Manşet

Eski dostlar Abdullah Gül ve Hulusi Akar fotoğrafları ortaya çıktı

Abone Ol
Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek'in aktardığı, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü 1970'lerin Londrasında yan yana gösterdiği iddia edilen fotoğraf ortaya çıktı. Gül ve Akar’ın gençliklerinden iki fotoğrafı gündeme getiren isim Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek oldu. Zeyrek dünkü yazısında Gül’ün yeniden siyasete döneceği iddialarını ele almış, yazısının bir bölümünde AKP’ye yakın bürokratların Gül’le tanışıklığına değinmişti. Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek, dünkü yazısında şu ifadeleri kullanmıştı: "MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın, Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından Şükrü Karatepe’nin iktidar ekibine dahil olması da Gül’ün tercihiydi. Orgeneraller arasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile birlikte dört Kayseri doğumlu komutan olduğunu hatırlatmak isterim. (Küçük bir not: Fehmi Koru’nun yayınladığı bir fotoğraf vardı. Sakallı Gül, çizgili ve İspanyol paçalı takım elbisesi ile Şükrü Karatepe ve Koru, gençlik yıllarında çektirmişti. Kıyafetlerden ve mekândan, aynı gün çekildiği anlaşılan bir başka fotoğraf daha var. Koru’nun olmadığı o fotoğrafta Gül’ün sağ yanında, kıyafeti, saçları daha düzenli, daha karizmatik görünen bir genç dikkat çekiyor. O gencin Hulusi Akar olduğunda ısrar eden bir meslektaşım, “Tanışıklıkları o yıllara dayanıyor” dedi. Gül’ün de Akar’ın da Kayseri lisesinde okuduğunu hatırlarsak tanışmamaları sürpriz olurdu.)" Fehmi Koru'nun ilk paylaştığı fotoğrafta, Koru, Gül ve Karatepe Hyde Park'da görülüyor. Bu fotoğrafı çekenin Akar olduğu iddia edilmişti. Yeni ortaya çıkan Londra'daki diğer fotoğrafı ise Koru'nun çektiği, bu kez Akar'ın (en solda) Gül ve Karatepe ile birlikte fotoğrafta yer aldığı öne sürülüyor. Emre t‏ @balanceshifted isimli kullanıcı da, "Madem şaşırıldı ben de bir tane paylaşayım: Büyük Doğu Cemiyeti Kayseri Şubesi: Necip Fazıl Kısakürek , Abdullah Gül , Hulusi Akar ." diye yazarak Twitter'da çekilmiş bu çok eski fotoğrafı koydu. Bu fotoğrafa dair Odatv'de Türker Ertürk'ün yazdığı yazı şöyle: Medyada, geçmişten bugüne çokça yer alan bir fotoğraf var. Fotoğraf karesinde yer alanlar, bugün kamuoyunun çok iyi bildiği üç isim. Bunlar; soldan sağa doğru Fehmi Koru, Abdullah Gül ve Şükrü Karatepe’dir. Her üç isim de İngiltere’nin güneybatısında yer alan Exeter kentinde bulunan Exeter Üniversitesi’nde, 1976-1978 yılları arasında eğitim almaya gitmişler. Birleşik Krallık üniversiteleri arasında “Kürt Araştırmaları Enstitüsü” olan tek eğitim kurumu Exeter Üniversitesi! Ayrıca, bu üniversitede “Arap ve İslami Araştırmalar Enstitüsü” de bulunuyor. MI-6 AJANLARI BURADA EĞİTİM GÖRÜR Arap, İslam Dünyası ve Kürtler hakkında uzmanlaşması istenenler ile Ortadoğu’da görev yapacak olan