Manşet

İçişleri Bakanı Soylu: Müdahale etseydim seçim ikinci tura gitmezdi

Abone Ol
İçişleri Bakanı Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 49,50 oy aldığına dikkat çekerek, "Bu ülke antidemokratik bir ülke olsaydı, İçişleri Bakanı veya x birisi seçimlere müdahale etseydi bu seçim ikinci tura gitmezdi" derken İBB Başkanı İmamoğlu ve ABB Başkanı Yavaş'ın oy sayımı sırasında yaptığı açıklamalarına da tepki göstererek, "Bu kardeşlerimiz özür dilemiyor, onların adına halktan özür diliyorum" ifadelerini kullandı.

Cumhur İttifakı'nın adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 49,50 oy, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yüzde 44,89 oy aldığı Cumhurbaşkanlığı yarışında kazanan çıkmayınca seçim ikinci tura kaldı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, seçim gecesi Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Kemal Kılıçdaroğlu'nun önde olduğuna dair açıklamalarına da tepki göstererek, "Bu kardeşlerimiz özür dilemiyor, onların adına halktan özür diliyorum" ifadelerini kullandı.

Soylu, "Türkiye’yi göçmen deposu yapmayız ama Suriyeliler bizim kardeşlerimiz, biz onları ölüme gönderemeyiz ama biz güvenli bölgede, onlarla bunu gerçekleştirebilme imkanına sahibiz" çıkışını yaptı.

"VATANDAŞIMIZ BU SİSTEMİ ONAYLADI"

Tv100 Özel programında Pınar Işık Ardor ve Cansu Canan Özgen'in sorularını yanıtlayan Soylu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Bu ülkede yaşanan en huzurlu, en güvenli, en güzel seçim oldu. 2018'in yaklaşık yüzde 20 altında olaylar oldu. Bu yaşananları kıyasladığımızda bu yılki olaylar daha az etkisi olabilecek olaylar. Türkiye çok güzel bir seçim geçirdi. Türkiye, istiklal mücadelesinde seçim yapmış bir ülkedir. Kendi Meclis'i savaşı yöneten bir Meclis'tir. Bu seçime giderken Cumhur İttifakı'na karşı oluşan Millet İttifakı'nın ana yörüngesi, 'biz Türkiye'de sistemi değiştireceğiz' oldu. Sonuç ne oldu? Sonuç, Cumhur İttifakı 323 milletvekili aldı. Vatandaş, sistem değişikliği istemediğini ortaya koydu. Vatandaşımız bu sistemi onayladı. Vatandaş, parlamenter hükümet sistemini reddetti. Şu anki sistem, milletvekilliğini güçlendiren bir sistemdir. Önceki sistemde bütün yasaların geçmesini bakan yürütürdü. Burada bakanın eli eteği Meclis'ten çekilmiştir. Meclis, hiç olmadığı kadar etkin ve yetkilidir. TBMM, tarihinde hiç olmadığı kadar en güçlü noktasındadır.

"İÇİŞLERİ BAKANI MÜDAHALE ETSEYDİ SEÇİM İKİNCİ TURA GİTMEZDİ"

Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49,5, Kılıçdaroğlu yüzde 44,9 oy aldı. Arada 2 milyon 500 bin oy var. Erdoğan'ın seçilmesi için 275 bin oya ihtiyacı var. Bu ülke antidemokratik bir ülke olsaydı, İçişleri Bakanı veya x birisi seçimlere müdahale etseydi bu seçim ikinci tura gitmezdi. Türkiye bütün dünyaya bir demokrasi şöleni içerisinde bir seçimle birlikte mesaj verdi: Benim demokrasimi, milli irademi, hukukun üstünlüğünü tartışma mesajı verdi.

Türkiye’de demokrasi tam manasıyla işliyor ama Batı, Türkiye’yi elemine edebilmek için her türlü dezenformasyonu gerçekleştiriyor. Gezi olaylarından sonra Türkiye’nin dış yatırımla ilgili iştahını kesmek için bir adımdır.

"YEŞİL SOL PARTİ BİLEŞENLERİYLE BİRLİKTE OY KAYBETMİŞTİR"

Bu seçimin en sonuçlarından birisi yaklaşık yüzde 20 civarında Yeşil Sol Parti bileşenleriyle birlikte oy kaybetmiştir. Millet bir tercihte bulundu. Halkımız, 'üniversiteler var, huzurumuz var, huzuru terör örgütünün bozmasına izin vermiyoruz' dedi. Halk, 'Siyasetinizi beğenmiyoruz, terör örgütüyle, Kandil'le bağlantılı siyaset yapıyorsunuz, bu yaptığınız siyaset şiddete yönelik bir siyasettir, CHP altında meşrutiyet arama girişimlerinize katılmıyorum' mesajını verdi.

