Gezici Araştırma Şirketi Başkanı Murat Gezici, sandığa katılım oranı artarsa referandumdan 'hayır' çıkacağını söylüyor Gezici’ye göre bu referandumda kilit rolü, sandığa gitmeyecek olan yüzde 17’lik seçmen kitlesi oynuyor. Çarpıcı olansa, sandığa gitmeyeceğini söyleyen yüzde 17’lik seçmenin yüzde 75’inin “Hayırcı” ve çoğunlukla CHP’li oluşu Gazete Duvar'dan İrfan Aktan'ın sorularını yanıtlayan Gezici'nin açıklamalarının bir kısmı şöyle: -Herkesin birbirine sorduğu soruyla başlayalım. 16 Nisan’da “Evet” mi çıkacak, “Hayır” mı? Toplumun yüzde 62.2’si kesinlikle ama kesinlikle “Evet” çıkacağını düşünüyor. Fakat yüzde 10.3’lük bir kitle ise fikrinin olmadığını söylüyor. Bunları da ağırlığına göre dağıttığımızda toplumun yüzde 69.4’ü “Evet”, yüzde 30.6’sı ise “Hayır” çıkacağına inanıyor. Buna karşın toplumun yüzde 51.6’sı “Hayır” oyu vereceğini söylüyor. -Bu sonucu tek bir araştırmaya dayanarak mı söylüyorsunuz? Bu süreçte yaptığımız 14 araştırmanın hepsinde “Hayır” önde çıktı. Dolayısıyla referandumdan “Hayır” çıkması çok yüksek bir ihtimal. -Bir istatistikçi olarak “Hayır”ın çıkma ihtimalini yüzde kaç olarak görüyorsunuz? Yüzde 95 civarında! Ama “Evet”in çıkma ihtimalini toplumdaki herhangi birine sorduğumuzda, dediğim gibi yüzde 70 civarında bir oranla karşılaşıyoruz. -Son araştırmanızın değerlendirme metninde bunu “öğrenilmiş çaresizlik” olarak yorumluyorsunuz. İnsanların “Hayır” oyu vereceğini söyleyip “Evet” çıkacağına inanması sonucu etkileyecek mi? “Evet”in yüksek oranda çıkacağı algısı seçmenin sandığa gitmesini engelleyebiliyor. Yani “Hayır”cıların öğrenilmiş çaresizliği yine “Hayır” aleyhine işliyor. 2010 referandumunda toplumun yüzde 27’si “Evet” çıkacağını düşündüğü için sandığa gitmedi. Bazı siyasi partiler de boykot etti. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de toplumun yüzde 26’sı sandığa gitmedi. Sayın Erdoğan o dönem yüzde 52’yle seçildi. Bu da toplam seçmenin yüzde 38-42’lik bir bölümüne tekabül ediyor. Seçmenin yüzde 26’sı sandığa gitmeyerek Sayın Erdoğan’a destek vermiş oldu aslında. Oysa o yüzde 26’lık seçmen sandığa gitseydi, yüzde 80’i Erdoğan’a oy vermeyecekti. -16 Nisan’da sandığa gitmeyecek olan kitleyle 2010 referandumu ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde sandığa gitmeyecek olanlar aynı kesimler mi? Evet. 16 Nisan’da yüzde 17-18 oranında seçmenin sandığa gitmeyeceği görülüyor. Kimdir bunlar? Yüzde 75’i “Hayır”cı! Sandığa gitmeyecek olanların yüzde 55.6’sı “sandığa gitsem de sonuç değişmeyecek”, “bir oyla bu iktidarın gücü kırılamaz” diyor. Kararsızların yüzde 69.2’si sandıktan “Evet” çıkacağına inanıyor. Çünkü insanlar gündelik hayatın her yerinde “Evet” propagandası görüyor. Sayın Erdoğan’ın “Hayır” çadırına bile girmesi bir güç gösterisi. Erdoğan bir güven gösterisi yapıyor böylece. Bu gösteri, öğrenilmiş çaresizlik içindeki sandığa gitmeyecek olan seçmen üzerinde etkili olabilir. Öğrenilmiş çaresizlik kişilerin çok sayıda başarısızlıklar yaşayarak, olayların kendi kontrolünde olmadığını, o konuda bir daha asla başarıya ulaşamayacağını düşünüp tekrar deneme cesaretini kaybetmesidir. Oysa bu çaresizlik duygusundan çıkıp sandığa gitse, onların zaten yüzde 75’i “Hayır” diyecek. “Benim HDP başkanım dahi içeride, belediye başkanlarım içeride” veya “benim genel başkanımı bile azarlıyor” gibi değerlendirmeler insanları teslimiyetçi bir havaya sokuyor ve sandığa gitmiyor. Bakın Türkiye’de iki tane seçimde neredeyse her üç seçmenden biri sandığa gitmemiştir. Bu Avrupa’da olsa kıyamet kopar. Fakat 2014 yerel seçimlerinde sandığa gitmeme orana yüzde 12. Bu, son 10-15 yılda sandığa katılım oranının en yüksek olduğu seçimdi. Çünkü insanlar yerel yöneticiyi seçiyor orada. Yerel seçimlerde kutuplaşma daha azdır. Kutuplaşma arttıkça, seçmen sandıktan uzaklaşıyor.