DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediyesi eş başkan adayı Gültan Kışanak, “Seçimden sonra yeni bir sürecin başlama ihtimali çok zayıf” dedi. Yedi yıldan uzun süredir cezaevinde tutulan eski HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ve hücre arkadaşı Selçuk Mızraklı, ‘Kürt Sorununda Çözüm ve Barış Konferansı’na gönderdikleri mesajlarında ‘barışın muhattabı’ olarak Erdoğan ve PKK lideri Abdullah Öcalan’ı göstermişti. DEM Parti Mardin adayı Ahmet Türk de 17 Mart’ta ‘Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını’ söylemişti: “MHP’yle ittifakları olduğu müddetçe de bu gündeme gelmez. Ancak MHP’den koparlarsa mecburen yeni bir yol izleyecekler.” Son olarak 21 Mart’ta Diyarbakır Nevruz kutlamalarında konuşan Kürt siyasetçi Leyla Zana, “Hep beraber seçimden sonra, barış ve özgürlüğün yolunu açacağız” demişti. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, AK Parti'nin Kürtlere hayal sattığını söylemişti: “Bunu bir seçim propagandası olarak uyguluyor. ‘1 Nisan’dan sonra çözüm süreci başlayabilir’, ‘1 Nisan’dan sonra bir şeyler olabilir’ mesajını üstü örtük bir biçimde veriyor. Bölgede böyle bir algı yaratıyor."
'Çözüm için muhalefete büyük sorumluluklar düşüyor'
Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Gültan Kışanak, avukatları aracığıyla 14 gazetecinin sorularını yanıtladı.
T24'ün aktardığına göre Kışanak, Gökçer Tahincioğlu'nun 'DEM Parti'de seçim sonrası yeni bir çözüm süreci beklentisi' olup olmadığına dair sorusunu şöyle yanıtladı: "Seçimden sonra yeni bir sürecin başlama ihtimali çok zayıf. Ancak DEM Parti, Kürt meselesine demokratik ve barışçıl bir çözüm bulunması için güçlü bir mücadele yürütecektir. Demokrasiye ve barışa inanan tüm kesimlerden de bu mücadeleye katkı sunmasını bekliyoruz. Olması gereken budur. Kürt sorunu sadece iktidarla çözülebilecek bir mesele değildir, toplumsal mutabakatla çözülebilecek bir konudur. Çözüm için muhalefete büyük sorumluluklar düşüyor. Hem iktidar hem de CHP bu yerel seçimlerin çok önemli olduğuna dair bir algı yaratarak, oyları konsolide etmek istiyor. Tabi ki her seçim gibi bu seçimde önemlidir, ancak bir kader seçimi değildir. Kaderimizi izlediğimiz politikalar belirliyor. Muhalefetin artık güçlü demokratik bir programla sorunların çözümüne talip olması ve siyaseti sandığa indirgemekten vazgeçmesi gerekir."