Gezi Parkı direnişini ‘finanse ve organize etmek’le suçlananların yargılandığı davada 25 Nisan 2022’de Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası verilmişti.

Yargıtay, 28 Eylül 2023’te Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku’nun cezalarını onamış, Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi ve Ayşe Mücella Yapıcı’nın cezalarını bozmuştu.

YSK yenilenmesi kararı vermişti: 3 ilçe ve 4 beldede yarın seçim var YSK yenilenmesi kararı vermişti: 3 ilçe ve 4 beldede yarın seçim var

Milyonlarca yurttaşın katıldığı hükümet protestosu hakkındaki davada kararın üzerinden iki yıl geçti.

Osman Kavala, Can Atalay ve Tayfun Kahraman Silivri Cezaevi'nde, Mine Özerden ile Çiğdem Mater Bakırköy Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor.

Tayfun Kahraman'ın eşi Meriç Demir Kahraman, kararın çıktığı gün eşinin kızları Vera'ya veda edişinin videosunu tekrar paylaşarak şunları yazdı: "Aşağıdaki görüntüler iki yıl önce bugün çekildi. İki satır somut gerekçeden ve delilden yoksun bir yargı kararıyla eşim ve meslektaşım Tayfun, Silivri'de tutsak edileli tam iki yıl geçti. Aile bütünlüğümüze kast edilen bu süreçte adaleti tırnaklarımızla kazımaya çalışarak iki koca yıl geçirdik. İki yıl boyunca adil yargılanmak için çabaladık. Kızımız Vera iki yaş büyüdü, okula başladı, bisiklete binmeyi öğrendi, biraz biraz okumaya yazmaya başladı. İlk yazıları hapisteki babasına mektuplar oldu. Anayasa Mahkemesi'ni bir an önce yaşadığımız bu zulmü sonlandırmaya ve adil yargılanma hakkımızı sağlamaya davet ediyoruz. Adaleti geciktirmeyin, herkesin gördüğü ve bildiği bu hukuksuzluğa bir an önce son verin."

https://twitter.com/de_meric/status/1783400600631185774

Mücella Yapıcı ise Twitter'dan şunları yazdı: "2/7 yıldır haksız, hukuksuz ve delilsiz tutsakken canlarım 'özgür' kalmaktan ve adaletsizlikten utanıyorum... #GeziTutsaklarınaÖzgürlük"

https://twitter.com/MucellaYapici/status/1783425839050166530

Çorlu Tren Faciası davası avukatlarından, milletvekilliği düşürülen Gezi tutuklusu Can Atalay ise şu mesajı paylaştı:
  • İstanbul’dan Çorlu’ya gidebilmek için 'Silivri'den geçmeniz gerekiyor!
  • Ben, bugün, ne yazık ki, Çorlu Tren Katliamı’nda hayatını kaybeden ve yaralananların bu en önemli duruşmasına gelemedim. Bütün ailelerden ve yurttaşlarımızdan özür dilerim. Her duruşmasına gittiğim Çorlu davasına bu kez içinden geçemediğim daha doğrusu içinden çıkamadığım Silivri Cezaevi’nden selamlarımı, sevgilerimi ve mücadele coşkumu ileterek katıldığımı varsaymanızı istiyorum.
  • Çorlu dahil, mağdurların suçlu, muktedirlerin masum kılındığı bütün toplumsal olaylara müdahil olursanız, Soma’da yerin yedi kat altında can veren 301 madencinin hakları için mücadele ederken, hiç ders almayanların yönettiği bir ülkede, hemen ardından Aladağ’da tarikatların hem gerçek, hem de metaforik olarak üzerlerine yurdun kapısını kilitlediği küçücük kızların gelecek hayallerinin hesabını sormaya kalkarsınız, ve daha büyük bir “suç” olarak, GEZİ sürecinde parkla ilgili davayı açan avukat olmanın yanı sıra, GEZİ’deki milyonlarla birlikte daha fazla park, daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi ve daha fazla adalet talep etme cüretini göstermişseniz, Çorlu’ya gidemeyeceğiniz gibi, Silivri’den öteye geçmeniz de mümkün olmuyor, Silivri Kapalı’da bugün itibariyle tam 2 yılı hapishanede geçirmek durumunda kalıyorsunuz.
  • Ve Silivri’den sadece Çorlu’ya değil, deprem bölgesine ve büyük bir dayanışma ile beni seçen Hatay’a da gidebilmem mümkün olmadı ne yazık ki! Ne GEZİ’nin hakikatinin, ne verilen oyların, ne en asgari hukuk normlarının, ne de Anayasa kararlarının bir hükmü olmadı. Birilerinin, bir yerlerin aldığı kararlarla emir sadece demiri değil, ülkedeki hukuku, asgari demokrasiyi, vicdanı, hakkaniyeti de kesti ve attı…
  • Burada sözümü daha fazla uzatmadan bitirirken, nasıl ki Çorlu Tren Katliamı’nın sorumlularının peşini bırakmadıysak, sadece görevlilerin, memurların ve idarecilerin ceza almalarını yeterli görmeyip, siyasi irade sahiplerinin de adil bir yargılamadan geçmeleri gerektiğini savunduysak, aynı biçimde depremin sadece jeolojik bir olay olmadığını bilerek, bütün o çürük binaların yapımını kolaylaştıran siyaset anlayışından ve bunun merkezi yönetim ve yerel yönetim ayırmadan bütün sorumlularından hesap sormak üzere çalışmalarımı sürdüreceğimi, seçilmiş Hatay Milletvekili olarak bütün Türkiye’ye ilan etmek istiyorum.
  • Ve son olarak Adalet Nöbetlerinde iki yıl boyunca emek veren herkese de içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Adalet mücadelesindeki kararlılığınız ve fedakarlığınız, bu sürecin önemli bir parçası oldu ve umut verici bir dayanışma örneği sergilediniz. Sizlerle birlikte daha güçlüyüz.

https://twitter.com/CanAtalay1/status/1783491675005788654