Feridun Düzağaç: Benim cevabım sır değil. Hayır diyeceğim
Feridun Düzağaç: Referandumda 'Hayır' diyeceğim; 'evet' diyen tarafın hak verebildiğim bir argümanı yok
Rock müziğin en sevilen isimlerinden Feridun Düzağaç, 16 Nisan'da yapılacak anayasa değişikliği referandumunda kullanağı oy hakkında "Benim cevabım sır değil. Hayır diyeceğim. Çünkü gerçekten evet diyen tarafın hak verebildiğim bir argümanı yok. Bir oyum var ve bu hayır. Bunda müsterihim. Bu taraf olmaksa ve başımıza bir şey getirecekse yapacak bir şey yok. Bu ülkede insanlar uzunca zamandır çok daha ağır şeylerin bedelini ödüyorlar" dedi.
"Bugün mağduriyetler silsilesi yaşanıyor ve sonuç olarak toplumda adalete olan güven duygusu azalınca kamplaşmanın olması kaçınılmaz. Birlik ve beraberlik mesajlarını sadece şehitlerimiz olduğunda verebilen bir toplumuz" diyen Düzağaç, "Türk insanı olarak mağdurdan yana olmak gibi ortalama bir refleksimiz var. Yakın bir zamana kadar mağduriyetin vicdanda ve ahlakta karşılık bulduğu bir toplumduk. Mağdurun yanında olma dürtüsü ve kafasını yastığa rahat koyma isteği olan insanlardan ben bugün de olumlu bir sonuç bekliyorum. Benim güvendiğim şey aslında bu" ifadesini kullandı.
Gündeme ve referanduma dair Birgün'den Burak Abatay'a konuşan Feridun Düzağaç'ın açıklamaları şöyle:
»Ortalama iki yılda bir albüm yayımlama geleneğiniz var. 2015’te Başka’yı çıkarmıştınız. Yakın zamanda bir albüm daha olacak mı?
2 yılda bir ortalamam vardı ama şu aralar pek bir şey düşünmüyorum. İster istemez referandum gündemiyle beraber daha ciddi konulara kafa yoruyoruz. Zaten çok da dert üstü murat üstü günler geçirmiyoruz. Doğrusu sahne de “tam olarak” böyle bir iş. Sahneye çıkmaya hazırlanırken de patlamalar oluyor ve masum insanlar yaşamını yitiriyor. Siz öylece orada kalıyorsunuz. Çık diyen oluyor, çıkma diyen oluyor. Çıkınca kötü hissettiğiniz oluyor. Çıkmayınca da ‘hayatın yine de devam ettiği ve müziğin susmaması gerektiğini’ düşünenlerce bir taraflara yerleştirilmeye çalışılıyoruz.
» Müzik ile politika ilişkisi, müziğin politize olup olmaması noktasında tartışılan ve sizlere de ulaşan eleştiri unsuru bir konu. Siz neler düşünüyorsunuz?
İnsanlar, müzikteki politik tutuma gelmeden önce istemedikleri kadar politize edildiği dönemlerden geçiyor. Hele böyle önemli bir referandum da gündeme gelince, yeni cephelerimiz oluştu. Bugüne kadar yaşam modeli üzerinden birçok meslektaşımın toplum tarafından sadece düşünceleri yüzünden belli ölçeklerde linçler yaşadığını gözlemliyoruz. Bizler de herkes gibi alışılmışın üstünde politize ve taraf olmak durumunda bırakıldık. Ama bunca zaman yaptığım onlarca şarkı içerisinde neden sokağın dili yok? Senin de söylediğin gibi eleştiriden ziyade bir talep olarak bana geldi. Ben hayal dünyamı yaşadığım gerçekliklerden uzak tutmaya çalıştım doğrusu. Sokağın gerçekliklerini düşündüğümüzde üstüne kalem oynatmak, bir iki kelam etmek beni her şeyden önce biraz öfkelendiriyor. Çünkü ben de bu yoğun gündemden dolayı türlü linçler yaşadım kendi çapımda. Önemli olaylar öncesi bilinen insanların taraflarını ve duruşlarını açık etmeleri, sözünü sakınmaması güçlü bir birey olarak zaten olması gereken bir şey.
» Anayasa değişikliği referandumu için de geçerli midir bu durum?