Bunu da doğru bulmuyorum. Ben senin defterini kapatıyorum. Ben şiddete, teröre dayalı bir siyaset istemiyorum. Bunu bir siyaset tarzı olarak da görmüyorum' dedi. Deprem bölgesiyle ilgili afetzedelerimiz, 'yaptığınız çalışmalar için teşekkür ediyorum, bu çalışmalarla ilgili sizi onaylıyorum ve gelecekle ilgili verdiğiniz umutla alakalı size güveniyorum, yolunuza devam edin' dedi. Seçmen, PKK'nın Türk siyasetine ağırlık koymasını, Türk siyasetini zehirlemesini istemiyor.

(Seçim gecesi yaşananlar) İlk belirlenen sandıklarla ilgili veri kırsaldan akmaya başladı. Kırsalda bizim oy sayımız yüksektir, bu yıllardan beri hep yaşanır. Kimse, ‘ben sandığı hızlı gireceğim’ diye suçlanmamalıdır. Herhalde bu ilk kez Türkiye’de oluyor. AA çok doğru bir iş yapmıştır ve yukarıdan aşağıya inişi göstermiştir. YSK’ya online sistem üzerinden aktarılan ve onların da partiye aktardıkları sistem çok şeffaf ve kontrol edilebilir bir sistemdir. Oylar herkesin huzurunda sayılıyor. Türkiye, seçim sistemini dünyada en iyi beceren ülkedir.

"ÇIKIP ÖZÜR DİLEMELİLER"

İki belediye başkanı, akşamın bir saatinde ellerine tutuşturulan kağıtlarla açıklama yapma gereği hissettiler. 'Biz kazandık' dediler. Bunu neye göre söylediler? İki belediye başkanının yaptığı açıklamalar, toplumu yanıltmaya yönelik ve tahrik edici açıklamalardır. İlk gelen oylar merkezden gelse tam tersi olacak aşağıdan yukarı çıkacak AK Parti veya Cumhurbaşkanımız. Bunun üzerinden insanları tahrik etmenin ne anlamı olabilir? Çıkıp özür dilemeliler ama dilemiyorlar. Siyasette söylenenin maliyeti olmaz sanıyorlar ama halk yazıyor. Bu kardeşlerimiz özür dilemiyor, onların adına halktan özür diliyorum.

"TÜRKİYE BU SEÇİMDE SOSYAL MEDYA ANARŞİZMİNE BAYRAK SALLADI"

Anketlerde yarım puanlık, 1 puanlık sapmalar normaldir. Türkiye’de bir anket mafyası var ve Bekir Ağırdır, Türkiye’ye operasyon çekiyor. Bu adam uluslararası sistemin Türkiye’deki etki ajanıdır. Bu adamlardan Türkiye yakasını kurtarmalıdır. Araştırma bilimsel bir iştir. Bölge örneklemi oluşturduysanız yanılma ihtimaliniz yoktur. Türkiye bu seçimde sosyal medya anarşizmine bayrak salladı, itibar suikastlerine bayrak salladı. Biz kendi kendimizi kandıran bir anlayışın sahibi değiliz. İstanbul seçimine 7,5, 8 puan önde girdik, son haftaya 1 puanda girdik, geri çeviremedik. Burada da belli bir noktaya kadar geldik, aşamıyoruz. Çünkü bütün taraflar oturmuş. Ekstra bir şey yapmak lazım, zamana ihtiyaç vardı. İttifak oyu daha yüksek ama onun tamamını cumhurbaşkanlığına aktaramadık. Seçmen bir takım sorulara cevap arar. O kısma denk geldik. Ona cevap verebilecek zaman dilimimiz olmadı.

Bütün hepsi bir araya gelmişler, ABD seçime müdahale ediyor. Almanya, (Gazetecilerle ilgili attığı adımla) seçimde karşı karşıya kaldığı durumun hayal kırıklığıyla ne yapacağını şaşırmış durumda.

Siyaset bir stratejidir. Cumhur İttifakı olarak ortaya koyduğumuz değerlendirmeler milletimiz tarafından kabul edilmiştir. Toggg, Altay tankı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli, İHA/SİHA'lar, HÜRKUŞ millet tarafından kabul edildi. Bize oy verenlere meselemizi anlatabilmişizdir. CHP'li hangi seçmen terör örgütünün Türkiye'de güçlenmesini ister? Türkiye'de terörist sayısı 77'ye düştü. Dün yapışan operasyonla beş terörist sarı torbaya girdi. Toplumun büyük kısmıyla mutabıkız. Mutabık olmadığımız olanlar olabilir. Mutabık olmamız gerekenler var, olmamamız gerekenler var. Siyaset böyle bir zemine oturuyor. Bizim yapacağımız iş çok açık, herkese gidip anlatıyoruz. Biz şuanda bize oy veren, vermeyenlere kendimizi hatırlatmaya yönelik bir strateji belirledik.

