Pazar Politik

Günümüz sanat(çıs)ı üzerine bazı görüşler

Abone Ol
Bir zamanlar, dayanılamaz görüntüleri, vahşet izlerini, yaraları, acıları, çaresizlikleri örtmek, gizlemek için kullanılan donuk ve boş ifadeli maskeler, şimdiki simülasyon dünyasında maskenin altında hiçbir şey olmadığını örtmek ve gizlemek için kullanılıyor.

Loading...

Günümüz sanatının yaşamın zenginliğini temsil etmekte pek de başarılı görünmeyen donukluğu ve boşluğu, dolu dolu yaşanmış hayatlardan taşan içsel yaratma arzularından çok, çağımızın gittikçe büyüyen manevi boşluğunu maskelemeye çalışan gizle(n)me arzularından kaynaklanıyor. Bugünün sanatçısının yaratıcı çabasında, gerçek yaşamsal çatışmalardan uzak kalan ve bu boşluğu tali ve görece önemsiz çatışmaları abartarak büyüten ve gerçekte üstelerinden gelinmesi pek de güç olmayan bu sorunların büyük olduklarını ispatlayabilmek için onlara bilerek yenilen/yenilmek için fırsat kollayan konformist bir “hayat savaşçısının” yapay bitikliği (loserlığı) temel sanat zeminini ele geçirmiş gibi duruyor. Romantik dönemde inşa edilen “dahi sanatçı” kültüyle, sanatçı o tarihe değin bir alt kümesi olarak ele alındığı zanaatkarlıktan sıyrılıp, marangozu, aşçıyı, demirciyi aşarak, yaşamı anlayan, anlamlandıran, biçimlendiren ve dönüştüren imtiyazlı bir kişiye evrilmişti. Sanatçı gündelik yaşamın işlevsel minik bileşenlerini üreten bir makineden, yaşamın kendisini çerçeveleyen, onun bilgisini üreten bir estet filozofa yükselmişti. Fakat bu filozof yaşamı akılla masa başında kavramak yerine, onu deneyimleyerek, duyumsayarak, duygulanarak kavrıyordu. Bu yüzden yaşamı doğrudan içerisinde, uçlarında, en aşırı versiyonlarında deneyimleyen, yaşamın en ağır çatışmalarıyla yüzleşen ve onların üstesinden gelmek için elinden gelen mücadeleyi veren ve çoğu kez de bu mücadeleden zaferle ayrılan muzaffer bir kişiydi. Yenildiği durumlarda da, yaşama teslim olmayan, zafer için terinin son damlasına kadar mücadele eden bir kişiliği temsil ediyordu. Bir insanın kimliğini ve kişiliğini, onun yaşadığı çatışmalar oluşturur. Yaşamla, inançla, ahlakla, bedensel, zihinsel tehditlerle devasa çatışmalar yaşayan bir sanatçı ile, bu çatışmaları yaşamadığı halde, yaşadığını simüle eden bir sanatçı arasında ciddi yapısal farklar vardır. Gerçek çatışmalara giren sanatçı sorunların tümünü alt etmeye girişen bir savaşçı gibiyken, sahte çatışmalara girdiğini varsayan sanatçı, sorunlarının büyüklüğü gerçeğe denk gelmediğinden, o sorunların gerçekten devasa olduklarına kendisini ve çevresini inandırabilmek adına onlara sürekli yenilmeye çalışacaktır. Bu yüzden gerçek bir çatışma yaşamayacak, sürekli bir yenilgi ve bunalım içerisinde kalmayı seçecektir. Gerçek çatışmanın olmadığı yerde, kimlik ve kişilik derinleşmeyecek, sanatçı yüzeyde kalan bir varlık olacaktır. Gerçek çatışmalar içerisindeki kişi zafer için yola çıkar ve gerçek çatışma, kişinin tüm kaynaklarını, verdiği mücadele ve yaşamda kalma savaşına yoğunlaştırmasına, bu sırada kayıplar, zaferler deneyimlemesine ve böylece kendisini sürekli yenilemesine yol açar. Sürekli yenilenerek, her seferinde kendi versiyonunun bir üst ve bir başka versiyonuna geçmekte olan kişi, kişiliğini