Ben oylayacağımız şeyin çok ciddi olduğunu düşünüyorum. Biraz da yakın geçmişteki referandum içeriklerini düşünüp aynı potada değerlendirdiğimde kıyas kaldırmayacak kadar önemli ve ciddi bir şeyi oylayacağımızı düşünüyorum. Şartlar da çok eşit değil. Sanki hayır çıkmayacakmış gibi bir algı yaratılıyor. Zor zamanlar. Kendi derdimize düşecek zamanlar değil. Bu anlamda kaygılı bir bekleyiş içerisindeyiz.
» Neden kaygılı bir bekleyiş?
Bazı yakın arkadaşlarım ülkeyi terk edip başka yerlere yerleşme fikrinden bahsediyorlar. Üzülüyorum. Uğur Mumcu ve Hrant Dink’in ölümleri, Madımaklar vs. birçok şey oldu ve şimdi de tekrar toplumun sinir uçlarıyla oynayan yeni bir sürece girmiş durumdayız. 16 Nisan’da Eurovision’da Türkiye’yi kim temsil edecek oylaması olmayacak. Bildiğim kadarıyla başka bir şeyi oyluyoruz ve bu gündemi yakından temsil eden bir vatandaş için gergin ve sağlıksız şartlarda gerçekleşecek gibi görünüyor. Vapurda hayır diyen çocukların polisten dayak yediğini okuduk. 'Neden hayır’ı daha iyi anlatacak kişilerin, gazetecilerin, planlı bir şekilde susturulduğunu görüyoruz. İnsanlar neyle suçlandıklarını bilmeden özgürlüklerinden alıkonuluyorlar. Benim gözlediğim şeyler bunlar ve hoşuma gitmiyor. Ben gerçekten Ahmet Şık’ın suçunu bilmek istiyorum. Aynı zamanda FETÖ için “tehlike var” diye haber yapan Çetinkaya, gün sonunda bu örgüte üye olma suçlaması ile karşı karşıya. Bu da var olan siyasi erke inancımı ortadan kaldıran bir şey. Bu başlı başına bir Aziz Nesin fıkrası.
» Sizin bu cepheleşmeden dolayı lince uğrama korkunuz var mı?
Haksız bir linç yaşadığımı zaten düşünüyorum. Bir şarkım genel seçimler öncesinde HDP Bursa Milletvekili adayı tarafından seçim şarkısı yapmak istendi. Ben de onlara olumsuz cevap verdim. Ama ret cevabımla beraber partiye de başarılar dilediğim için vatan hainliği ile suçlandım. Baktığımızda Beyazıt Öztürk, Sıla ve Halil Sezai de benzer şeyler yaşadı. Korkmuyorum hayır. Korkum başka. İnsanların mağduriyetlerinin yanında benim gibi düşünmeyenlerden yiyeceğim hakaretin ve küfrün bir kıymeti olduğunu düşünmüyorum. Bugün de mağduriyetler silsilesi yaşanıyor ve sonuç olarak toplumda adalete olan güven duygusu azalınca kamplaşmanın olması kaçınılmaz. Birlik ve beraberlik mesajlarını sadece şehitlerimiz olduğunda verebilen bir toplumuz. Gençliğimden beri gelen ve beni gömüp devam edecek çok ağır tartışma kutuplarımız var. Türk – Kürt meselesi bunun birincisi. Bu kavgayı arzulayanların diliyle söylüyorum, seküler-dindar tartışması da ikincisi. Oysa benim bunlarla derdim olmadı. Ne mutlu ki ayrım yapmak gibi bir saikim hiçbir sebeple olmadı. Gençken, ateşliyken ve kendimi daha solcu hissediyorken de olmadı, şimdi geldiğim noktada kazandığım ekstra tolerans duygusuyla da yok. Bu zamanlar ise ben ve benim gibi insanların daha çok zorlandığı bir süreç gibi. Aklımız ve vicdanımız var. Dolayısıyla tabii ki bir tarafız.
Yorumlar
Popüler Haberler

Rasim Ozan Kütahyalı: "Selahattin Demirtaş çıkar, beni içeri alacaklarsa ben bundan memnun olurum"

Prof. Naci Görür: Asıl deprem daha büyük ve 7’nin üzerinde olacak

Dışişleri Bakanlığı'ndan Kıbrıs iddialarına ilişkin açıklama

Boğaziçi Üniversitesi yönetimi 'araç saltanatı' ile ilgili soruları yanıtsız bıraktı

Oyuncu Sevil Akdağ arkadaşı Elif Kırav'ı bıçaklayarak öldürdü

İmamoğlu, Yozgatlı çiftçi Abdullah Ceylan’ın 'turp'lu sözünü paylaştı: 'Ne zannettin?'