"TAYYİP ERDOĞAN, ŞU ANDA TÜRKİYE'NİN MİLLİ GÜCÜDÜR"

Tayyip Erdoğan, bizim zihnimize dökülen betonları kaldırdı, zihniyet devrimleri gerçekleştirdi. Tayyip Erdoğan, kafamıza dökülen bu beton bloklarının tamamını ucu iyi olan bir deliciyle deldi geçti, hepimiz oradan nefes alıyoruz şimdi ve Türkiye bunu istikrarla sağladı, istikrar olmasaydı bunu sağlayamazdı. Tayyip Erdoğan, şu anda Türkiye'nin milli gücüdür. Rusya-Ukrayna savaşında Tayyip Erdoğan'ın önüne geliyorlarsa bu milli güçtür. Dünyada bundan büyük bir prestij yoktur. Bu ülkenin itibarını yükseltiyor.

Vatandaş, Tayyip Erdoğan'a oy vermeyeceğim diyor ama, 'Tayyip Erdoğan yapar' diyor. Deprem evlerini kim yapar diyorsun, 'Tayyip Erdoğan yapar' diyorlar. Samandağ, Defne bize oy vermediler ama oraya gittiğimizde Erdoğan'ı güllerle karşıladılar.

553 bin 335 Suriyeli kardeşimiz güvenli alanlara geri döndüler. Suriyeli göçmenlerin büyük bir bölümü Halep’ten geliyor. Halep, bizim misakı milli sınırımız, bunlar bizim insanımız. Suriye ve Irak Türkmenlerinin vatandaş yapılmasına Türkiye Cumhuriyeti devlet politikası olarak hep karşı çıktı. Süreç öyle bir sıkıntılı hale döndü ki artık onları vatandaş yapıyoruz. Onlar bizim kardeşimiz.

Şu anda, ‘acaba buradan kendime bir yol açabilir miyim?’ diye düşünüyorlar. PKK’dan ve LGBT’den yol açamadı. LGBT, toplum üzerindeki itibarlarını alt üst eden bir politikadır. CHP, LGBT taraflısı olamaz. Kılıçdaroğlu, CHP’yi öyle bir konuma getirdi ki içlerinde başka partiler var.

Herkes Avrupa’ya geçmek istiyor ve biz de geçiş güzergâhıyız. Türkiye, dünyada 2016’dan bugüne kadar 486 bin 131 kaçak göçmeni yakalamış ve sınır dışı etmiş. Dünyada hiçbir ülke 6 yıl içerisinde yapamadı bunu. Avrupa’da da bu kadar var, hadi göndersinler. Dünyada en çok takdir edilen politikalarımızdan bir tanesidir bu.

"SURİYELİLER BİZİM KARDEŞLERİMİZ, BİZ ONLARI ÖLÜME GÖNDEREMEYİZ"

Engelleme faaliyetleri 2 milyon 834 bin 687 kişinin Türkiye’ye girmesini engelledik. Bu yıl sonunda doğu sınırımızı da güney sınırımızı da tamamen kapatmış olacağız. Bin 315 kilometre duvar ve yol planladık, bunu bin 100 kilometresi bitti. Yaklaşık 325’in üzerinde optik kuleler var. Bunlar kilometrelerce öteyi görüyor. Bunlar 3 yıl önce Türkiye'de yoktu. Türkiye bütün bunları yapabilme kabiliyeti olan bir ülke oldu.

O bölgeyi güvenli hale getirmeseydik, orası PKK’nın ve rejimin bölgesi olsaydı oradaki 6 milyon insan ne yapacaktı? Orada 105 bin briket evimiz var ve sürekli artıyor, bunu da vatandaş yardımlarıyla yapıyoruz. 2 milyon İranlı ve Afganlıyı durduruyoruz. Türkiye burada büyük işler gerçekleştirmeye devam ediyor. Türkiye burada kendi adına bir politika uyguluyor ve devam ettiriyor. Türkiye’yi göçmen deposu yapmayız ama Suriyeliler bizim kardeşlerimiz, biz onları ölüme gönderemeyiz ama biz güvenli bölgede, onlarla bunu gerçekleştirebilme imkanına sahibiz.

Üç ana merkezde yaklaşık 240 bin konuta başlanıyor, bunu 6-7 ay önce anons ettik. Deprem ve savaşın olması frene basmamıza sebep oldu, yoksa şu ana kadar temelleri atılmış olacaktı. Oranın kendi gelirleriyle organize sanayi siteleri yaptık."