MI-6 ajanları ve İngiliz subayları, icra edecekleri görevin önemine binaen değişen sürelerde, bu üniversitede eğitim ve öğretim görürler. Birleşik Krallıkİstihbaratı’nın bir yan kuruluşu olduğu söylenen Green Peace (Yeşil Barış) örgütü, bu üniversite tarafından kurulmuştur. İşte Fehmi Koru, Abdullah Gül ve Şükrü Karatepe bu üniversitenin rahle-i tedrisatından geçmek üzere; Milli Kültür Vakfı’nın bursu, Nevzat Yalçıntaş ve Sabahattin Zaim gibi hocaların teşviki ile buralara gelmişlerdir. TANIŞIKLIK KAYSERİ LİSESİ’NDEN Bu üçlünün,Türkiye’den Üsteğmen rütbesinde asker bir misafirleri vardır. Esasında ev sahibi konumunda olan, Abdullah Gül’dür. Tanışıklıkları Kayseri Lisesi’ne dayanır. Üsteğmenimiz, 42 gün izin alarak İngiltere’ye gelmiştir. Bu kadar uzun bir süre çok pahalı bir ülke olan İngiltere’de tatil yapmak, hele hele bir Üsteğmen geliri ile neredeyse imkansızdır. Sanırım, Üsteğmenimizi Abdullah Gül misafir etmiştir. O hafta sonu, Exeter’de yaşayan üçlü aralarına misafir gelen Üsteğmeni de alarak, 3,5 saat mesafedeki Londra’ya geldiler. Amaçları hem Londra’da gezmek, hem de Üsteğmenin izin kağıdını Londra’da bulunan Askeri Ataşeliğe onaylatmaktı! FOTOĞRAFI ÇEKEN HULUSİ AKAR’DI Önce, Belgrave Square 43 numarada bulunan Türk Büyükelçiliği’nin ikinci katındaki Askeri Ataşeliğe gittiler. Daha sonra buradan çıkarak, yaklaşık 250 metre mesafede bulunan Hyde Park’a girdiler. Biraz dolaştılar, yorulunca birer pound vererek şezlong kiraladılar ve oturup sohbet ettiler. Hava güzel ve güneşli bir gün olduğu için ceketlerini çıkarıp, şezlongların arkasına astılar ve günün anısına bir de fotoğraf çektirdiler. İşte yukarıda gördüğünüz üçlünün fotoğrafı bu! Bu kareyi, fotoğraf makinesinin deklanşörüne basarak tespit eden ise; o gün Üsteğmen, bugün ise Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Hulusi Akar’dı! HALA MÜCADELEYE DEVAM EDİYORUZ Daha sonra kalktılar, ceketlerini ve safarilerini giydiler, kuzeye doğru yürüdüler, Hyde Park’ın Marble Arch kapısından çıktılar ve sağa dönerek Oxford Street’e girdiler. Bu sefer de fotoğraf makinesinin arkasına Fehmi Koru geçti, şimdiye kadar hiç medyada görmediğiniz Hulusi Akar, Abdullah Gül ve Şükrü Karatepe’nin fotoğrafını çekti. 2010’da İstifa ederek mesleğimden ayrıldım. Çünkü iki yıl yaptığım Deniz Harp Okulu Komutanlığım sırasında, Gülen Cemaatinin akla hayale gelmeyecek saldırılarına maruz kaldığım, cansiperane bir şekilde mücadele ettiğim halde; hem komutanlarım tarafından takdir edilmemiş, hem de onların dost ateşine maruz kalmıştım. Komutanlarımın Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik asimetrik psikolojik savaşı yönetemedikleri iddiasında bulunarak üniformamı çıkardım ama hala mücadeleye devam ediyorum. HULUSİ AKAR’LA HİÇ KARŞILAŞMAMIŞTIK Balyoz operasyonu ile muvazzaf askerler içeri atıldığında, görev başındaydım. Daha ilk günden itibaren sahip çıktım. Sanırım üzerinde üniforması