İstanbul'un yedi tepesinden birinin üzerinde yer alan ve mimarisiyle dikkat çeken asırlık konak Bulgur Palas, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından restore edildi.

Cerrahpaşa'da yer alan ve Tarihi Yarımada'yı, Marmara Denizi'ni, Üsküdar ve Kız Kulesi'nden Adalar'a kadar İstanbul'u göz alabildiğine gören konak kütüphane, çalışma, sergi ve dinlenme alanına dönüştürüldü.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Twitter'dan konağa dair video paylaşarak şunları yazdı: "İstanbul’un yedinci tepesindeki bu güzellik artık İstanbulluların. Bulgur Palas’ı satın alıp özenli bir restorasyon ile kütüphane, çalışma, sergi ve dinlenme alanına dönüştürdük. Yarın açılıyor. İstanbul’a hayırlı olsun."

https://twitter.com/ekrem_imamoglu/status/1762553290187805059

CHP'nin Fatih adayı Mahir Polat da artık yaşam merkezi olarak kullanılacak Bulgur Palas'tan çektiği videoyla yurttaşlara seslenerek açılışa çağırdı.

https://twitter.com/mhrpolat/status/1762646112047952317

İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanı Oktay Özel de restore edilmiş konaktan fotoğraflar paylaştı.

https://twitter.com/oktayozel/status/1762550920057946556

Hikayesi

Anadolu Ajansı'nın haberine göre İttihat ve Terakki'nin önemli isimlerinden Mehmet Habib Bey tarafından inşa ettirilen, ticaretini yaptığı bulgurdan büyük kazanç elde ettiği için 'Bulgur Palas' olarak adlandırılan asırlık konağın hikayesi 1912'de başlıyor.

Konak, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önemli isimlerinden Bolu Milletvekili Mehmet Habib Bey tarafından Osmanlı vatandaşı Levanten mimar Giulio Mongeri'ye yaptırıldı.

Bolu'da, 1878'de dünyaya gelen Mehmet Habib Bey, Harbiye eğitiminin ardından asker olarak Manastır'a tayin edildi. Burada İttihat ve Terakki Cemiyeti'yle tanışan Habib Bey, cemiyet içerisinde yerine getirdiği görevlerle hızla yükseldi.

İttihat ve Terakki içerisinde İsmail Hakkı Paşa ve Enver Paşa’ya yakın olan Habib Bey, Bolu ve Kastamonu bölgelerini örgütledi.

2'nci Meşrutiyet'in 1908'de ilanının ardından düzenlenen seçimlerde Bolu mebusu (milletvekili) olarak meclise girdi.

İktidardaki İttihat ve Terakki Cemiyeti, Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için milli şirketler kurdurdu. 'Milli Mahsulat', 'Milli Ekmekçiler' ile 'Milli Kantariye' gibi şirketler İttihat ve Terakki mensupları tarafından kuruldu.

'Bulgur Kralı Habib Bey'

Mehmet Habib Bey de bu dönemde ticarete girdi.

Bulgur, arpa ve buğday gibi hububatın ticaretini yapan Habib Bey, parti üyelerine sağlanan vagon kiralama ayrıcalığıyla hatırı sayılır kazanç elde etti. Bu dönemde 'Bulgur Kralı Habib Bey' olarak anılmaya başlayarak, İstanbul’un yedi tepesinden biri olan Cerrahpaşa’da arazi satın aldı.

Kendi adına inşa ettireceği konak için 1912’de mimar Giulio Mongeri'yle anlaştı.

Mütareke döneminde İtilaf Devletleri’nin talebi doğrultusunda İttihatçı olması dolayısıyla 10 Mart 1919'da tutuklanan Mehmet Habib Bey hapsedildi, sonrasında ise Malta’ya sürgün edildi.

Sürgün dönüşü konağın inşaatına devam eden Habib Bey, bazı malzemelerini yurt dışından getirtti.

Konağın tamamlanmasını göremeden hayatını kaybetti

Baltalimanı'nda bulunan yalısında yaşayan Habib Bey, ticaretten eskisi gibi para kazanamaz olduğu için Osmanlı Bankası'ndan kredi çekti.

Milli Mücadele döneminde Anadolu'nun yokluk ve yoksulluk içinde bağımsızlık mücadelesi verdiği, İstanbul'un işgal altında olduğu zor günlerde Mehmet Habip Bey'in görkemli şato görünümündeki konağı halkın tepkisini çekti.

Bulgur tüccarının yokluk yıllarında, 81 bağımsız bölümü, 1750 metrekare açık, 3 bin 750 metrekare kapalı alanı, 1000 metrekarelik müştemilatı ve 9 metrekarelik süs havuzlu görkemli konağı o dönem dilden dile anlatıldı.

Bu görkemli yapı halk arasında 'Bulgur Palas', sahibinin ismi de 'Bulgur Palas Habib Bey' olarak anıldı.

Mehmet Habib Bey, konağın tamamlanmasını göremeyerek, 48 yaşında geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybetti. Eşi Bedia Hanım, bu görkemli yapıyı borçları karşılığı Osmanlı Bankasına devretmek zorunda kaldı.

Konak, Osmanlı Bankası tarafından arşiv merkezi, kanarya hane ve Osmanlı Bankası çalışanları için konut olarak değerlendirildi. Binanın bodrum katında şubeler için kanarya yetiştirilirken üç daire çalışanlara tahsis edildi.

Söz konusu arşiv ise Türkiye'nin uzun bir dönemine tekabül eden bankacılık, hukuk ile sosyal yaşam alanlarında verilere sahip önemli bir kurumsal yapıdaydı.

Uzun yıllar arşiv binası olarak hizmet veren Bulgur Palas, Osmanlı Bankası'nın 2001 yılında Garanti Bankası bünyesine katılmasıyla el değiştirdi.

Bakımsızlık nedeniyle bazı bölümleri hasar gören konak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından satın alındı ve restorasyon çalışmalarına başlandı.