BBC'nin Hindistan'da Narendra Modi'nin 'yeni dönemde koalisyon hükümetini yönetip yönetemeyeceğini' analiz ettiği yazısını PolitikYol okurları için çevirdi.

Bu ayın başında Hindistan'da sonuçlanan seçimlere göre ülke koalisyonla yönetilecek. Koalisyonsa Hindistan için yabancı değil.

Altı ila bir düzine partiden oluşan dünyanın en büyük koalisyonlarından bazıları Hindistan'da kuruldu.

1989'dan 2004'e kadar yapılan altı genel seçimde tek parti çoğunluğu sağlanamadı. Özellikle 1989-1999 arasında sekiz farklı koalisyon hükümeti kuruldu ancak bunlar hızla çöktü.

Ancak Hindistan'ın en önemli ekonomik reformlarından ve en yüksek büyüme oranlarından bazıları şu anki seçimin de birincisi Bharatiya Janata Partisi (BJP) liderliğindeki koalisyon hükümetleri döneminde gerçekleşti.

10 yıl aradan sonra yine koalisyon

Hindistan, koalisyon hükümetlerine alışık olsa da son 10 yıldır Narendra Modi'nin liderlik ettiği BJP tek başına çoğunluğu hep sağladı. Bu seçimdeyse BJP birinci olsa da çoğunluğu kaybetti ve Modi ilk kez bir koalisyon hükümetinde olacak.

Peki Hindistan'ın başbakanı olarak her zaman çoğunluk ile hüküm süren ve on yıl boyunca siyasete hakim olan Modi, bir koalisyonu yönetebilecek mi? Baskıcı tarzını bir kenara bırakıp farklı bölgesel müttefikleri yanında taşıyabilecek mi?

Modi koalisyonu yönetebilecek mi?

Pek çok kişi Modi'nin koalisyonda sorunsuz ilerlemesinin pek mümkün olmadığına inanıyor.

Modi'nin koalisyonda en çok bağımlı olduğu iki müttefik iki bölgesel parti, Janata Dal ve Telugu Desam Partisi (TDP).

Her ikisi de daha önce BJP liderliğindeki federal koalisyon hükümetlerinde bulundu ancak görüş farklılıklarından dolayı koalisyondan ayrılmışlardı. Hatta TDP'yi yöneten Chandrababu Naidu, Modi'ye 'terörist' bile demişti.

Koalisyon, Hindistan için bir fırsat olabilir

Sadece iki ya da üç müttefike bağımlı olan koalisyon hükümetleri, bir tanesinin dahi desteğini çekmesi durumunda çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliyor.

Pek çok kişi Modi yönetimindeki bir koalisyon hükümetinin daha sağlıklı bir demokrasiye katkıda bulunabileceğine inanıyor. Bunun başbakanın hakimiyetini azaltabileceği, yönetimi merkezden uzaklaştırabileceği, kuvvetler ayrılığını artırabileceği, muhalefeti cesaretlendirebileceği ve bürokrasi, yargı ve medya gibi kurumları daha bağımsız hale getirebileceği belirtiliyor.

Örneğin 1998-2004 yılları arasında BJP liderliğindeki koalisyon hükümetinde başbakanlık yapan Atal Behari Vajpayee yabancı yatırımı kolaylaştırmış, ticaret engellerini hafifletmiş, nükleer testler konusunda on yıllardır süren moratoryumu sona erdirmiş, Pakistan'la gerilimi azaltmış ve ABD ile daha yakın ilişkiler kurmuştu.

Önceki koalisyonlardan farklı

Yine de Modi'nin koalisyonu geçmiştekilerden çok farklı.

Çoğunluk hükümeti için gereken 272 sandalyeden daha azını elde etmesine rağmen BJP hâlâ 240 sandalyeye sahip ve dolayısıyla etkili ve baskın bir koalisyon lideri olabilir.

Geçmişte başarılı azınlık hükümetleri daha da az sandalyeyle yönetiliyordu. 1991'de 232, 2004'te 145 ve 2009'da 206 sandalyeyle başarılı azınlık hükümetleri kurulmuştu.

Geçmişte BJP liderliğindeki koalisyonlar, müttefiklerinin taleplerini karşılamak için partinin temel ideolojik ve kutuplaştırıcı sorunlarını ikinci plana atıyordu.

Partinin gündeminin büyük bir kısmı (Keşmir'in özerkliğinin iptal edilmesi, Ram tapınağının inşa edilmesi) Modi'nin liderliğinde zaten başarıldı.

Etkili koalisyon siyaseti, kontrol ve denge sağlayacak kolektif eylemi gerektirir. Şimdi asıl soru koalisyon ortakları ve BJP'nin hangi önemli konular üzerinde anlaşabileceğidir.

BJP din, cinsiyet, toplumsal cinsiyet ve cinsel eğilime bakılmaksızın tüm vatandaşlar için ortak bir medeni kanunun sözünü vermişti. Geçmişte bu duruma hem ülkenin çoğunluğu olan Hindular hem de azınlıktaki Müslümanlar karşı çıktı.

Bir de parlamento sınırlarının 2026'dan sonra yeniden çizilmesi gibi hassas bir konu var. Daha zengin ve daha az nüfuslu güney eyaletleri, Modi'nin parlamentoyu genişletmesinden korkuyor. Modi'nin bu planı BJP'nin kalesi olan daha fakir ve kalabalık eyaletlere mecliste daha fazla koltuk veriyor.

Modi'nin ayrıca koalisyon ortaklarının kendi bölge ve eyaletlerine özgü taleplerini dinlemesi gerek. Hem TDP hem de JDU, eyaletleri için özel statü talep etti. Bu da daha fazla federal fon anlamına geliyor. Basında çıkan haberlere göre müttefikler aynı zamanda önemli bakanlıkları da talep ediyor.

Pek çok kişi, ilgi odağı olmaya alışkın bir adam için uzlaşmaya dayalı siyasetin Modi'ye kolay gelmeyeceğine inanıyor.

Editör: Mehmet Baran Kılıç