ile Hasdal’a,Ankara’dan emir ve amirinden izin almadan gidenilk askerim. Ve hep gitmeye devam ettim. İstifa ettiğim günün hemen ertesinde de bu sefer sivil elbisem ile Hasdal’a, silah arkadaşlarımı ziyarete gittim. Ziyareti tamamladıktan sonra,Hasdal CezaeviKomutanına teşekkür için odasına yöneldim. Kapıda emir subayı “İçeride Kolordu Komutanı var” dedi. İçeri girmemi istemiyordu! Ama umursamadım ve derhal,biraz da hışımla kapıyı açarak, içeriye yöneldim. O güne kadar Hulusi Akar ile hiç karşılaşmamıştık, beni tanımazdı! AÇTIM AĞZIMI, YUMDUM GÖZÜMÜ! İçeri girer girmez, Hulusi Akar hemen ayağa kalktı, “Türker ne haber, hayırlı olsun” diyerek, güleç ve sevecen bir yüzle beni karşıladı ve kucakladı. Açtım ağzımı, yumdum gözümü! Balyoz’un hukuk görünümlü bir operasyon oluğunu, Cumhurbaşkanı Gül’ün ve iktidarın işin içinde olduğunu söyledim. Ayrıca, bu operasyonla mücadelenin yargıya saygı duyarak değil, yok sayılarak yapılabileceğini anlattım. Ne dersem beni destekledi ve katıldığını beyan etti. Belli ki; gerginliği arttırırım diye alttan almaya, gazımı almaya çalıştı ve kendini sakladı! Daha sonra emir subayını çağırdı;“Amiralimin emrindesin, kolordu alarak ev taşıma ve yeni evini hazırlama dahil ne isterse yapılacaktır” diye önümde direktif verdi. NE BİLEYİM KANKA OLDUKLARINI! Böyle davranarak, o an için gazımı aldı ve kendini sakladı. Meğerse ben, kimi kime şikayet ediyormuşum! Ben “Abdullah Gül de TSK’ya karşı yürütülen operasyonun arkasında” diyorum; meğerse Hulusi Akar, Abdullah Gül’ün kankasıymış. Şimdi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a sormak istiyorum;
  1. Size niçin hukuk görünümlü operasyonlar ve itibarsızlaştırma saldırıları yapılmadı? Yoksa sizi oraya getirmek için muhtemel rakiplerinize karşı mıntıka temizliğimi yapıyorlardı?
  2. Kontrollü darbe girişiminin neresindesiniz?
İTİRAZINIZ YOK MU?
  1. TSK’nın komuta birliği, gayri anayasal bir biçimde tahrip edilmiş durumda, bunu işgal döneminde bile yaşamadık, itirazınız yok mu?
  2. TSK’nın moral ve motivasyonu yerlerde, dayanışma ruhu zayıflamış, bunun için hangi tedbirleri aldınız?
  3. Askeri Liseleri niye kapattınız, buralarda okumadığınız için bir düşmanlığınız mı var?
HAYIR DİYEMEDİNİZ Mİ?
  1. Harp Okullarının, Harp Akademilerinin durumu ve bağlantı yapısı, dünyanın hiçbir yerinde eşi ve benzeri görülmeyecek şekilde, adeta garabet bir yapıya geçirildi. “Hayır, böyle olmaz” diyemiyor musunuz?
  2. MSB Üniversitesi denen ucube yapının başına Süleymancı birisini getirdiler, “Hayır” diyemediniz mi?
  3. GATA için yaşanan rezilliğe muhalefetiniz yok mu?
GEREĞİNİ YAPIN!
  1. Sizi yaver gibi yanında taşıyor, “Olmaz” diyemiyor musunuz?
  2. Siyasi mitinglerin enstrümanı olmayı içinize sindirebiliyor musunuz?
  3. Ülkemiz koşar adım felakete sürükleniyor, farkında değil misiniz?
Bu sorulara verecek yanıtınız yok mu? Varsa da, yoksa da bunun gereğini yapın!