dinamikleştirmekte ve zenginleştirmekte ve yapıtlarını, bu zaferlerin, ateşkeslerin, mağlubiyetlerin saçılımlarından yola çıkarak üretmektedir. Yaşamın en ufak dokunuşlarına dahi karşı çıkmayacak kadar konformistleşmiş, mücadele yerine bunalımlara girmeyi seçmiş, dahası bu bunalımları çoğunlukla kendisine ve çevresine büyük mücadeleler içerisinde olduğu izlenimini verebilmek adına kendisi üretmiş olan müzmin yenik/bitik sanatçı ise yenilgilerinde dahi yeni katmanlar yaratamamakta, yaşamında hiçbir değişiklik gerçekleştiremediğinden hep aynı sorunlara, hep aynı şekilde yenilmekte, sürekli aynı bunalımın içerisinde, hiçbir maneviyat üretemeden, bomboş bir şekilde mağlup olmaktadır. Gerçek mücadelelerin yokluğunu örtmek için, bu simülasyon sanatçısının sığınacağı sanat biçimi, donuk ve boş bir maskedir. Fakat bu donuk ve boş maske, gerçek mücadeleler içerisinde yaralanan, berelenen, maddi manevi parçalanan ve bu parçalanmayı kabullenmeyip kendisini yeniden mücadeleye devam edebilmek adına daha güçlü bir şekilde bir araya getiren sanatçının kendi yaralarını görünmez ya da estetik kılması için kullandığı maskenin aksine, simülasyon sanatçısının yoksul ve bomboş maneviyatının gizlenmesi içindir. Bu sözde berelenmeler büyük mücadelelerin ve zaferlerin uğruna yaşanmış gerçek yaralanmalar değil, yaşamın güçlükleri karşısında, o güçlüklerin acılarına, mücadelelerine katlanamayıp, kendisine alternatif acılar açmaya çalışarak kollarına, göğsüne kesici aletlerle çizikler atan bir bitiğin sözde gaziliğidir. Sanatçı, sanatı kişiliğiyle ürettiğinden, mücadeleci, donanımlı, çoklu disiplinli ve dinamik bir yaşam savaşçısı, çevresine güçlü, mağrur, dayanıklı, yaratıcı, şiddetli, değişken, özgün, biricik sanatsal titreşimler saçarken, yaşamla mücadele etmeyen fakat sözde “büyük manevi dertlerle tükeniyor” rolleri kesen konformist “hayat savaşçısı”, yaşamında gerçek hiçbir çatışmaya girmediği, hiçbir risk almadığı, hiçbir eylemde bulunmadığı için, biçimleri birbirinin aynı olan, parlak hiçbir fikir ya da estetik öge içermeyen, seri, donuk ve durağan boş gösterenler üretiyor. Gerçek çatışmaların tüm belirtilerinden yoksun zayıf, yorgun ve mat bu kırılgan sanat, doğanın gerçek etkilerinden arındırılmış, konfor adına tüm güzelliklerin ve vahşiliğin de ortadan kaldırıldığı, bir serada bitki yetiştirmek gibidir: yaşamı olumlamaya değil olumsuzlamaya yönelik bir girişime yakındır. Tüm bedensel ve duygusal deneyimlere kapılarını ardına kadar açmış maceraperest ruhlar, bedensel riskleri azalıp konforları arttıkça, çatışmaya girdikleri dünyevi meseleleri ehlileştikçe, kendi kişisel karanlıklarında boğulmaya uzaklaştıkça, bu canavarlarla mücadele ederken geliştirmek zorunda kaldıkları derinlikli kişilikleri, manevi derinlikleri ya da yakıcı manevi boşlukları da yitirdiler. Gerçek mücadelelerin, gerçek kayboluşların, gerçek acıların ve gerçek hazların yerlerini onların simülasyonları aldı. Bir zamanlar, dayanılamaz görüntüleri, vahşet izlerini, yaraları, acıları, çaresizlikleri örtmek, gizlemek için kullanılan donuk ve boş ifadeli maskeler, şimdiki simülasyon dünyasında maskenin altında hiçbir şey olmadığını örtmek ve gizlemek için kullanılıyor.