anlatmış: “kendisinin yeminli mali müşavir olduğu dönemde FETÖ ile iltisaklı olduğu iddia edilen şirketlerle reklam, ilan, sponsorluk ticari sözleşmeleri yapılmadığını, daha sonraki dönemde Cumhuriyet Vakfının, Cumhuriyet Gazetesinin işleyişi hakkında herhangi bir bilgisi olmadığını” söylemiş. Bir okuyucu olarak gazetenin gidişatını beğenmediğini söylemiş. Nevzat Tüfekçioğlu Cumhuriyet Vakfı eski Yönetim Kurulu üyesi. İfadesi 1 Kasım 2016’da alınmış. Yönetim kurulundan istifa sürecini anlatmış. Nail İnal Cumhuriyet Vakfı eski Yönetim Kurulu Üyesi. İfadesi 1 Kasım 2016'da alınmış. İnal gazete ve yeni yönetim aleyhinde ifade vermemiş.