Pazar Politik

Hepimiz Shani Louk’uz

Abone Ol
Trajedinin ortasında, mağdurları “giyinik, kapalı, Müslüman” ve “çıplak, İsrailli , Yahudi” olarak ayırmak hangi inanç sisteminde yer bulur kendine?

Ortadoğu kaynayan bir kazan. Hemen her dönem olduğu gibi acıları, ölümleri konuşuyoruz. Bombaların, füzelerin, kimyasal silahların ibadethane, okul, hastane vurduğu, sivilleri hedef aldığı günleri yaşıyoruz.

Savaşın kazananı olmadığı gibi en büyük kaybedeni kadınlar ve çocuklar. Ölmese de yaşamına kaldığı yerden devam edemeyen, hem yoksunluk hem yoksullukla baş etmek zorunda kalan da kadınlar.

Savaşın kadınlar üzerindeki etkisini uzun uzun anlatmayacağım. Barış döneminde bile güven ve huzur içinde yaşam sürdürmekte zorlanan kadınların vahşi çatışmaların ortasındaki durumunu tahmin etmek zor olmasa gerek.

Bu kadar acı, belirsizlik, kaos, açlık tehdidi altında bile kadın kadının kurdu olmaya ne yazık ki devam ediyor.

Başörtülü bir kadın milletvekili geçtiğimiz günlerde Hamas’ın kaçırdığı Alman Shani Louk için “Çok öfkeliyim en çok da İsrail medyasının yalanlarına kanıp bir avuç Filistinli’yi yalnız bırakanlara. Gündelik kıyafeti iç çamaşırı türevi olan birinin kamyonet kasasındaki görüntüsü üzerinden dünyayı ayağa kaldıranlar savaş suçu aradığınız bir kamyonet kasası varsa işte burada” paylaşımında bulundu.

Bu sözleri sarf eden vekil, muhtemel ki kendi kıyafeti nedeniyle bir dönem “mağduriyet” yaşamış kadınlardan…

Dolmabahçe’den, vapurdaki kadınların giysilerini dert edinip ahkam kesen bir erkek tarafından 20 senedir yönetiliyor olmanın cesareti de bu söylemlere yansıyor.

Bu konu siyasetin ve ağırlığı erkek yöneticilerin konusu olmayı hala sürdürüyor lakin insanlık 3.Dünya Savaşının eşiğindeyken derdimiz hala “kadının kıyafeti” mi?

Shani Louk, “giyinik” olsa Hamas teröristlerinin zulmünden kaçabilecek miydi? Başak Cengiz’i samuray kılıçlı katilinden, kullandığı başörtüsü kurtarabilmiş miydi mesela?

Silahsız masum insanları “üzüleceğimiz giyinikler” ile “üzülmeyeceğimiz çıplaklar” şeklinde sınıflandırdığımızda, “insan” diyebilir miyiz kendimize?

Trajedinin ortasında, mağdurları “giyinik, kapalı, Müslüman” ve “çıplak, İsrailli, Yahudi” olarak ayırmak hangi inanç sisteminde yer bulur kendine?

Kadınların çıplak, iç çamaşırlı, mini etekli, giyinik, başörtülü vs olması yaşam hakları açısından onları farklı bir sıralamaya tabi tutmaya bahane olamaz.

Çünkü katliamın, ölümün, acının cinsiyeti ve kıyafeti olmaz. Hepsi, biz kafamızı başka konulara çevirsek bile “çıplak” birer gerçektir.

İlgili sözleri sarf eden sayın vekilden ricam; “Partiniz, inancınız, giyim ve yaşam tarzınız ne olursa olsun, yaşanan acımasızlık karşısında açıklama yapmadan önce ‘Silkin’in lütfen. Çünkü insan yaşamı, tüm kutsallıklardan üstündür.”

ü